Guardian ise, gelişmeyi ”kemer sıkma günlerinde kraliyet düğünü” başlığı ve Jonathan Freedland’ın yorum haberiyle duyuruyor.
Freedland özellikle Başbakan David Cameron’un gençleri kutlarken yüzündeki sevinç ifadelerini, gündemin kesintilerden ve ekonomik karamsarlıktan medyanın en ince ayrıntısına kadar irdeleyeceği bir olaya kaymış olmasından duyduğu mutluluğa yoruyor.
Independent ise, gelişmeyi ”daha modern monarşiye doğru bir adım” olarak görüyor:
”Bu ülkede çoğunluğu oluşturan monarşi yanlılarınca, bu evlilik kraliyet kurumunun yeni kuşaklara bir istikrar gücü olarak taşınmasının garantisi olarak görülecektir. Ancak kurumsal bir modernleşmeyi savunanlar için de güzel bir gelişme bu. Prens William, önceki kuşakların karşılaşacağı imalı karşı çıkışlar ve gürültüyle yüzyüze gelmeden avamdan biriyle evlenen ilk veliaht.”
”Prens ve nişanlısı üniversitede tanışmış, aynı evi paylaşmışlardı. Birlikte ağırbaşlı bir şekilde yaşadılar. William, arama kurtarma helikopter pilotu olarak görev yapıyor. Bir başka ifadeyle, uygun bir işi var.”
”Eğer bir gün Kral olursa, kendisi ve Kraliçe’nin tebalarıyla kendilerinden öncekilerden daha fazla ortak yanları olacak. Kısacası bu nişan, monarşi karşıtlarının imdadına yetişmiyor belki ama monarşiyi günümüz dünyasına bir adım daha yakınlaştırıyor.”
‘İrlanda’da hayalet mülkler, yıkılmış hayatlar’
Indepedent, Kraliyet nişanı haberini manşetinden vermeyen tek gazete bu sabah.
Kraliyet nişanı yerine, İrlanda’nın Avrupa Birliği ve euroyu uçurumun eşiğine getirdiği söylenen ekonomik krizinin insani boyutunu gündeme taşımış.
”Hayalet mülkler, yıkılmış hayatlar: İrlanda krizinin insani maliyeti” başlıklı haberinde ”İçinde kimsenin yaşamadığı 300 bin konut. Ülkenin ekonomik patlamasının hiç bitmeyeceğine inanarak inşa edenlerin sessiz utancı” diyor. 4.5 milyon nüfuslu ülkede işsizliğin yüzde 13 civarında olduğuna dikkat çeken gazete, gençler arasında işsizliğin ise daha vahim boyutlarda, yüzde 30 civarında olduğunu, çok sayıda kişinin de iş bulabilmek için ülke dışına çıktığını kaydediyor.
Independent, istihdam piyasasının önümüzdeki iki yıl içinde canlanmasının da beklenmediğini, bu nedenle en az 100 bin kişinin daha ülkeden ayrılacağını, bu göçün ikinci dünya savaşı sonrası ve 1980’lerde yaşanan topumsal yıkımın tekrarı endişesi yarattığının da altını çiziyor.
Daily Telegraph, Avrupa Konseyi’nin Başkanı Herman van Rompuy’un ”AB’nin hayatta kalma mücadelesi” olarak nitelediği İrlanda’yı krizden çıkmak için borç almaya ikna pazarlıklarının Brüksel’de sürdüğünü aktarıyor haberinde.
Financial Times ise, euro üyesi olmamasına karşın İngiltere’nin de İrlanda krizi baskısını hissettiğini ve elini cebine atmak zorunda kalabileceğini kaydediyor.
7 milyar euro civarında kredi katkısı sağlayacağı konusunda basında spekülasyonlar yapılan İngiltere Hazinesi, Financial Times’a göre, kendilerinden herhangi bir talepte bulunulmadığını, ama borç vermelerinin ihtimal dışı olmadığını söylüyor.
Financial Times, İngiltere’nin devreye girmesinin AB karşıtı Muhafazakar Parti milletvekilleri arasında rahatsızlık yaratacağını, ama bu borcun AB değil de IMF kanalıyla verilmesinin bu rahatsızlıkların giderilmesine yardımcı olabileceğini kaydediyor.
‘İstihbarat servisleri hadlerini bilmeli’
Guantanamo’da tutulan eski terör zanlılarından İngiliz vatandaşı ya da bu ülkede oturum hakkına sahip olanların gördükleri işkencede İngiliz istihbarat servislerinin de rol aldığı iddiasıyla açtıkları davada hükümetin beş milyon sterlin civarında tazminat ödemeyi kabul etmesi de gazetelerde geniş şekilde yorumlanan gelişmelerden.
Guardian, ”zaten hükümetin önünde iki seçenek vardı” diyor:
”Ya davalarda kendini savunacak, sonunda da hem tazminat ödeme kararı hem de ceza soruşturmalarıyla karşı karşıya kalacak ya da bir anlaşma yapacaktı. İkincisini seçtiği anlaşılıyor.”
Independet ise, dosyanın istihbarat servislerinin rolüne ilişkin tartışmaları mercek altına almış.
”Son yıllarda rolleri, sadece ‘sözde terörle savaş’ta değil, siyasi süreçteki de kuşkulu. Tazminat uzlaşmasına varılmasının nedenlerinden birinin de, istihbarat servislerinin, ajanlarının açık yargılamalarda kanıt sunmaya zorlanma olasılıklarına sert direnişi olduğu söyleniyor. Bu tehlikeli. Hukuk sürecine istihbarat servislerinin karışmasına hoşgörü gösterilemez.”
”Ama seçilmiş siyasilerle istihbarat servisleri arasında da tartışmalı ilişkiler var. Eski Dışişleri Bakanı David Miliband’in, istihbarat servislerinin tavsiyeleri doğrultusunda mahkemelerin Guantanamo’da tutulmuş olan Binyan Muhammed’in gördüğü kötü muameleyle ilgili belgelerin kamuya açılmasını engellemeye çalışmıştı.”
”Gerekçesi de, bu bilgilerin açıklanmasının ulusal güvenliğe ve ABD ile istihbarat paylaşımı çalışmalarına zarar vereceğiydi. Ama girişimi başarısız olunca, ortaya çıkanlar çabalarının haklı olmadığını açıkça ortaya koydu.”