Türkiye, 6 yaşında evlendirilen bir kadının çığlığıyla sarsıldı geçen hafta… Bir tarikat içi evlilikti bu… Tarikata bağlı bir vakfın kurucusu, 6 yaşındaki kızını, tarikatın 29 yaşındaki bir müridiyle evlendirmişti. Çocuğa gelinlik giydirilmiş, stüdyoya girilmiş, fotoğraf çektirilmişti. Sonra yıllar süren tecavüz süreci boyunca çocuğa bunun bir oyun olduğu söylenmiş, kimseye söylememesi tembihlenmişti. 14 yaşındayken genç kıza düğün yapılmış, kanamayla hastaneye kaldırıldığında durum ortaya çıkmış, hastaneye polis çağırılmış, savcılık soruşturma açmıştı. Ancak genç kız “Kendi isteğimle evlendim” diye yalan söylemeye zorlanmış, kemik muayenesine de başka bir kadın sokulmuş, skandal kapatılmıştı. Ta ki genç kız, bir gün isyan edip evi terk edene dek… Sonra ailesinden ve tecavüzcüsünden şikâyetçi olmuş, skandalı belgeleyen konuşmaların kaydını da belge olarak mahkemeye sunmuştu. Şimdi tecavüzcü koca ve onu evlendiren ana baba hakkında 27’şer yıl hapis isteniyordu.
Vicdan sahibi herkesin isyan ettiren bu olay, dinci çevrelerce önce sessizlikle karşılandı. Bazı imamların, kız çocuklarının çocuk yaşta evlendirilmesine cevaz veren videoları yayıldı. Tepkiler büyüyüp siyasete konu olunca iktidardaki AKP de kınamak zorunda kaldı. Ama Erdoğan’dan hiç ses çıkmadı. Çünkü o, başörtüsüne ilelebet dokunulmazlık kazandıracak bir anayasa değişikliğinin hazırlığıyla meşguldü. Ne yazık ki sosyal demokratların, “Biz samimi dindarların örtüsüne karışmayız” mesajı için başlattığı yasal girişimi iktidar fırsat görmüş, “O halde anayasayı değiştirelim” teklifine çevirmişti. Büyük ihtimalle seçim kampanyasında bunu kullanacak, muhalefet karşı çıkınca da onları samimiyetsizlikle suçlayacaklardı. Ancak 6 yaşından beri tarikatta tecavüze uğrayan kızın çığlığı, bu oyunu bozdu.
Şimdi Türkiye, Haziran seçiminde yapacağı tercihi daha net görüyor: Çocuk tecavüzüne kapı aralayan ve bunu meşru sayan bir tarikat zihniyeti ile siyasal İslam’a son vererek laik Türkiye’yi yeniden inşa edecek güçlerin seçimi olacak bu…
Karanlıkla aydınlık arasında bir seçim…
BİZE DAİR
Geçen haftaki mektubumda, “Yılbaşı için, dosta düşmana bir sürpriz hazırlıyoruz” demiştim. O sürpriz, bir hediye kitap:
Erdoğan’ın çizgi roman olarak çıkan biyografisi…
Aslında kitap Almanya’da, Türkçe ve Almanca olarak basıldı. Fransa’da, İtalya’da yayınlandı. “Bunun neresi sürpriz” diyeceksiniz. Ancak ne yazık ki, Türkiye’ye ulaşamadı. Orada dağıtılamadı. Online sipariş veren okurlara postayla yolladığımız kopyalara da gümrükte el kondu. Belli ki iktidar, yasal bir karar olmadan kitaba ambargo koymuştu.
#ÖZGÜRÜZPress’i tam da bu amaçla kurmuştuk. Sansürlenen yazarların yasaklanan kitaplarını basmak ve bu çağda ifadeye sınır konulamayacağını göstermek için… İşte bugün onu kanıtlama günü…
Yayınevi olarak, dünyaya örnek olmasını umduğumuz bir girişim başlatıyoruz: Hükümsüz yasaklanan kitabımızı Türkiye’de isteyen herkese hediye edeceğiz. Kitaba erişmek isteyen her okur, bu hafta adresini sosyal medya hesaplarımızda duyuracağımız web sitesinden kitabın tamamını ücretsiz olarak indirebilecek. Sansürü böyle yeneceğiz. Ardından İranlı, Suriyeli, Afgan yazarların kitaplarını da hem yabancı dillere çevirecek, hem kendi ülkelerinde, kendi dillerinde yayınlayıp kendi yurttaşlarına karşılıksız ulaştıracağız.
Türkiye’de yasaklı “Erdoğan” çizgi romanı, Türkiye’deki okurlarımıza yılbaşı hediyemiz… Dilediğinizce indirin, beğenirseniz paylaşın, isterseniz kâğıt baskısını alıp dağıtın.
Bu çabamıza destek olmak isteyenler: Sizlerin katkılarınızı bekliyoruz. #ÖZGÜRÜZ’ün, https://ozguruz7.org/bagis/ linkindeki hesabına yapacağınız katkıyla, yasaklı yazarlara, sansürlü kitaplara destek verebilir, sansürü delmemize, sınırları aşmamıza yardımcı olabilirsiniz.
Yeni yılda, yasaksız bir dünyanın kapılarını hep birlikte açacağımız umuduyla…
Hepinize iyi haftalar.