İngiltere gazetelerinden, Erdoğan liderliğindeki Türk heyetinin Yunanistan ziyareti, Baykal’ın istifası ve yeni İngiltere hükümetinin ilk icraatlarına dair haber ve yorumlar aktarıyoruz.
Guardian gazetesinin Yunanistan muhabiri Helena Smith, Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Atina ziyaretini “devrimci” bir ziyaret olarak nitelemiş.
“Yunanistan’a ‘devrimci’ ziyaret”
Smith, ziyaretin iki tarihi düşman arasındaki gerginlikleri gidermeyi ve on yıllardır içine girdiği en büyük borç krizindeki Yunanistan’a yardım eli uzatmayı amaçladığını yazmış.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Yunanistan ile yalnızca işbirliğini artırmayı değil “psikolojik bir değişim atmosferi” yaratmayı da hedeflediğini yazan Guardian, iki ülkenin son 20 yıl içinde üç kez savaşma noktasına geldiğini hatırlatıyor.
Gazeteye göre, çoğu Yunanlı için, doğudaki rakiplerinin kendilerine yardım eli uzatacağı fikri birkaç yıl öncesine kadar düşünülemezdi.
Smith’e göre, ikili ilişkinin seyrini değiştiren etkenler; Türkiye’nin statüsünü bölgesel süper güce dönüştürmesi, dünyanın önde gelen 20 ekonomisini bir araya getiren G20’ye üyeliği ve bu yıl yüzde 5’i aşması beklenen büyüme oranı.
Guardian yazarı, Yunan uzmanların, dokuz yıl önce kendi bankacılık krizini yaşayan Türkiye’nin, Yunanistan’a tavsiyelerle geldiği yolundaki değerlendirmelerini de aktarıyor.
Guardian muhabiri değerlendirmesinin sonunda, Yunanistan’ın çoğu Türkiye’ye karşı olmak üzere silah ithalatında dördüncü olduğunu ve ülkenin 300 milyar euroluk borç krizinde silahlanma yarışının da payı olduğunu belirtiyor.
“Seks, yalanlar ve video”
Economist dergisinde, internet üzerinden yayınlanan görüntüler nedeniyle partisinin liderliğinden istifa eden Deniz Baykal’la ilgili bir yorum var.
Derginin, “Seks, yalanlar ve video” başlıklı değerlendirmesinde öne çıkan bazı satırlar şöyle.
“Baykal neredeyse son 20 yılda hiçbir seçimi kazanamadı. Reformları engellemek üzerinden bir kariyer inşa etti. Ve şimdi de, eski özel sekreteri ile yatakta yakalandığı iddia ediliyor.”
Deniz Baykal istifa etse de “laikliği savunan Cumhuriyet Halk Partisi yaşamaya devam edecek” diyen dergi, Baykal’ın da henüz siyasi kariyerinin sonuna gelmediğini savunuyor.
Dergi şöyle devam ediyor:
“Taraftarları, Baykal parti lideri olarak kalsın diye imza topluyor. Bazıları Ankara’daki evi önünde açlık grevi yapıyorlar. Baykal da hemen geri dönmeyeceğini açıklamasına rağmen kapıyı açık bırakıyor. Deniz Baykal, perde arkasından da olsa, 1992’den bu yana başında olduğu partisini yönetmeye devam edebilir.”
Economist ayrıca, “Türkiye’de güvenilir bir muhalefetin olmaması, Türk demokrasisinin en büyük güçsüzlüğü. Baykal resmin içinde olduğu sürece, CHP’nin iktidara gelmek için çok az şansı var.” yorumunu da yapmış.
“Yeni koalisyonda gülücükleri, kesintiler izliyor”
İngiltere gazetelerinin temel gündemi ise ülkede, Muhafazakârlarla, Liberal Demokratlar arasında kurulan yeni koalisyon hükümetinin ilk icraatları.
Yeni kabinenin ilk toplantısından bir fotoğrafı manşetine taşıyan Guardian gazetesi, bakanların gülen yüzlerinin üzerindeki başlığını, “Gülücüklerin ardından, kesintiler geliyor” şeklinde atmış.
Gazete, başbakanlık konutundaki, neşeli ve esprili basın toplantısının ardından, hükümet bugün, Maliye Bakanı George Osborne’un sözleriyle tonunu ciddileştirdi, diyor.
Guardian, Sağlık Bakanı Andrew Lansley’nin önceki hükümetin planladıklarının üzerine 30 milyar dolar daha kesinti yapılacağını söylediğine yer veriyor.
Gazete ayrıca, yeni hükümetin işsizlere verilen parayı da, “çalışmaya istekli olma” koşuluna bağlama planı üzerinde de anlaştığını fakat bu kararın pratikte nasıl uygulanacağının belli olmadığını da belirtiyor.
Koalisyonun geleceği?
Financial Times gazetesi ise, yeni koalisyonun bakanlarının, kendi maaşlarından yüzde beşlik bir kesinti yapılması üzerinde de anlaştıklarını öne çıkarmış. Hükümetin bu sayede yılda yalnızca dört buçuk milyon dolarlık bir tasarruf yapacağını yazan gazete fakat bu hamlenin seçmenlere kamu sektöründeki maaşlarda ağır kesintiler yapılacağının bir işareti olduğunu belirtiyor.
Independent gazetesi ise, yeni hükümetin ve koalisyondaki muhafazakârların ortaklarına rağmen asıl renklerini koruyacağını savunduğu bir değerlendirmeye yer veriyor.
Gazete, Başbakan David Cameron ile Başbakan Yardımcısı Nick Clegg arasında ilk günkü yakınlaşmanın yerini, koalisyonun ne kadar yaşayacağına dair kaygıların aldığını belirtiyor.
Independent, şu anda koalisyonun birlik içinde iyi bir başlangıç yaptığı algısının “yanlış bir şafak” olduğunu savunan muhafazakâr partili eski başbakan yardımcısı Michael Heseltine’ın sözlerine de yer veriyor. Heseltine, “Şimdilik güneş parlıyor. Bunun tadını çıkaralım, çünkü fazla uzun sürmeyecek” diyor.
Times gazetesi ise yeni koalisyon hükümetinin dışişleri politikasını öne çıkarıyor. Gazete, Cameron hükümetinin, Amerikan Başkanı Obama’yı, Afganistan ve İran konularında destekleme sözü verdiğini aktarıyor.
Gazete’deki bir başka değerlendirmede ise, refah içindeki bir İngiltere’de sosyal bölünmelerin üzerinin örtüldüğü ancak kesintilerle birlikte ayrışmanın daha da genişleyeceği uyarısı yer alıyor.
“İsrail, oligarklara set çekmeye hazırlanıyor”
Financial Times gazetesinde yer alan İsrail’le ilgili özel bir haber yayınlamış.
Gazete, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ile yaptığı bir röportajda, İsrail Başbakanı’nın ülkedeki özel sektörde oligarklaşmaya engel olmak için harekete geçtiğini duyuruyor.
İsrail’de özel sektörün birkaç oligarkın elinde toplandığına dair kaygılar olduğunu belirten gazete, hükümetin, aynı şirketlerin farklı sektörlerde büyük hisse sahibi olmalarını engellemeyi planladığını da yazıyor.