“Amerika Birleşik Devletleri’nin Afganistan’daki komutanının ani bir şekilde değiştirilmesi, savaş politikasının yeniden değerlendirilmesini zorunlu kılabilir. Zaten buna geç kalınmıştı. Eski komutan Orgeneral Stanley McChrystal tarafından geliştirilen iddialı ve teoride kusursuz direnişle mücadele stratejisi, içeride siyasi destek, cephede yeteri kadar asker ve belki de en önemlisi Kabil’de bunun çalışmasını sağlayacak güvenilir bir hükümetten yoksundu.”
“Afganistan’da savaş 10’uncu yılına girmek üzere ve işler planlandığı gibi gitmiyor. Sonunda bir felaket yaşanması, Amerikan ve NATO güçlerinin güvenilirliğini kaybetmesi ciddi bir olasılık ve başarısızlığın sonuçları çok ağır olacak.”
‘Afganistan için hala fırsat var’
Daha önce Batı’nın Sovyet işgali ve Irak savaşı sırasında Afgan halkını iki kez yalnız bıraktığı belirtilen yazı şöyle devam ediyor:
“Şimdi yeni komutan Orgeneral David Petraeus’un ülkedeki kötü gidişatı tamamen tersine çevrimek için değilse bile, Afganistan’ın uçuruma yuvarlanmasını önlemek için önünde biraz da olsa zaman var. Başkan Barack Obama, Afganistan çekilme hedefi için Temmuz 2011 tarihini telaffuz etmişti. Ama pratikte, Irak’tan çekilme operasyonun mimarı olan Petraeus’un, Afganistan’da ilerleme kaydetmek için bu yılın Aralık ayına kadar vakti var.”
“Bu süre içinde NATO’nun Lizbon zirvesi yapılacak, Amerikan Yönetimi yeni bir dış politika değerlendirmesine gidecek ve Kongre ara seçimleri düzenlenecek. Tüm bunlarda Afganistan mercek altına alınacak ve ne kadar ilerleme kaydedildiğine bakılacak. Taliban ve destekçileri de Afgan operasyonuna katılan ülkelerin ve Afgan halkının iradesini kırmak için elinden geleni yapacak. Çünkü Taliban ve müttefikleri korku salarak ve NATO birliklerine saldırılar düzenleyerek ittifakı oyalabileceğini biliyor. Bu yüzden Orgeneral David Petraeus, Taliban’la anayasal sınırlar içinde müzakereye girebilmenin önşartı olarak, militanların cephede zayıflatılmaları gerektiğini söylüyor.”
Times‘ın manşetinde de Afganistan yer alıyor. Başlıkta, İngiltere Savunma Bakanı Liam Fox’un “Görevimizi tamamlamadan Afganistan’dan ayrılmayacağız” sözleri yer alıyor.
‘Erken çekilmek askerlerimize ihanet olur’
Gazeteye göre, Liam Fox, Afganistan’dan vaktinden erken çekilmenin, burada hayatını kaybeden askerlere ihanet etmek demek olacağını belirterek şunları söylüyor:
“Vakti gelmeden çekilmek, şiddet yanlısı radikal İslamcıları güçlendirecek. Birliklerin bir an önce çekilmesi konusundaki doğal sabırsızlık, ulusal güvenlik çıkarlarımızı tehlikeye atmamalı. Bu çatışmaya kazanmak için girdik, en yakın çıkışı aramak için değil. Sabrımızı ve kararlılığımızı korumalı ve başarıya ulaşıncaya kadar dayanmalıyız”
Times, Savunma Bakanı’nın bu sözlerinin Afganistan’daki İngiliz askerlerini 2015’e kadar çekmek istediklerini söyleyen Başbakan David Cameron’un açıklamalarıyla tezat oluşturduğunu belirtiyor.
Irak savaşı belgeleri
Independent gazetesi, dün Irak savaşıyla ilgili soruşturma kapsamında bazı gizli belgelerin yayımlandığını belirtiyor. Gazeteye göre, bu belgeler, dönemin Hukuk İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Peter Goldsmith’in aylarca yeni bir BM Güvenlik Konseyi kararı olmadan Irak’ın işgalinin uluslararası hukuka aykırı olacağında ısrar etmesine karşın savaştan birkaç gün önce fikir değiştirerek buna gerek olmadığı mütalaasında bulunduğunu ortaya koyuyor. Söz konusu belgelerde, dönemin Başbakanı Tony Blair’in Goldsmith’in ilk tavsiyelerine sinirlendiği ve bir danışmanının “Artık bu konuda görüş istemiyoruz” dediği belirtiliyor.
‘Irak petrolde dünya lideri olacak’
Independent‘ta yer alan bir başka haberde de, BP’nin Meksika Körfezi’nde işlettiği bir petrol platformunun infilak etmesinden sonra Irak petrollerine ilginin arttığına dikkat çekiliyor.
Habere göre, uzmanlar, yabancı şirketlerin ilgisi nedeniyle Irak’ta petrol üretiminin 10 yıl içinde dört kat artmasını bekliyorlar. Bu durumda, Irak, dünyanın en fazla petrol ihraç eden ülkesi olan Suudi Arabistan’ın tahtına oturacak ve petrol fiyatlarının belirlenmesinde büyük bir ağırlığa sahip olacak.
Meksika Körfezi’nde yaşanan çevre felaketi derin sularda petrol arama ve çıkarmayla ilgili endişeleri artırırken, Irak petrolleri, uluslararası şirketler için kolay ve ucuz bir alternatif olması nedeniyle daha da cazip hale geldi.
‘Irak’a zehirli katkı maddesi’
Guardian‘ın özel haberine göre, bir İngiliz kimya şirketi, Irak’a otomobil yakıtlarında kullanılan zehirli katkı maddesi satabilmek için Iraklı yetkililere milyonlarca dolar rüşvet ödediğini kabul etti. Bu açıklamadan sonra Octel adlı şirketin eski yönetim kurulu başkanının Amerika Birleşik Devletleri’nde yürütülen yolsuzluk soruşturması kapsamında bu ülkeye gönderilebileceği belirtiliyor.
Habere göre, rüşvet karşılığında şirket Irak’a tonlarca tetra etil kurşun sattı. Çocuklarda beyin hasarına yol açtığı şüphesiyle Batılı ülkelerde bu maddenin arabalarda kullanılması yasak. Irak’ın yakıta bu maddenin karıştırıldığı tek ülke olduğu tahmin ediliyor.
‘Merkel’e darbe’
Gazete, kolay bir zafer bekleyen Merkel’i düş kırıklığına uğratan cumhurbaşkanlığı oylamasının Avrupa’nın en büyük ekonomisi olan Almanya’da siyasi istikrarsızlık endişesini doğurduğunu, borsada hisselerin ortalama değer kaybettiğini aktarıyor.
Times da başyazısında uluslararası arenada güçlü bir lider olarak görülen Merkel’in ülkesinde ayakta kalma savaşı verdiğini belirtiyor.