Adana Seyhan’da hayatlarını sürdürebilmek için kötü koşullarda düşük ücrete çalışan tarım işçiler sorunlarını ve taleplerini anlattı.
Volkan PEKAL
Adana
Yaz boyunca güneşin altında saatlerce çalışan tarım işçileri, kış soğuğunda da hava aydınlanmadan yollara düşüyor. Sağlıkları tehdit altında çalışan tarım işçilerinin tamamı sigortasız. İş Kanunu’na tabi olmayan ve bir kısmı ücretlerinden artırıp Bağ Kur primi ödeyerek emekli olmaya çalışan tarım işçilerinin en yakıcı sorunu sigorta. Adana’nın Seyhan ilçesine bağlı Çabutçu Köyünde narenciye bahçesinde çalışan işçiler de aynı durumda. Öğle yemeği yerken konuşma fırsatı bulduğumuz, yaklaşık 30 yıldır bahçe ve tarlalarda ömür çürüten Zeliha Kılıçarslan ve Hatice Özkan da “Artık yorulduk. Bari sigortamız olsaydı, emekli olurduk” diyor.
AÇ KALMIYORUZ, EL AÇMIYORUZ; FAZLASI YOK
Çalışma arasında piknik tüpü üzerinde çaydanlık önünde çayını içerken görüştüğümüz Zeliha Kılıçarslan, 27 yıldır tarım işçiliği yapıyor. “Madem bu kadar perişan olduk bir sigortamız olsun” diyen Kılıçarslan, “Halimizi görüyorsunuz. Çamur içinde çalışıyoruz” dedi. 4 çocuğa baktığını dile getiren Kılıçarslan, “Aç kalmıyoruz, onun bunun kapısına gitmiyoruz; ama fazlası yok. 27 yıldır iki kişinin çalıştığı bir ev parası. Eşim de yevmiye ile çalışıyor. 27 yıl boyunca ancak bir ev parası… o da zar zor” diye konuştu. Çocukları okutmak istediğini anlatan Kılıçarslan’ın çocukları okulu bırakmış. Sabah hava aydınlamadan eşiyle birlikte evin rızkını kazanmaya çıkan, akşam eve dönen Kılıçarslan, çocuklarla ilgilenememiş. Kılıçarslan, “Anne yok, baba yok. Sabah erken çıkıp geç gidiyoruz. Ne okula götüren oldu ne ilgilenen” diyor.
SİGORTAMIZ OLSA ‘BİR GÜVENCEMİZ VAR’ DERDİK
Eve gidince yemek, ev işi temizlik derken saatin 12 olduğunu anlatan Zeliha Kılıçarslan “12’de yatıyorum. Daha uykuya dalmadan alarm çalıyor; Saat 5 olmuş. Yine işe gidiyoruz. Aşırı zor bir iş. Güvencemiz olsaydı bari… ‘Bir güvencemiz var’ derdik, bir teselli olurdu” dedi.
SABAH BAŞLAYAN MESAİ AKŞAM EVDE DEVAM EDİYOR
Hatice Özkan da durumunu “Gelin geldim gelmedim burada çalışıyorum” diye özetliyor. Sigortalı bir işte 30 yıl çalışanın emekli olduğunu ifade eden Özkan, “Yaşlandım zor geliyor artık. 3 tane bekarım var. Onlar okula gidiyor. Mecbur çalışıyoruz. Büyük çocuklar da bu işi yapıyor. Bir çocuğum okudu ziraat mühendisi oldu” diyor. Özkan eve gidince de mesainin devam ettiğini anlatıyor; “Yemek yapıyorum, temizlik yapıyorum, çamaşır yıkıyorum” dedi.
AVUKAT OLMAYI DÜŞÜNÜYORDUM, 50 LİRAYA SÜRÜNÜYORUM
Tarım işçilerinin çocukları da eve para getirmek için okulu bırakmak zorunda kalabiliyor. 13-14 yaşından beri tarım işçiliği yapan, şimdi 17 yaşında olan İbrahim Ölmez, önceleri hem okula gidiyor, hem de çalışıyormuş. Ancak okulla işi bir arada yürütemeyen Ölmez, okulu bırakmış. Okurken avukat olmayı düşündüğünü ifade eden Ölmez, “Maddiyattan okulu bıraktım. Günlük 50 liraya sürünüyoruz. 4-5 gibi kalkıyorum. Akşam gidiyorum, yatıyorum, ertesi gün aynı şeyler” diyor. Haftalık tatil günleri olmadığını dile getiren Ölmez, yağmur yağdığı zaman işe gitmediklerini ancak o gün yevmiye de almadıklarını belirtti.
ISLAK BAHÇEDE ÇALIŞIYORUZ, SİGORTA YOK
Sabah 5’te kalkıp günlük 49 lira aldıklarını söyleyen Hate Samuk, “Öğle zamanı gelmiş hâlâ ıslağız. Ağaç ıslak, yerler çamur, küfe taşıyorum. Üstümüz başımız ıslak çalışıyoruz. Hasta oluyoruz. Kazandığımızı da hastaneye veriyoruz. Yeşil kart yok, sigorta yok” dedi. Samuk, yaşadıklarını bahçede ürettiği ve söylediği türkülerle anlatıyor.
ASGARİ ÜCRET ZAMMI HENÜZ YANSIMADI
Asgari ücrete gelen zammın kendilerine yansımadığını ifade eden Reşat Kirişçi, tarım işinde ücretlerin sezonun başladığı yaz aylarının başında, temmuz-ağustos aylarında belirlendiğini söyledi. Önceki sezon 44 lira olan günlük ücretin bu sezon 50 lira olduğunu söyleyen Kirişçi, yaza kadar bu ücretle çalışacaklarını belirtti.