Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye’nin AB müzakere sürecinde yaşadığı iniş ve çıkışları en yakından anlayan ve hisseden ülkelerden birisinin İngiltere olduğunu belirterek, “Çünkü İngiltere’nin de müzakere süreci kolay olmadı. İngiltere bu süreçte kararlılığıyla bize de ilham veriyor” dedi.
EGEMEN BAĞIŞ İLE DAVID LIDINGTON ORTAK TOPLANTI DÜZENLEDİ
Bağış, British Council, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu ve Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı tarafından düzenlenen “Türkiye-AB: Geleceği Şekillendiriyor” konulu 7. Boğaziçi Konferansı çerçevesinde, İngiltere’nin AB İşlerinden Sorumlu Bakan Yardımcısı David Lidington ile Feriye Lokantası’nda ortak basın toplantısı düzenledi.
Toplantıdan Bağış ve Lidington, Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinde açılan Çevre Faslı konusunda iki ülke arasında işbirliği öngören mutabakat muhtırasını imzaladı.Bağış, Lidington ile 7. Boğaziçi Konferansı’nın dün akşam yapılan akşam yemeğinde, bu sabah konferansın açılış oturumunda ve çalışma yemeğinde bir arada bulunduklarını ifade ederek, “Lidington ile Türkiye’nin İngiltere ile olan ilişkilerinin yanı sıra Türkiye’nin AB sürecine olan katkıları, müzakerelerini sürdürdüğümüz fasıllar, Çevre Faslının kapanmasına yönelik işbirliği mutabakatı, Türkiye’nin AB sürecindeki en büyük engel haline gelen Kıbrıs meselesi ve bundan dolayı açmakta zorlandığımız müzakere başlıkları gibi konuları değerlendirme imkanımız oldu” diye konuştu.
Lidington ile göreve geldiğinden bu yana defalarca telefonda görüştüklerini, dün akşamdan itibaren de çok yakın bir dostluk içinde bulunduklarını Bağış, Lidington’a Türkiye’ye ve seçim bölgesi İstanbul’a yaptığı ziyaretten dolayı teşekkür etti.Bağış, “Kendisini ailesiyle birlikte daha sık İstanbul’da görmek istediğimizi vurgulamak istiyorum. Önümüzdeki dönemde bu yakın işbirliğinin daha da artacağına inanıyorum” dedi.
Devlet Bakanı Bağış ile görüşmelerinde Kıbrıs konusunu da detaylı olarak ele aldıklarını ifade eden Lidington, Bağış ile BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer ile temas halinde olmanın önemini, mevcut BM denetimiyle sürecin başarılı bir şekilde sonlandırılması için neler yapılması gerektiğini ele aldıklarını, Kıbrıs’ta sürecin umut verici, ama zor olduğunu söyledi.
Lidington, görüşmelerinde, Türkiye’nin AB üyeliği sürecini de konuştuklarını, Birleşik Krallık’ın Türkiye’nin AB üyeliğine yoğun destek vermek kararlılığında olduğunu ifade ettiğini, üyeliğin AB ve Türkiye vatandaşları açısından ne kadar faydalı olacağını ele aldıklarını anlattı.
“RAPORU DÖRT GÖZLE BEKLİYORUZ”
BM’nin Kasım ayında Kıbrıs konusunda sunacağı raporu dört gözle beklediklerini ifade eden Lidington,
Türkiye’nin KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile yakın çalışmasını olumlu karşıladıklarını ifade eden Lidington, Kıbrıs’ta sürdürülebilir bir çözüm bulunmasının önemine işaret etti.
“TÜRKİYE’Yİ EN İYİ ANLAYAN ÜLKE İNGİLTERE”
“Aslında Türkiye’nin AB müzakere sürecinde yaşadığı iniş ve çıkışları en yakından anlayan ve hisseden ülkelerden biri İngiltere. Çünkü İngiltere’nin de müzakere süreci kolay olmadı. Müzakere sürecini tamamladıktan sonra, bugün Türkiye’ye karşı olan bazı ülkeler tarafından reddedilmek istendi ve veto edildi. İngiltere, bu süreçteki kararlılığıyla bize de ilham veriyor. O süreçte İngiltere’nin yaşadığı tecrübelerden yararlanmak için bu tür anlaşmaların önemi büyük. Çevre Faslı açılması kendi başına çok zorlu bir süreçti.
Çevre Faslı, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun azmi ve kararlılığıyla açılmıştır. Kopenhag’da iklim değişikliğiyle ilgili düzenlenen uluslararası zirvede, dünyanın 26 ülkesinin lideri uzlaşamazken, Türkiye’nin 13 farklı bakanının imzasıyla, 26 değişik kurumun onayıyla ve 27 AB üyesi ülkenin ortak bir müzakere pozisyon belgesinde buluşması az buz bir öneme haiz bir konu değildi. Ama faslı açtıktan sonra kapanması için atılması gereken adımlar var. Türkiye’nin çevre açısından AB müktesebatıyla uyumlu olmasını sağlayacak, atması gereken adımlar var. İşte bu adımları bizden önce atmış olan İngiltere’nin tecrübelerinden faydalanmak, bu süreçte teknoloji, bilim ve eğitimde işbirliği yapma konusunda iyi niyeti ortaya koyan bir anlaşmayı imzaladık. Gösterdikleri ilgiden, Türkiye’nin her aşamasına olduğu gibi çevre faslının kapanmasına yönelik katkılarından dolayı teşekkür ediyorum.”
David Lidington da aynı soruyu yanıtlarken, “Muhtıra, Türkiye’nin AB üyeliği sürecine hız kazandırma çabalarının bir parçasıdır” diyerek, böylece Türkiye’ye daha stratejik ve koordineli biçimde destek vereceklerini söyledi. Lidington, muhtıranın sadece iki devletin çalışmalarını bir araya getirmeyeceğini, aynı zamanda özel sektör ve akademisyenlerle işbirliği içinde çalışarak faslın en iyi şekilde yerine getirilmesine katkı sağlayacağını kaydetti.
Lidington, bir gazetecinin, “Konferansın açılış oturumunda, AB Komisyonunun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle, 12 Eylül referandumunun Türkiye’nin demokrasi yolunda attığı bir adım olduğunu söyledi. Katılıyor musunuz” sorusunu, “Birleşik Krallık, referandum sonuçlarını olumlu ve sıcak karşılıyor. Diğer AB ülkelerinde de bu tür bir etki yaratmıştır. Türk halkı, görüşünü açıkça ifade etti. Türkiye’nin demokratik reformlara kendini adadığını biliyorum. Bu aşamadan sonra AB’nin de Türkiye’ye demokrasi ve insan hakları konusunda daha fazla katkıda bulunması gerekir” diye yanıtladı.
Ajanslar
