Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi, tıp fakültelerinin Sağlık Bakanlığı ile yaptığı protokole ilişkin bir açıklama yaptı. “Büyük İhale! Tıp Fakülteleri Satışta” başlığı ile yapılan açıklamada, “Tıp fakültelerine IMF anlaşması ile el konulduğu” belirtildi.
AKP hükümeti tarafından sistematik bir şekilde borç batağına saplanan üniversite hastanelerinin mali kaynak için hükümetle protokol imzalamak zorunda kaldığı hatırlatılan açıklamada, “Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin de içinde olduğu 6 tıp fakültesine ise hastane binası karşılığında el kondu. Sırada tıp fakültelerinin Kamu Özel Ortaklığı yoluyla uluslararası sermayeye devri var” denildi.
60–70 yıldır varlıklarını geliştirerek sürdüren tıp fakültelerinin son sekiz yılda borç sarmalına sürüklendiğine dikkat çekilen açıklamada, “AKP hükümeti üniversitelere kaynak ayırmayarak ve ürettikleri hizmetin bedelini ödemeyerek bunu yarattı” denildi.
Üniversite hastanelerinin geldiği bu durumda AKP hükümetinin sorumluluğuna dikkat çeken TTB, “AKP hükümeti çağdaş ülkelerin tıp fakültelerine ayırdığı kaynağın beşte birini bile ayırmamaktadır. Üniversite hastaneleri bütçe payının azaltılması ve döner sermaye gelirlerine mahkûm bırakılarak kendi yağlarıyla kavrulmaya zorlanmışlardır. Genel bütçeden yeterli kaynak aktarılmadığı için üniversite hastanelerinin toplam sağlık harcamalarının % 85,4’ü döner sermaye kaynaklarından gerçekleşmek zorunda kalmıştır. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sağlık harcamalarının hastanelere dağılımı bize bu konuda net bir fikir vermektedir. Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın başladığı 2003 yılından bu yana özel hastanelerin SGK’den aldığı pay % 12,3’ten, % 31,4’e yükselirken, üniversitelerin payı % 18,9’dan, % 16,1’e gerilemiştir” dedi.
“Hükümet çıkarttığı yasalarla üniversite hastanelerinin SGK’dan olan alacaklarını silmiştir. Bu kapsamda, 2007 yılında Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastane döner sermayelerinin 3,1 milyar YTL düzeyindeki alacağı silinmiştir. Silinen söz konusu alacak toplamları bugünkü fiyatlara getirildiğinde, yıllık bazda döner sermayeli işletmelerin yıllık satış hâsılatının nerede ise % 70-75’ine yaklaşmaktadır. Hükümet bununla da yetinmemiş, bedeli ödenmemiş faturaların bedelsiz kamu hizmeti tanımına sokularak silinmesi kararlaştırılmıştır. Oysaki yine AKP hükümetinin çıkarttığı 4736 sayılı yasa ile hiçbir kamu hizmetinin bedelsiz verilmemesi kararlaştırılmış, Dikili Belediye başkanı bedelsiz su sağlamaktan bu kanun çerçevesinde yargılanmıştır. Yani AKP hükümeti kendi çıkarttığı yasaya aykırı bir uygulama ile üniversite hastanelerinin alacaklarını ödemeyerek bu hastaneleri borç kıskacına sokmuştur.”
Çıkarttığı kararlarla ve kendi yasal düzenlemelerine uymayarak üniversite hastanelerinin yüksek miktarda zarar etmesini sağlayan AKP hükümeti, “çözüm” konusunda da çok bildik bir yöntem izliyor. Sistematik olarak zarar ettiren üniversite hastanelerinin yönetimine el konulmak için ilk olarak ekonomik olarak Sağlık Bakanlığı’na bağlanması için birer protokol imzalandı. TTB’den yapılan açıklamada “Her fakülteyle ayrı bir protokol imzalanırken, para yardımı belirli aralıklarla yapılacak mali denetimlere indekslendi. Mali denetimde sınıfta kalan fakülte yardımın devamını alamayacaktır. Böylece üniversitelerin mali özerkliği ortadan kaldırılmaktadır” denildi.
Bu adımın ardından, üniversite hastanelerinin binalarının Sağlık Bakanlığı’na devredilmesi ve de daha sonra özele alan açılması geliyor. Kamu Özel Ortaklığı kapsamında, devlete ait binalarda özel sağlık hizmetleri için alan açılması söz konusu.
Üniversiteler ile hükümet arasında imzalanan protokolün içeriğinin gizli tutulduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Bu protokollerde ne olduğunu öğretim üyeleri, asistanlar, öğrenciler ve kamuoyu bilmemektedir. Türk Tabipleri Birliği bilgi edinme hakkı çerçevesinde iki kez başvurduğu halde protokol metinleri verilmemiştir” denildi.