Rize’de bulunan Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışan A.A, 8 Ağustos’ta hastanede görevli Y.Y. isimli bir doktorun tecavüzüne maruz kaldı. Tecavüze uğrayan A.A, yaşadığı depresyonla saldırının üstünden 10 gün geçtiği için fiziksel rapor alamadı. Fiziksel rapor almayan A.A, bunun üzerine Çapa Tıp Fakültesi Ana Bilim Dalına başvurup “psikolojik rapor” alarak Y.Y’nin tecavüzüne uğradığını kanıtladı. Aldığı bu raporla tecavüze maruz kaldığını kanıtlayan A.A, avukatı Eren Keskin ile birlikte Rize Cumhuriyet Savcılığı’na başvurarak Y.Y. hakkında suç duyurusunda bulundu.
Müvekkilinin yaşadığı olayları DİHA’ya anlatan A.A’nın avukatı Eren Keskin, “A.A. aynı hastanede çalışan Y.Y. isimli doktorla gönül ilişkisi yaşıyor. Bir süre sonra ise doktorun evli olduğunu ve kendisine yalan söylediğini anlayıp, ayrılıyor. Ancak doktor müvekkilimi sürekli rahatsız etmeye devam ediyor. Müvekkilimin santral da görevli olduğu bir gece müvekkilimi arayıp gelmek istediğini söylüyor. Müvekkilim bunu reddetmesine rağmen doktor hastaneye gelerek müvekkilim bulunduğu santral odasının kapısını zorla açarak müvekkilime tecavüz ediyor” diyerek olayı anlattı.
‘Raporla cinsel saldırı kanıtlandı’
A.A’nın tecavüz nedeniyle şoka girdiğini olayı sadece birkaç arkadaşının anlatmasının ardından arkadaşlarının da avukata başvurması gerektiğini söylediğini ifade eden Keskin, “Kadınların sorunları tam da bu noktada başlıyor. Kadınlar eğer anlatırsam işimden atılırım kimse bana inanmaz korkusu oluyor. Bu genel olarak şiddet mağduru olan kadınların yaşadığı bir süreçtir” dedi. Kadınların yaşadıkları şiddeti utanma ve yalnız kalma duygularından ve korkularından dolayı açıklayamadıklarının altını çizen Keskin, “Müvekkilimde bir süre bu yaşadığı olayı kimseye anlatamıyor. Bana bu olay geldiğinde ise tecavüzün üzerinden çok zaman geçmişti. Tecavüz vakalarında tecavüzün kanıtlanması için fiziksel bulguların alınması gerekiyor. Eğer kadın bakireyse tecavüz vakasından sonra 7 ile 10 gün arasında, eğer bakire değilse 48 saat içinde fiziksel bulguların alınması gerekiyor. Tabi bu da yıkanmamak şartıyla” dedi. A.A’nın bu süreleri aşması nedeniyle geriye sadece psikolojik raporun kaldığını söyleyen Keskin, “Bu konuda Türkiye’yi bağlayan AİHM kararı var. Şükran Aydın davasında Türkiye’yi bağımsız bir doktordan rapor almadığı için mahkûm etmişti ve bu bir psikolojik rapordur” dedi. Keskin, A.A için Çapa Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim’den rapor çıktığını söyledi.
A.A’nin ilk olarak İstanbul’a gelip tedavi olduğunu söyleyen Keskin, “Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ve Doç. Dr. Ufuk Sezgin’in hazırladığı raporda A.A’nin içinde bulunduğu durum ortaya konuldu. Açıkça bu raporda cinsel saldırı olayına bağlı travma sonrası stres bozukluğu olduğu rapor edildi. Bu son derece önemli bilimsel bir rapor” diye konuştu.
‘Mağdurun yeri değiştirildi, doktor hala hasta bakıyor!’
Geçtiğimiz hafta A.A’nin Rize Cumhuriyet Savcısına ifade verdiğini söyleyen Keskin, olayı ilk öğrendiğinde RTE Üniversitesi’ni arayarak olayı sorduğunu ancak karşı tarafın ise olayı araştırdıklarını söylemesine rağmen A.A’nin çalışma yerinin değiştirildiğini doktorun ise hala aynı hastanede görev yaptığını öğrendiğini ifade etti.
“Bir taraftan kızlı erkekli ev tartışmalarının yapıldığı bu kadar ahlakçı bir anlayışın gündem geldiği günlerde aynı ahlakçı anlayış suçlu bir erkeği koruduğunu görüyoruz. Çünkü böyle bir olaydan sonra o kişinin derhal görevden alınması gerekiyordu. Soruşturma bitene kadar ancak bu yapılmadı” diyen Keskin, olayı araştırma sırasındayken bir mektubun kendilerine ulaştığını ve mektupta doktorun bir başka kadınla aynı şeyleri yaşadığının yazılı olduğunu belirterek, “Biz elimizde bulunan belgelerin hepsini savcılığa verdik. Davanın açılmasını bekliyoruz” diye konuştu.
(Diha)