Türkiye Su Çalıştayı Raporu’nda Türkiye’nin su potansiyeli ve ihtiyaçlar belirlendi. Türkiye’de yıllık ortalama yağış potansiyeli 501 milyar metreküp suya tekabül ediyor. Bu miktarın 186 milyar metreküpü çeşitli büyüklükteki akarsular ile denizlere ve kapalı havzalardaki göllere boşalıyor. Ayrıca bu miktara ilaveten komşu ülkelerden Türkiye sınırları içerisine giren yaklaşık yılda ortalama 7 milyar metreküp civarında bir akış bulunuyor.
Toplam 193 milyar metreküpü bulan Türkiye yüzey suyu potansiyelinin bugüne kadar geliştirilmiş çeşitli projeler ile yine yıllık ortalama değer olarak ifade edildiğinde 95 milyar metreküp kısmının teknik ve ekonomik kriterler çerçevesinde kullanılabilir olduğu belirlendi. Diğer taraftan, yapılan etütler sonucunda 2004 yılı itibariyle Türkiye’de çeşitli amaçlara yönelik kullanılabilir yeraltı suyu potansiyeli 13.7 milyar metreküp olarak hesaplandı. Bu durumda Türkiye’nin yerüstü ve yeraltı suları olarak yenilenebilir nitelikte, teknik ve ekonomik yönden kullanılabilir özelliklere sahip tatlı su potansiyelinin yıllık ortalama 110 milyar metreküp olduğu belirlendi. Türkiye’nin 2000 yılı nüfusu 67.3 milyon kabul edildiği takdirde kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı brüt 2 bin 763 metreküp/yıl, teknik ve ekonomik olarak kullanılabilecek su ise kişi başına bin 633 metreküp/yıl seviyelerinde gerçekleşiyor. Ülkenin nüfus artış projeksiyonuna göre 2020 yılı nüfusu 90.9 milyon kabul edildiğinde, kişi başına teknik ve ekonomik kullanılabilecek su miktarının 2020 yılında bin 210 metreküp/yıl’a düşeceği hesaplandı. Su potansiyeli bakımından zengin bir ülke olmayan Türkiye’nin, hızlı nüfus artışı dikkate alındığında ileriki yıllarda su kısıdı bulunan ülkeler arasında yer alabilme riski taşıyor. Ülkenin su ihtiyacını karşılamak için büyük yatırımlara ihtiyaç duyuluyor.
TEMA Vakfı Samsun İl Temsilcisi Ömer Faruk Sönmez, Türkiye’nin hidrografik olarak 26 akarsu havzasına ayıldığını söyledi. Fırat, Dicle, Seyhan, Ceyhan, Kızılırmak, Sakarya, Çoruh, Yeşilırmak, Susurluk, Aras, Büyük Menderes, Gediz ve Küçük Menderes’in müstakil nehir havzaları olarak kabul edildiğini belirten Sönmez, “Diğer 12 havza ise Doğu Akdeniz, Antalya, Batı Karadeniz, Batı Akdeniz, Marmara, Konya, Van Gölü, Kuzey Ege, Meriç, Ergene, Burdur Göller ve Akarçay’daki irili ufaklı müteferrik akarsu ve gölleri kapsamaktadır. Söz konusu 12 havzadan 4 tanesi Konya, Van Gölü, Burdur göller ve Akarçay denizlerle irtibatı olmayan kapalı havza niteliği taşımaktadır. Türkiye akarsu havzalarından 6 tanesi sınır aşan sulara ait havza niteliğindedir. Bu havzalar, Meriç-Ergene, Asi, Çoruh, Aras, Dicle ve Fırat havzalarıdır. Ancak, Dicle ve Fırat nehirleri birleşerek Basra körfezine döküldüklerinden uluslararası platformlarda tek bir hidrolojik havza olarak kabul edilmektedir. Sınır aşan sulara ait havzaların Türkiye topraklarından kaynaklanan yıllık ortalama su potansiyelleri toplam 66,37 milyar metreküpü bulmaktadır. Bu miktar, Türkiye topraklarından kaynaklanan toplam yüzey suyu potansiyeli olan 186 milyar metreküpün yaklaşık yüzde 36’sına tekabül etmektedir” dedi.
Türkiye’nin su kaynaklarının korunması gerektiğine dikkat çeken Sönmez, önlem alınmaması halinde Türkiye’nin de su kısıdı bulunan ülkeler arasında yerini alacağını vurguladı.
İHA