Siyasette ayrışmalar da, birleşmeler de netleşmeyle ilgilidir. Ayrışma ve birleşme nedenleriniz netleştikçe, toplumsal tabanınızda da yol ayrımları yaşanır.
Yüzleşme süreçleri, bu netleşmeyi hızlandırır. Kürtler yüzleşmeyi erken yaşadıkları için netleşmeyi dolayısı ile iç ayrışma ve ittifak arayışlarını da diğer toplumsal kesimlerden erken yaşamaya başlamışlardır.
Salt etnik köken yada inanca dayalı kimliklerin, günlük hayat ve siyasetin tek belirleyicisi olamayacağını erken fark eden Kürtler, Ortadoğu’da yaşanan gelişmelere farklı bir pencereden bakma imkanını diğer halklardan önce yakalamışlardır.
Irak’da yaşanan yada yaşatılmak istenen ayrışma ve çatışmaya şüpheyle yaklaşma, ihtiyatlı davranma öngörüsü bu deneyimin eseridir. Ulus devlet refleksi ile değil ama iç savaşların insanlığa ödettiği ağır bedelin farkındalığı içinde hareket eden Kürt siyaseti oyun bozan tutumu ile kimi güçleri rahatsız etmektedir.
Tarihin akışına karşı durmamak ama küçük hesaplarla fırsatçılığı da temel siyaset haline getirmeme konusunda sergilediği yaklaşımla Kürtler, diğer halklar için öncü rol oynamaktadır.
Kürtlerin iç ayrışmaları bu nedenle dikkatle okunmalıdır. Bir yandan bu alandaki ayrışmaların hafife alınmaması, diğer yandan farklılıkların çatışmaya dönüşmemesi konusundaki sağduyusu görülmelidir. Irak Kürt bölgesindeki gelişmeler bu bağlamda izlenmelidir.
Benzer süreçleri önümüzdeki dönemde İslami çevreler ve Aleviler de yaşayacaktır. İç ayrışmalar ve ittifak arayışları önümüzdeki dönem siyasal süreçlerine damgasını vuracaktır.
IŞİD dolayısı ile İslami çevrelerin din, şiddet, özgürlük tartışmalarına daha fazla kulak tıkama lüksü kalmamıştır. Konuyu sadece bir örgütü anlama düzeyinde ele alarak bu köklü yüzleşmeyi ertelemeye çalışmak, şüphesiz kendini kandırmanın ötesinde bir anlam ifade etmeyecektir.
Alevilerin özellikle cumhurbaşkanlığı seçimi dolayısı ile içine girdiği tartışma bu nedenle son derece önemli ve stratejik anlam taşımaktadır. Alevilerin CHP tarafından önerilen adaya tepkisi kaba bir laikçilik savunusuna dönüşme potansiyeli taşıdığı ölçüde toplumsal kamplaştırma oyununa hizmet edecektir. Aksine bu rahatsızlık genel bir demokrasi mücadelesine aktığı ölçüde Türkiye siyasetinin kabuklarını kıracak, ezberlerini bozacaktır.
Acıların inşa ettiği hafıza ile siyaset üretmenin kaçınılmazlığı kadar riskleri de vardır. Kolay manipüle edilme ve gerilim oyununa taraf haline getirilme açısından Alevileri bekleyen tehlike Kürtlerin yaşadıklarından biraz farklıdır.
Kürtler bölgesel gelişmeler dolayısı ile erken zafer sarhoşluğuna çekilerek diğer halkların nefret odağı haline getirilmek istenmektedir. Bu adım başarı ile oynanırsa denize düşenin yılana sarılmasını sağlamak ikinci hamle olarak sahneye konulacaktır.
Özellikle Irak ve Suriye’deki gelişmelerin hızına baktığımızda, “çerçeve kanun” iyi niyetli hatta ileri bir adım gibi gözükse de ciddi zaaflar içermektedir. Başta TMK, seçim yasaları ve Anayasa olmak üzere hızlı bir yeniden yapılanma süreci yaşanmaz ve Türkiye kamuoyu doğru bilgilendirilmezse, bu adımın Kürtleri içerde de hedef haline getirme riski ciddidir.
Türk kamuoyunun sadece petrol hesapları ile ikna edilebileceği rahatlığı içinde hareket edilirse hayal kırıklığı yaşanabilir. Devletin sıkışmışlığını itiraf bu noktada kaçınılmaz gözükmektedir.
Aleviler içinse tablo biraz daha farklıdır. CHP’nin önüne konulan yol haritasını doğru okumak ve bin yılın biriktirdiği içe kapanma, özgüven bunalımını aşacak hamleleri yapmak zorunlu gözükmektedir. Alevi örgütlerinin temsilci ve taşıyıcıları Alevi felsefesini güncelleyebildikleri ölçüde tüm ezilenleri kapsayan siyaset dilini inşa edebilir, sağlıklı ittifaklara tabanı ikna edebilirler. Bu açıdan özellikle genç kuşağın olgunluk ve kendini yenileme düzeyi büyük bir umut ışığıdır. Geleneksel yapı ise bu açıdan engel oluşturmayacak moral iklimini hayatın her alanında yaşatmaya devam etmektedir.