Uluslararası Ramsar Sözleşmesi ile birlikte koruma altında bulunan Yüksekova’daki Nehil sazlığının çöplük olarak kullanılması, sazlığın yakılması, sazlıkta taşkınları önlemek amacıyla DSİ tarafından 1993 yılında yapılan Dilimli Barajı ise sazlığın büyük bölümünün kurumasına neden oldu.
Nehil sazlığı son olarak özellikle çevresine dökülen kömür külünden dolayı adeta çöplüğe dönüştü. Etrafına tonlarca kömür külü dökülen sazlıkta artık gezmek bile imkansız hale geldi. İlçenin lağım sularının yanı sıra askeri birliklere ait atık suların da akıtıldığı sazlık, hastalık yuvasına dönmüş durumda. 45 kilometre uzunluğundaki sazlık, hemen her yıl Uzunsırt (Miçiç) Karakolu karşısında ve ovanın çeşitli noktalarında kimliği belirsiz kişi veya kişilerce ateşe veriliyor. Sazlıktan yükselen dumanlar gökyüzünü kaplarken, yangına müdahale edilmemesi de dikkat çekiyor.
‘Sazlıkta doğa katliamı yaşanıyor’
Yıllardır Nehil sazlığının kurtarılması ve ovanın korunması mücadelesi verdiklerini söyleyen Yüksekova Cilo Doğa Derneği Başkanı Mesut Kıratlı, “Nehil sazlığında bilinmeyen bir sebeple bir veya bir kaç kişi tarafından her yıl olduğu gibi bu yıl da çıkartılan yangınla binlerce canlı katledilmiştir. Sazlıkta her sene tekrarlanan bu manzara, çoğu insan farkında olmasa da bir doğa katliamıdır. Çünkü sazlıkta birçok kuş türü ve canlı yaşamaktadır, yangın sonucunda hem doğal yapı bozulmakta hem de sazlıkta yaşayan bütün canlılar yok olmaktadır. Korunmada öncelikli doğa alanı olan ve Türkiye’nin uluslararası sözleşmeler (Ramsar) kapsamında olan Nehil sazlığı Çevre ve Orman Bakanlığı’nın tespiti sonucu uluslararası kategori olan B3 kapsamında, Avrupa ölçeğinde ise korunmada öncelikli doğa alanı olarak belirlenmiştir. Halk arasında, ‘Yakarsak seneye daha iyi olur’ gibi yanlışlar sazlığa büyük zarar vermektedir, çünkü burası tarla değil, sazlık ve sadece sazlıkların yetiştiği yer değil, aynı zamanda milyonlarca canlıya ev sahipliği yapan özel bir alandır” dedi.
‘2 milyon yılda oluşan bir bölge’
Sazlığın deniz seviyesinden bin 925 metre yükseklikte, 2 bin 800 hektarlık geniş bir alana yayılan sazlığın bitki örtüsü ve su yönünden oldukça zengin bir yere sahip olduğuna vurgu yapan Kıratlı, “Nehil sazlığı bölgenin nadir alanlarından biridir. Sazlık gerek yangın, gerek drenaj ve gerek dökülen çöpler sonucunda yok olmayla yüz yüze kalmıştır. Bu konuda Şehircilik ve Çevre Müdürlüğü’nün ‘Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği’ne aykırı hareket edenler hakkında 2872 Sayılı Kanun gereği hüküm uygulanması gerekmektedir. Ancak bugüne kadar sazlığı yakan veya kirletenler bulunup yasal işlem yapılamamıştır. Ancak bize göre ekoloji ve doğal yaşamın en büyük savunucusu halkın kendisidir. Bu açıdan çevre sorunlarına sebebiyet veren kişilikleri halkın vicdanında mahkum ediyoruz. Doğa sevdalıları başta olmak üzere, ziraat odaları, sivil toplum örgütleri ve tüm kamuoyunun ovanın eski ve doğal haliyle, gerek tarım ve hayvancılığın korunması ve geliştirilmesi, gerekse de Nehil sazlığı, kuş cenneti, doğal ve ekolojik dengenin korunması için duyarlı olması gerekir” dedi. Yaklaşık 45 kilometre uzunluğunda ve 15 kilometre genişliğindeki olan Nehil sazlığının bilimsel literatürde 2 milyon yılda oluştuğunun kabul edildiğine dikkat çeken Kıratlı, böylesi bir ekolojik dengenin tarihe taşınması noktasında sorumsuz davranan devlet kurumlarının başında Devlet Su İşleri’nin (DSİ) geldiğini dile getirdi.
(Diha)