Balıkesir’in Dursunbey ilçesine bağlı Odaköy’de Şentaş Madencilik’e ait bir maden ocağında 23 Şubat’taki grizu patlamasında 14 işçi yaşamını yitirmişti. Aynı ocakta 2006 yılının Haziran’ında meydana gelen grizu patlaması sonucu 17 işçi, yine aynı şirkete bağlı madenlerde 24 Şubat 2007 tarihinde grizu patlaması sonucu 3 işçi yaşamını yitirmişti.
4 yılda 34 işçinin öldüğü Şentaş Madencilik’in son patlamadan sonra kapatılan maden ocağı dün yeniden faaliyete geçti. Maden ocağının aynı zamanda Balıkesir Ticaret Odası Meclis Başkanı olan sahibi Erhan Ortaköylü, “Örnek bir işletme kurduğumuzu düşünüyorum” dedi.
Ailesinin 60 yıldan beri bölgede kömür madenciliği yaptığını söyleyen Erhan Ortaköylü, şöyle konuştu: “Bunun 30 yılı da bana ait. Ben bu yöreye sevgi ve aşkla bağlıyım. Çok üzüntülü günler de yaşadık. ‘Bütün emniyet tedbirleri alındı’ diye düşünmüştük. Ama herhalde eksiğimiz varmış, bunları tamamladık.”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın kontrollerinden sonra tekrar çalışmaya başladıklarını söyleyen Ortaköylü, Zonguldak Türkiye Taş Kömürü İşletmesi’nden 3 üst düzey yönetici transfer ettiklerini belirterek “İşletmemiz çalışmaya devam edecek. Örnek bir işletme kurduğumuzu düşünüyorum” dedi.
Maden ocaklarında sendikalaşmak isteyen işçileri işten çıkardığı bilinen Ortaköylü, 23 Şubat’taki grizu patlamasının ardından kameraların karşısına geçip ölen işçiler için “Allah günahlarını bağışlasın” demiş, bu sözleri tepki görmüştü. Patlamanın ardından tutuklanan Erhan Ortaköylü 10 gün sonra serbest bırakılmıştı.
24 Şubat 2007’de meydana gelen grizu patlaması sonrası Maden-İş tarafından yapılan açıklamada Ortaköylü’ye ait madenler hakkında şu ifadelere yer verilmişti: “Erhan Ortaköylü’ye ait olan ve taşeronlar eliyle işletilen bu maden ocaklarında bini aşkın maden işçisi, her türlü denetim ve gözetimden uzak, her türlü işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinden yoksun, insanlık dışı koşullarda ölüm riskiyle yüz yüze çalıştırılıyor. Bu ocaklarda, en küçük işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemine bile maliyet unsuru olarak bakılıyor ve ocaklar 21. yüzyılda, ortaçağ ilkelliğinde işletiliyor.”