İstanbul’da Esenyurt’taki Marmara Park Alışveriş Merkezi’nin şantiyesi geçtiğimiz yıl bugün 11 işçiye yanarak öldü.
Naylon çadırlarda kalıyorlardı. Hemen hepsi asgari ücretin biraz üstünde para alıyorlardı. Günde 12 saat çalışıyorlardı. Türkiye’nin değişik yerlerinden gelmişlerdi. Hepsi yoksuldu.
AVM inşaatı bir alman firmasınındı. O firma işi bir Türk firmasına ihale etmişti. İşi alan firma da inşaatı alt yüklenicilere yaptırıyordu. İşçilerin kalması için naylon çadırlar yapmışlardı. Görevliler, devlet görevlileri denetlemek için defalarca gelmişlerdi, şartları yerinde görmüşlerdi. 3 itfaiye uzmanının ertesi gün hazırladığı raporda, ‘çadırda tek giriş kapısının olduğu, acil çıkış bulunmadığı, sünger yatakların devrilmesi üzerine tek girişin de kapandığı’ belirtilmişti. Yangın yerine Bakan da gelmişti; o da çadırların kapılarını sorumlu göstermişti.
Davalar açıldı, tabi her zaman olduğu gibi esas sorumlulara, tedbir almayan AVM sahiplerine, işi gerektiği gibi denetlemeyen devlet yetkililerine değil. Dava bir yıldır sürüyor. Davalıların avukatları ailelere türlü türlü baskılar yapıyor, rüşvetler teklif ediyor. Yoksul aileler yakınlarını katillerini cezalandırılmasını istiyorlar, yanarak ölen işçilerin işçi arkadaşları olayı canlı tutmaya çalışıyor.
Ne var ki devlet bildiğimiz devlet, patron da öyle. “Sorumluları ortaya çıkaracağız” sözünü veren Bakan ortalık da yok, mahkeme bildiğimiz mahkeme, yine yavaş, halk bildiğimiz halk, yine unutkan.
Bu gün yangının yıl dönümünde, ölen işçilerin yakınları ve İşçi Ölümlerine Son Platformu üyeleri olay yerine karanfil bıraktı.
Grup adına açıklamayı, hayatını kaybeden işçilerden Ahmet Yağal’ın eşi Selma Yağal, kucağında 4.5 aylık oğlu Ahmet Yağal ile birlikte yaptı. Yağal, işçilerin hayatını MarmaraAVM’nin denetimsizliği nedeniyle kaybettiğini iddia etti.
Yağal, “Kendilerine temin etmesi gereken lojmanlarda değil, çadırda kalıyorlardı. Zaten inşaat işçiliği gibi ağır çalışma koşullarında emek veren işçiler, plastik çadırlarda sağlıksız ve güvencesiz bir şekilde yaşıyorlardı. Çıkan yangında, çadır çabucak alev aldı, işçiler birkaç dakikada hayatını kaybettiler. Ölümlerinin ardından ne hükümet, ne meclis ne de bu inşaatın sorumluları hiç bir açıklama yapmadılar, harekete geçmediler” diye konuştu.
Açılan davada esas sorumluların yargılanmadığını savunan Yağal, “Çalışma Bakanı Faruk Çelik yangının hemen ardından ,bu alana gelmiş ve yaptığı açıklamada, ihmal neredeyse bulup gerekeni yapacaklarını söylemişti. Ancak, 5. duruşması gerçekleşen davada, Marmara AVM sahipleri ve denetlemeyenler hala yargılanmıyor” dedi.
Bu davanın sorumlularının yargılanmadığı takdirde başka inşaatlarda da işçilerin ölmeye devam edeceğini aktaran Yağal, günde 5 işçinin öldüğü bu topraklarda, yetkililerin daha fazla sessiz kalmasına izin vermeyeceklerini söyledi.
Açıklamanın ardından olayın yaşandığı yere kadar yürüyen grup, ”İşçilerin Ölümü Kader Değildir”, “İşçi Ölümlerine Son”, “İşçi Köle Değil, Hesap Soracağız” şeklinde slogan attı.
Burada, grup üyeleri, ölen işçilerin fotoğraflarını yere bırakıp saygı duruşunda bulundu, ellerindeki karanfilleri bıraktı.
“Yavrum büyüyecek, ‘baba’ diyemeyecek”
Ölen işçilerden Ahmet Yağal’ın eşi Selma Yağal, bir seneden beri hala eşimi kaybettiğime inanamadığını anlatarak “Çok büyük üzüntü içerisindeyim. O acıyı tekrar yaşadım, yaşamaktayım. Kanadı kırık bir kuş misali, artık kanadım kolum kırık. Yavrumun ise babası yok. Yavrum büyüyecek, ‘baba’ diyemeyecek. Çocuğumun günahı neydi” dedi.
Sorumluların vicdanları varsa, köşe bucak kaçacaklarına adalete teslim olmaları gerektiğini belirten Yağal, “Onların çocukları baba derken hiç vicdanları sızlamıyor mu” diye konuştu.
Telefonda kendisine ’40 bin lira verelim, şikâyetinizden vazgeçin’ denildiğini iddia eden Yağal, gözyaşları içinde şunları söyledi: “Bana tazminat parası vereceklerini hatırlatıp duruyorlar. Teklif ettikleri 40 bin lira bana eşimin getirdiği kuru ekmeğin yerine geçebilir mi? O para çocuğumun yarım kalan baba deyişini tamamlayabilir mi? Bu acı parayla ölçülmez. Acıma acı katıyorlar.”
Davayı takip eden İşçi Ölümlerine Son Platformu üyesi avukat Gökçesu Özgül de, ceza davalarında şikâyetten vazgeçilmesi halinde cezaların indirime uğraması nedeniyle yakınını kaybeden ailelere para teklifi yapıldığını söyledi. Özgül, “Sanık avukatları işçilerin elektrikli eşya çalıştırmak suretiyle yangına sebep olduklarını iddia ediyor. Ölürken bile suçlanıyorlar” dedi.
Fikir Zamanı