• Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
    • Yaşam
    • Türkiye
    • Dünya
  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
    • Belgesel & Film
    • Eylem & Etkinlik
    • Fotoğraf & Karikatür
    • Kitap & Dergi
    • Müzik & Video
Adil Medya
  • Eylül 26, 2023
  • Yayın İlkeleri
  • Hakkımızda
  • Künye
  • İletişim
  • Güncel
Adil Medya
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
      Levent Gültekin'den Akşener'e yanıt: Siyasetteki oyunu ve aktörlerini ifşa ediyorum

      Levent Gültekin'den Akşener'e yanıt: Siyasetteki oyunu ve aktörlerini ifşa ediyorum

      Bir hapishane mektubu ve AB'nin yolu nereden geçer?

      Bir hapishane mektubu ve AB'nin yolu nereden geçer?

      Ekrem İmamoğlu: İstanbul'da bu sene için susuzlukla karşı karşıya değiliz

      Ekrem İmamoğlu: İstanbul'da bu sene için susuzlukla karşı karşıya değiliz

      Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri'ne 6 Mayıs gözaltısı

      Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri'ne 6 Mayıs gözaltısı

    • Yaşam
      Ülkenin geleceğini Met Bağımlısı Nesle Emanet Etmek İstemiyoruz

      Ülkenin geleceğini Met Bağımlısı Nesle Emanet Etmek İstemiyoruz

      Türdiriltimi Etik midir? Nesli Tükenen Canlıları Hayata Döndürmeli miyiz?

      Türdiriltimi Etik midir? Nesli Tükenen Canlıları Hayata Döndürmeli miyiz?

      Akraba Evliliği Nedir? Neden Tehlikelidir?

      Akraba Evliliği Nedir? Neden Tehlikelidir?

      Cansız Hafıza: Nanotel Ağları, İnsan Beynine Benzer Şekilde Hatırlayabiliyor!

      Cansız Hafıza: Nanotel Ağları, İnsan Beynine Benzer Şekilde Hatırlayabiliyor!

    • Türkiye
      Levent Gültekin'den Akşener'e yanıt: Siyasetteki oyunu ve aktörlerini ifşa ediyorum

      Levent Gültekin'den Akşener'e yanıt: Siyasetteki oyunu ve aktörlerini ifşa ediyorum

      Eskişehir'de bazı okullar 6 bin TL aylık yemek ücreti istiyor: 'Bir tostu iki üç öğrenci paylaşıyor'

      Eskişehir'de bazı okullar 6 bin TL aylık yemek ücreti istiyor: 'Bir tostu iki üç öğrenci paylaşıyor'

      DİAYDER davası: İBB yöneticisi Yavuz Saltık beraat etti

      DİAYDER davası: İBB yöneticisi Yavuz Saltık beraat etti

      AFAD'dan olası Marmara depremi açıklaması: İstanbul için müdahale ve tahliye planı çok önemli

      AFAD'dan olası Marmara depremi açıklaması: İstanbul için müdahale ve tahliye planı çok önemli

    • Dünya
      Kremlin: Aliyev Putin'den özür diledi

      Kremlin: Aliyev Putin'den özür diledi

      Trump: Seçilirsem komünist ve Marksistlerin ABD'ye girişinin önüne geçeceğim

      Trump: Seçilirsem komünist ve Marksistlerin ABD'ye girişinin önüne geçeceğim

      ABD’de fentanil ölümlerinde tarihi artış: 'Benzeri görülmemiş aşırı doz krizi yarattı'

      ABD’de fentanil ölümlerinde tarihi artış: 'Benzeri görülmemiş aşırı doz krizi yarattı'

      Kürdistan’da İran cenderesi

      Kürdistan’da İran cenderesi

  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
      Ülkenin geleceğini Met Bağımlısı Nesle Emanet Etmek İstemiyoruz

      Ülkenin geleceğini Met Bağımlısı Nesle Emanet Etmek İstemiyoruz

      Aklın Işığında Hakikate Yolculuk-(1)

      Aklın Işığında Hakikate Yolculuk-(1)

      Kur'an'da Yok !!! (2)

      Kur'an'da Yok !!! (2)

      Bir hapishane mektubu ve AB'nin yolu nereden geçer?

      Bir hapishane mektubu ve AB'nin yolu nereden geçer?

    • Belgesel & Film
      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

    • Eylem & Etkinlik
      Antikapitalist Müslümanlar'dan 1 Mayıs yürüyüşü

      Antikapitalist Müslümanlar'dan 1 Mayıs yürüyüşü

      Fatih Cami'nden 1 Mayıs'a yürüyüş

      Fatih Cami'nden 1 Mayıs'a yürüyüş

      Aleviler büyük kurultayda buluşuyor

      Aleviler büyük kurultayda buluşuyor

      R.İhsan Eliaçık'a Avrupa'da ödül

      R.İhsan Eliaçık'a Avrupa'da ödül

    • Fotoğraf & Karikatür
      Uykusuz bu hafta kapağına TOKİ'yi taşıdı

      Uykusuz bu hafta kapağına TOKİ'yi taşıdı

      Başka Türlü | Tamam da, dezenformasyon hangisi?

      Başka Türlü | Tamam da, dezenformasyon hangisi?

      Uykusuz'dan maden faciası kapağı: Size de fıtrat mı dediler?

      Uykusuz'dan maden faciası kapağı: Size de fıtrat mı dediler?

      Günün karikatürü

      Günün karikatürü

    • Kitap & Dergi
      Haftanın öne çıkan kitapları

      Haftanın öne çıkan kitapları

      Hedef gösterilen Ataol Behramoğlu'nun Bitlis'teki okur buluşması engellendi

      Hedef gösterilen Ataol Behramoğlu'nun Bitlis'teki okur buluşması engellendi

      Komünist robotlar yaşam dünyamızı değiştirebilir mi?

      Komünist robotlar yaşam dünyamızı değiştirebilir mi?

      Beni Gör

      Beni Gör

    • Müzik & Video
      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

MADENCİNİN KADERİ Mİ, MUKTEDİRİN KADERİ Mİ?

MADENCİNİN KADERİ Mİ, MUKTEDİRİN KADERİ Mİ?

Mayıs 22, 2010 Yaşam 1 comments

Facebook Twitter Google+ LinkedIn Pinterest

“Madencinin kaderi bu” cümlesi bana İsmet Özel’in “Sözlerimin anlamı beni ürkütüyor” dizesini hatırlattı. Hani “Böylesine hazırlıklı değilim daha/Bilmek. Bu da ürkütüyor. Gene de biliyorum/Kapanmaz yağmurun açtığı yaralar çocuklarda…” diye devam eden Erbain’in o ünlü dizeleri…


“Madencinin kaderi bu” sözünün anlamı hakikaten ürkütücüdür. Bu sözü söyleyenin kişiliği, kimliği ve yetiştiği dinî iklim düşünüldüğünde, olayın sadece bir dil sürçmesi olmadığı, memleketin ‘muhafazakâr’ bilinçaltını yansıttığı görülür.  Onun için ‘kapanmaz bu sözün açtığı yara vicdanlarda’…


Türkiye’de muhafazakâr bir çok çevrenin bilinçaltında bu zihniyet var.


Bu vesile ile “İslam’da kader” konusunu ele alacağım ancak izninizle birkaç kelam etmem lazım.


Bir kamu görevlisi olarak ülkenin Başbakanı meydana gelen bir felaket hakkında “Kaderlerinde var” diyemez. Bu, sorumluluğu bilinmezliğe havale edip olaydan kaçmak anlamına gelir. Keza “kader” dinî bir kavram olduğuna göre, sorumluları sorgulanamaz kılmak anlamına gelir. Laikliğe aykırı olduğundan filan değil; bilakis benim görüşüme göre Emevî zihniyeti ve Muaviyecilik olduğundan. Buna birazdan geleceğiz…


Oysa yapılması gereken olay hakkında rasyonel bilgi vermek, alınan önlemlerden bahsetmek, karşılaştıkları güçlükleri sıralamak, yapılan yanlışları ve hataları cesaretle dile getirmek, kurtarma çalışmaları hakkında kamuoyunu bilgilendirmek gibi herkesin makul karşılayacağı şeyler olmalıydı. Onun oturduğu makamdan bakınca yerin 500 metre altına gömülen madencinin kendi oğlundan farkı yoktur. “Gemicik” sahibi olmak nasıl oğlunun kaderi değilse maden ocaklarında can vermek de madencinin kaderi olamaz.


***


Sadede gelelim…


“-Söyle bakalım İslam’ın şartı kaç?”  “- Peki imanın şartı kaç?” diye devam edip giden konuşmaların yüzlercesine şahit olmuşsunuzdur.


Artık böyle sorular soruluyor mu bilmiyorum, ama bizim çocukluğumuzun en ünlü sorularıydı bunlar… Özellikle misafirliklere gidildiğinde çocuklara en çok bu ve benzeri sorular sorulurdu. Çünkü ‘muhafazakâr dindâr’ büyüklerimize göre bunlar ilk öğrenilmesi gerekenlerdendi, bilmemek çok ayıptı. Bu tür sorulara verilen cevaplar çocuğun dini öğrenmeye başlayıp başlamadığının da testi ve göstergesi sayılırdı…


Gel gör ki bu tür “şartlı refleksler” tâ Emevî devrinden kalma ezberden başka bir şey değil. Bari doğru olsa, üstelik yanlış bir ezber.


Bakın nasıl.


***


İslam kelam tarihinde İmam Maturidi’den sonra ekol içinde ikinci adam durumda olan Ebu Muin en-Nesefi (öl.508/1114), Eş’arî’den sonra Bakıllanî gibi Maturidîliği daha sistematik bir tarzda ele almış, derinlemesine temellendirmiştir. Ebu Muin’in’in en önemli eseri Tabsıratu’l-Edille Maturidîliğin serancamına paralel olarak pek tesirli olamamış, bunun yerine Eş’arî eğilimli şerhleri rağbet görmüştür.


Eserde iman ve İslam’ın şartları diye bilinen sıralamada dikkat çekici bir farklılık gözden kaçacak gibi değil.


Ebu Muin en-Nesefi Tabsıra’sında aynen şöyle demektedir: “Deriz ki, inançlara gelince, din alimlerine göre bunlar beş esasa ayrılır; Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve ahiret gününe iman. İbadetler de onlara göre beşe ayrılmış olur: salât, savm, hacc, zekat ve cihad…” (bkz. İhyadan İnşaya adlı çalışmamızın İslam’ın şiarları böl.)


Ebu Muin en-Nesefî bu sıralamayla dikkat çekici bir şekilde “kaza ve kaderi” iman esasları arasında saymamakta, İslam’ın üzerine bina olduğu şeyler arasında da “cihadı” zikretmektedir.


Buna göre “imanın ve İslam’ın şartları” olarak bilinen esaslar beş teorik beş de pratik olmak üzere on esastan ibaret oluyor. Büyük ihtimalle Cibril hadisi olarak bilinen rivayetin en sahih varyantı Tabsıra’da geçtiği gibidir.


Demek ki iman edilecek esasların özeti beştir: 1-Allah’a iman 2-Meleklere iman 3-Kitaplara iman 4-Peygamberlere iman 5-Ahiret gününe iman… Aynı şekilde İslam’ın üzerine bina olduğu esaslar da beştir:1-Salât 2-Savm 3-Hacc 4-Zekat 5-Cihad…


Yani bu dinde teorik olarak 1- Tek Allah’a, 2- Gökte pasif sukûnete çekilmeyip alemde dinamik güçleri olduğuna (melâike), 3- Tarih boyunca insanlıkla sürekli iletişim halinde olduğuna (risalet), 4- İnsanlığın sorunlarına bigâne kalmayıp yol gösterici suhuflar/bildiriler/kitaplar gönderdiğine (kitab), 5- Bunlar aracılığı ile işin sonunu düşünerek davramamızı, her şeyin hesabının sorulduğu bir son gün olduğuna inanacaksın (ahiret)…


Pratik olarak da 1- Dua, tazarru, yakarış, secde ve tevâzu halinde olacak, kibirlenmeyecek, haddini bilecek, Allah’a içtenlikle yönelerek sadece onun önünde eğileceksin, başka hiçbir gücün, kişinin, kurumun önünde eğilmeyeceksin (salât), 2- Çevrene zarar vermekten sakınacak, ahlakî tutarlığa sahip olacak, açı yoksulu unutmayacak, bir aylık talimle de olsa kendini tutmasını öğreneceksin (savm), 3- İmkanın varsa her yıl insanlık ve eşitlik gösterisine katılacak; buradan ögrendiklerinle insanlar arasında dil, renk, ırk, kavmiyet, mülkiyet, cinsiyet ayrımcılığı yapmayacaksın(hacc), 4-  İhtiyaçtan fazla mal ve mülk biriktirmeyecek; fazla olanı herhangi bir orana bağlı olmaksızın sürekli vereceksin (zekat), 5- Yeryüzünde zulme karşı adaletin, yalana karşı gerçeğin, ezene karşı ezilenin yanında yer alarak sürekli devrim için mücadele edeceksin (cihad)…


İşte bu dinin teorik ve pratik özeti bundan ibarettir.


***


Bu özetleme gayet anlaşılabilir ve mantıkî bakımdan da gayet tutarlıdır. Çünkü beş teorik beş de pratik ilke vazediyor. “Bu dinde nelere inanmam ve neler yapmam lazım” sorusuna kısaca ve özet halinde cevap veriliyor.


Buna benzer özetlemeler Kur’an’da da yapılır. (ör. Bakara; 2/177).


Ancak bu özetlemelerin hiçbirinde “kadere iman” zikredilmez. Kur’an’da kader bir iman esası değildir ve fakat tevekkül, tevhid, şirk vb. bir Kur’an kavramıdır.


Bu anlamda kader varlık ve oluş kanunları anlamına gelmektir. Her şeyin bir oluş ve bozuluş (kevn ve fesad) kanunu veya gidiş yasası vardır; evren buna göre işler. Demek ki takdir insanın, tarihin, hayatın ve doğanın işleyiş yasaları olmaktadır. Bunlara uyulmalı ki tarih, hayat ve tabiat felaketimiz olmasın. Eğer başımıza bir felaket geliyorsa bu kendi ellerimizle yaptıklarımızdan dolayıdır. Varlık ve oluş kanunlarını tayin etmek (kâdir) ve sürdürmek (emr) ise Allah’a aittir. İkbal der ki “Kader, insanın tarihte Allah ile yaptığı bir yürüyüştür.”


Hal böyleyken “kadere imanın” özellikle Emevî döneminde dinî doktrin haline getirilerek bu ezbere dahil edildiği ve “rivayet piyasasının” da ona göre şekil aldığını görüyoruz.


Hicri 40 yılında Muaviye tarafından, “cemaat yılında”, Medine mescidinde elinde kılıcıyla “Bu iş kaza ve kader iledir” diyerek ilan edildi.  91 küsur yıllık Emevî dönemi boyunca  resmi doktrin haline getirildi ve siyasal mana yüklenerek “Bizim ümmetin başında olmamız Allah’ın kaza ve kaderi iledir” argümanı geliştirildi. Buna itiraz eden ilk yüzyıl aydınlanmacılarından Amr el -Maksus, Mabed el-Cuhenî ve Ca’d bin Dirhem gibi bir çok sima “kaderi inkar ettiği” gerekçesiyle ağır işkenceler altında şehit edildi. Üstelik saray ulemasınca “Rafızî, Kaderiyye” diye yaftalanarak…


İlginçtir Roma döneminde de örneğin Aziz Justin kaderi inkar ettiği gerekçesiyle idam edilmişti. Emevî kabileci ganimet düzeni, nasıl “kendi elleriyle” kurduğu statükoyu Allah’ın kaderi olarak görüyorsa , Roma’nın köleci düzeni de Stoacı kader anlayışı ile savunulurdu. Her ikisinde de düzene itiraz edenler kaderi inkar etmekle suçlanırdı.


***


İslam kelam tarihinde Emevî sultanı Abdülmelik’e Hasan-ı Basri tarafından gönderilen risale meşhurdur. Risale, dönemin iklimini ve argümanlarını bütün açıklığı ile yansıtıyor. Özellikle Emevî Sultanının Hasan-ı Basri’ye hitabı esnasında kullandığı argümanlar çok ilginç ve çok da tanıdık: (!)


“Emiru’l Mu’minin Abdülmelik bin Mervan’dan Hasan Basri’ye…


Sana selam olsun. Zatından başka ilah olmayan Allah’a hamdü sena ederim. İmdi, daha önce geçen alimlerin hiç birinden duyulmadık bir şekilde kader meselesini izah etmeye çalıştığın bana ulaştı. Halbuki ben bu meselenin daha önceden beri senin anlattığın gibi izah edildiğini hiç duymamıştım. Senin salih, alim, faziletli, istekli, titiz birisi olduğunu biliyorum. Doğrusu senden duyduğum bu tür sözler hiç de hoşuma gitmedi. Bu meseleyle ilgili görüşlerini bana yaz. Bu iddialarını nereye dayandırıyorsun? Sahabeden birisinin görüşüne mi, Kur’an’ın bir hükmüne mi yoksa kendi görüşlerine mi? Biz daha önce kader meselesini senin gibi anlatan birisine hiç rastlamamıştık. Bu husustaki görüşlerine bana bildir…”


Hasan-ı Basri de mektubunda görüşlerini yazıyor ve insanın irade ve sorumluluğunu ortadan kaldıran kader anlayışını açık bir dille reddediyor ve özgür iradeyi savunuyor. Bu bakımdan risale baştan sonra bir “özgür irade” savunması mahiyetindedir. Kur’an’dan onlarca ayetin tefsirini yapan Hasan-ı Basri, ısrarla insanın özgür irade sahibi olduğunu, kulların fiillerinden bizzat kendilerinin sorumlu olduğunu, başımıza gelenlerin önceden tayin edilmediğini, zulümlerin ve kötülüklerin O’na nispet edilmesinin Allah’ın adaletine sığmayacağını anlatıyor. (Risalenin tam metni için bkz. “İslam’ın Yenilikçileri” adlı kitap çalışmamız, c.1, ‘Hasan-ı Basri’ böl.).


Böylece Emevîlere demek istiyordu ki: “İşlediğiniz zulümler kendi ellerinizle yaptıklarınızdandır. Bunların kaderimiz olduğu görüşü batıldır. Allah zulmedenleri sevmez. Bilakis böyle durumlarda zulme uğrayanlara cihadı emreder…”


Emevîler de demek istemekteydi ki: “Kime karşı cihad? Biz de Müslümanız. Hiç kelimeyi şahadet getirene karşı cihad olur mu?” Buradan İslam’ın esaslarına cihadın kaldırılıp kelime-i şahadetin eklenmesinin ne manaya geldiği de anlaşılıyor olmalı. Oysa iman esaslarında “Allah’a iman…Peygambere iman…” derken zaten kelime-i şehadeti ifade etmiş oluyorsun.


Görülüyor ki tarih boyunca siyasi iktidarlar bir taraftan kader inancını yardımlarına çağırırken, diğer yandan da cihadı (emr-i bi’l maruf neyh-i ani’l münker) çok sevimsiz ve tehlikeli görmektedirler. Bu nedenle halk kitlelerine kodlanıp ezberletilen “şartların” bilinçli bir tercihi yansıttığını söylemek mümkündür. Bu, Emevî yönetiminin kendilerine zulüm gerekçesiyle karşı çıkanları bertaraf etmek, ellerini kollarını bağlamak için geliştirdiği bir argümandı.


Bugün için artık bir anlamı bulunmuyor.


Anlamı olsa bile aktardığımız şekilde yeniden aslına uygun sıralanması gerekiyor.  O bile yapılmayıp kör bir taklit sürüp gidiyor.


Tabi bu İslam’ın hükümlerinin sadece bunlardan ibaret olduğu anlamına da gelmiyor. Bu olsa olsa anlama kolaylığı bakımından bir özetleme olabilir. Bu özetlemenin örnekleri de yukarıda değindiğimiz gibi Kur’an’da verilmekte…


Demek ki “Söyle bakalım İslam’ın şartı kaç?” diye bilgiç bir edayla sorduğumuz sorunun cevabını bile yanlış biliyoruz.


***


“Madencinin kaderi bu” sözünün sahibine çocukluğunda bu sorular çok sorulmuştur ve o da bu ezberi çok tekrarlamıştır. Yetiştiği dinî iklim onu böyle ele verince kömür ocaklarındaki hazin ölümler madencinin kaderi oluyor.


Vicdanı donmadıysa ‘sözünün anlamı ürkütür’ adamı.


Aksi halde açıklayamadığınız  veya sorumluluğundan kaçmak istediğiniz şeye kader der geçersiniz.


Peki, o zaman, iktidarda olmanın kaderinde de iktidar zenginleri yaratmak var.


Belediyeci olmanın kaderinde ihalelerden yüzde almak var.


Üçüncü köprü yapmanın kaderinde güzergâhtan arsa kapatma yarışı var.


İktidarın kaderinde oğluna gemicik almak, damadını medya patronu yapmak var.


Banka hesabına servet yığmak var.


Öyle mi?


Muktedirler hep buradan yıkılmadı mı?


Ne kadar ilginç, ‘muktedir’ ile ‘kader’ aynı kökten; neyin ‘kader’ olduğunu tayin eden demek, ‘iktidar’ da tayin edici erk/güç…


İnsanların kaderini tayin edici olmaya başladığınız an ‘muktedir’ oluyorsunuz.


‘Muktedir’ olmakla birlikte yıkılışınız da ‘mukadder’ oluyor.


‘Muktedir’ kibirle bakıyorsa ağurdu çökmüşe


‘İktidar’ ‘kader’ demeye başlamışsa bir felakete


Çanlar artık onun için çalıyor demektir.


“Kadermiş” öyle mi? Haşa, bu söz değil doğru


Belanı istedin, Allah ta verdi, doğrusu bu


Kader; şerâiti mevcud olupta meydanda


Zuhura gelmesidir mümkinatın a’yanda


(Mehmet Akif Ersoy: Safahat; Fatih kürsüsünde)


Not: Patlamada ölen maden işçilerimize Allah’tan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı dilerim.

 

http://ihsaneliacik.wordpress.com/

1 Comment

  1. Avatar
    lütfi
    22 Mayıs 2010 at 15:30

    Başbakanın sözünün neresi yanlış; sen madenci isen tebbirde alımmıyorsa ..!!madenden başka yerde ölme ihtimalin %.de kaç olabilir ki Asıl mesele bu kaderi değiştirmek icin bir şeyler yapmak boynuna ip takarsan kendini agaçtan sallandırırsan Elbet de kaderin Ağacda sallanarak ölmek olur Siz KA’DERE BAŞKA Bİ ANLAM YÜKLÜYOR İSENİZ ONU ACIKLAYIN DA BİZDE ÖGRENELİM ..Başbakan dogru söylemiş AFERİM ONA OYlar kılictaroğluna birazda biz yiyelim… doymuşdur AKAPE

Yorumunuzu bırakın

İlgili Haberler

Ülkenin geleceğini Met Bağımlısı Nesle Emanet Etmek İstemiyoruz Fikir & Yazı
Eylül 25, 2023

Ülkenin geleceğini Met Bağımlısı Nesle Emanet Etmek İstemiyoruz

Türdiriltimi Etik midir? Nesli Tükenen Canlıları Hayata Döndürmeli miyiz? Bilim & Teknoloji
Eylül 24, 2023

Türdiriltimi Etik midir? Nesli Tükenen Canlıları Hayata Döndürmeli miyiz?

Akraba Evliliği Nedir? Neden Tehlikelidir? Yaşam
Eylül 24, 2023

Akraba Evliliği Nedir? Neden Tehlikelidir?

ZAMAN AKIŞI

Eyl 25 21:32
Arkasayfa

Ülkenin geleceğini Met Bağımlısı Nesle Emanet Etmek İstemiyoruz

Eyl 24 11:11
Bilim & Teknoloji

Türdiriltimi Etik midir? Nesli Tükenen Canlıları Hayata Döndürmeli miyiz?

Eyl 24 10:49
Gündem

Akraba Evliliği Nedir? Neden Tehlikelidir?

Eyl 24 09:36
Bilim & Teknoloji

Cansız Hafıza: Nanotel Ağları, İnsan Beynine Benzer Şekilde Hatırlayabiliyor!

Eyl 24 08:32
Sağlık

Safra kanalı kanseri riskini artıran faktörler nelerdir?

Eyl 23 13:22
Sağlık

Prof. Dr. Canan Karatay üstüne basa basa önerdi: Bunu yiyen bir daha ekmek yemeyecek, sınırsızca tüketin

Eyl 23 13:16

Baş ağrısı sebebi çene eklem rahatsızlıkları olabilir!

Eyl 23 13:05
Gündem

Avrupa Feodalizmi Nasıl Ortaya Çıktı ?

Eyl 23 11:34
Gündem

Levent Gültekin’den Akşener’e yanıt: Siyasetteki oyunu ve aktörlerini ifşa ediyorum

Eyl 23 11:22
Ekonomi

Çay üretimi riskte

Eyl 23 11:20
Ekonomi

Binlerce şirket kepenk indirdi

Eyl 22 16:58
Gündem

Eskişehir’de bazı okullar 6 bin TL aylık yemek ücreti istiyor: ‘Bir tostu iki üç öğrenci paylaşıyor’

Eyl 22 16:29
Ekonomi

4 ayda 2150 puan

Eyl 22 14:02
Gündem

Turizmde tehlike çanları çalıyor

Eyl 22 11:28
Gündem

DİAYDER davası: İBB yöneticisi Yavuz Saltık beraat etti

Eyl 21 20:00
Arkasayfa

Aklın Işığında Hakikate Yolculuk-(1)

Eyl 21 16:12
Arkasayfa

Kur’an’da Yok !!! (2)

Eyl 21 14:38
Arkasayfa

Bir hapishane mektubu ve AB’nin yolu nereden geçer?

Eyl 21 13:12
Gündem

Kremlin: Aliyev Putin’den özür diledi

Eyl 21 12:43
Gündem

Ekrem İmamoğlu: İstanbul’da bu sene için susuzlukla karşı karşıya değiliz

Eyl 21 12:40
Gündem

Trump: Seçilirsem komünist ve Marksistlerin ABD’ye girişinin önüne geçeceğim

Eyl 21 12:35
Gündem

AFAD’dan olası Marmara depremi açıklaması: İstanbul için müdahale ve tahliye planı çok önemli

Eyl 21 12:09
Gündem

Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri’ne 6 Mayıs gözaltısı

Eyl 21 12:05
Gündem

Hrant Dink davasının tek tutuklu sanığı Adem Sağlam tahliye edildi

Eyl 21 11:58
Kültür & Sanat

Dünya oyuncu örgütleri İstanbul’da buluşuyor!

Eyl 21 11:49
Gündem

Saray bir günde 15 milyon TL harcadı

Eyl 21 11:47
Gündem

Özgür Özel’den ‘İstanbul İl Kongresi’ tepkisi: Bundan çok ciddi rahatsızlık duyuyoruz

Eyl 21 11:42
Arkasayfa

AKP usulü tarih ders kitaplarında Gezi korkusu: Kitaba da yazsanız bu halk unutmaz!

Eyl 21 10:53
Gündem

Masum değilsiniz hiçbiriniz

Eyl 21 10:42
Gündem

Çantanın içinden yoksulluk çıktı