Organizatörler, “Meryem” adlı geminin Gazze şeridinin kıyısında yaşayanlar için sağlık malzemesi götüreceğini söyledi.
Gemideki tüm yolcuların kadın eylemcilerden oluşacağı belirtildi.
Organizatörler, Lübnan Cumhurbaşkanı, Başbakanı ve Parlamento Başkanı’nın gemilerle ilgili görüşmeyi reddettiğini de açıkladı.
Tel Aviv yönetimi, gemiden hem Hizbullah örgütünü hem de Lübnan yönetimini sorumlu tutmuş, geminin Gazze’ye doğru yola çıkmaması konusunda uyarmıştı.
İsrail‘in Lübnan işgali ve 2006 yılındaki İsrail–Hizbullah çatışması sonrası, Beyrut ve Tel Aviv yönetimleri arasında bir barış anlaşması imzalanmış değil, iki ülke teknik olarak halen savaştalar.
BM kısıtlamaların kaldırılmasını istedi
Bu arada, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından yapılan bir çalışmada, İsrail‘in Gazze’de sivil halka kara ve denizde getirdiği kısıtlamaların etkileri ele alındı ve bu kısıtlamaların derhal kaldırılması istendi.
BM’nin internet sayfasında yer alan haberde, “BM’nin, Gazze’de sivillerin kara ve denize erişimleri üzerindeki İsrail askeri kısıtlamalarının derhal kalkması gerektiği, bu kısıtlamaların Filistinliler’in geçim kaynaklarını ellerinden aldığını ve zaten ekonomik abluka altında yaşayan halkın durumunu daha da kötüleştirdiği” belirtildi.
BM’nin İnsani İşler Koordinasyon Ofisi ve Dünya Gıda Programı tarafından ortaklaşa yapılan araştırmada, İsrail askeri güçlerinin son 10 yılda Gazze’de girilmesini yasakladığı arazilerin sayısını ve denizcilere getirdiği kısıtlamaları arttırdığını yazdı.
Gazze’deki sivil halkla yapılan görüşmelere dayanılarak oluşturulan araştırmada, söz konusu fiziki kısıtlamaların, 1,5 milyon nüfusa sahip Gazze’de toplam 180 bin dolayında insanın geçim kaynakları üzerinde son derece yıkıcı etkiler yarattığı belirtildi.
Fiziki kısıtlamaların 2007 yılında getirilen ablukayla birlikte Gazze’deki halkın onurunu son derece zedelediği ifade edilen araştırmada, bazı tarım arazilerini, getirilen kısıtlamalar nedeniyle kullanamadıkları için çiftçilerin gelirlerinin 2008 yılından beri üçte bir oranında düştüğü, denizeaçılamayan balıkçıların ise daha büyük kayıplar yaşadıkları bildirildi.
Araştırmada son 5 yılda balıkçılık sektöründeki gelir kaybının 26.5 milyon dolar civarında olduğu tahmin edildiği kaydedildi.
İsrail‘in güvenlik nedeniyle getirdiği fiziksel kısıtlamaların bölgede okullara ulaşımı da kötü yönde etkilediği, kısıtlama getirilen bölgelerdeki okulların bakımsızlığa mahkum oldukları, ayrıca kısıtlamaların Gazze’de kanalizasyon ve elektrik altyapılarına zarar verdiği, bu yüzden hizmetlerin Gazze’deki halkın tümüne verilemediği vurgulandı.
Çalışmada, yasak bölgelere girenlere İsrail askerleri tarafından açılan “uyarı ateşlerinde” ise 2009 yılından beri 22 Filistinlinin hayatını kaybettiği belirtildi.
Raporda Gazze’deki nüfusun yaşadığı sıkıntılarla mücadele etmede ilk yapılması gerekenin Gazze’deki halka kara ve denizde getirilen fiziki kısıtlamaların derhal kaldırılması olduğu vurgulandı.
Ayrıca çalışmada Gazze’ye “daha geniş çaplı ve daha etkili” insani yardım gönderilmesi gerektiği ifade edildi.
Gemideki tüm yolcuların kadın eylemcilerden oluşacağı belirtildi.
Organizatörler, Lübnan Cumhurbaşkanı, Başbakanı ve Parlamento Başkanı’nın gemilerle ilgili görüşmeyi reddettiğini de açıkladı.
Tel Aviv yönetimi, gemiden hem Hizbullah örgütünü hem de Lübnan yönetimini sorumlu tutmuş, geminin Gazze’ye doğru yola çıkmaması konusunda uyarmıştı.
İsrail‘in Lübnan işgali ve 2006 yılındaki İsrail–Hizbullah çatışması sonrası, Beyrut ve Tel Aviv yönetimleri arasında bir barış anlaşması imzalanmış değil, iki ülke teknik olarak halen savaştalar.
BM kısıtlamaların kaldırılmasını istedi
Bu arada, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından yapılan bir çalışmada, İsrail‘in Gazze’de sivil halka kara ve denizde getirdiği kısıtlamaların etkileri ele alındı ve bu kısıtlamaların derhal kaldırılması istendi.
BM’nin internet sayfasında yer alan haberde, “BM’nin, Gazze’de sivillerin kara ve denize erişimleri üzerindeki İsrail askeri kısıtlamalarının derhal kalkması gerektiği, bu kısıtlamaların Filistinliler’in geçim kaynaklarını ellerinden aldığını ve zaten ekonomik abluka altında yaşayan halkın durumunu daha da kötüleştirdiği” belirtildi.
BM’nin İnsani İşler Koordinasyon Ofisi ve Dünya Gıda Programı tarafından ortaklaşa yapılan araştırmada, İsrail askeri güçlerinin son 10 yılda Gazze’de girilmesini yasakladığı arazilerin sayısını ve denizcilere getirdiği kısıtlamaları arttırdığını yazdı.
Gazze’deki sivil halkla yapılan görüşmelere dayanılarak oluşturulan araştırmada, söz konusu fiziki kısıtlamaların, 1,5 milyon nüfusa sahip Gazze’de toplam 180 bin dolayında insanın geçim kaynakları üzerinde son derece yıkıcı etkiler yarattığı belirtildi.
Fiziki kısıtlamaların 2007 yılında getirilen ablukayla birlikte Gazze’deki halkın onurunu son derece zedelediği ifade edilen araştırmada, bazı tarım arazilerini, getirilen kısıtlamalar nedeniyle kullanamadıkları için çiftçilerin gelirlerinin 2008 yılından beri üçte bir oranında düştüğü, denizeaçılamayan balıkçıların ise daha büyük kayıplar yaşadıkları bildirildi.
Araştırmada son 5 yılda balıkçılık sektöründeki gelir kaybının 26.5 milyon dolar civarında olduğu tahmin edildiği kaydedildi.
İsrail‘in güvenlik nedeniyle getirdiği fiziksel kısıtlamaların bölgede okullara ulaşımı da kötü yönde etkilediği, kısıtlama getirilen bölgelerdeki okulların bakımsızlığa mahkum oldukları, ayrıca kısıtlamaların Gazze’de kanalizasyon ve elektrik altyapılarına zarar verdiği, bu yüzden hizmetlerin Gazze’deki halkın tümüne verilemediği vurgulandı.
Çalışmada, yasak bölgelere girenlere İsrail askerleri tarafından açılan “uyarı ateşlerinde” ise 2009 yılından beri 22 Filistinlinin hayatını kaybettiği belirtildi.
Raporda Gazze’deki nüfusun yaşadığı sıkıntılarla mücadele etmede ilk yapılması gerekenin Gazze’deki halka kara ve denizde getirilen fiziki kısıtlamaların derhal kaldırılması olduğu vurgulandı.
Ayrıca çalışmada Gazze’ye “daha geniş çaplı ve daha etkili” insani yardım gönderilmesi gerektiği ifade edildi.
CNNTurk