Türkiye’de siyaset yapan biri ve vatandaş olarak iktidarın yanında kuvvetli, gerçekten üreten güçlü bir muhalefetin olmasını arzu ettiklerini, bunun gerekli olduğunu belirten Atalay, CHP’nin geçmiş kongrelerine göre daha sakin ve bütün bir kongre geçirdiğini kaydetti.
CHP kongrelerinin genelde tartışmalı ve kavgalı geçtiğini dile getiren Atalay, ”Burada daha sakin bir kongre var. Bir anlamda Genel Başkan kendi istediği listeyi de oluşturdu gibi. Deniz Baykal, Önder Sav faktörü sanki çok fazla önemli değilmiş ya da bundan sonra önemli değilmiş gibi görünüyor. Meclis içerisinde kendi gruplarından, milletvekillerinden çok kişiyi listenin içerisine almadılar. Orada dikkati çeken DSP’den geçen bir kaç isim var. Bir anlamda DSP’yi de kollayan bir liste” diye konuştu.
Bu anlamda bakıldığında Kılıçdaroğlu’nun başarılı göründüğünü ifade eden Atalay, şöyle devam etti:
”Ama benim kendi gördüğüm, kendi kanaatim, CHP kolay değişecek bir parti değildir. Kolay değişmez ve ona da müsaade etmezler. Neticede CHP statükoculuğun savunucusudur, temsilcisidir her ne kadar onlar sosyal demokrasiden söz ederlerse de o anlamda bir politikalarını biz görmedik. Şu anda AK Parti’nin yürüttüğü politika Türkiye’deki belki bu güne kadar en etkili sosyal politikadır. Dileriz ki CHP’de bu madana etkili bir politika yürütür.
Ben baştan beri, Genel Başkanlığından bu yana Kılıçdaroğlu’na baktığımda hiç tutarlı bir politika ortaya koyduğunu görmedim, çelişkilerle dolu. Onun biraz da İstanbul Belediye Başkanlığından biliyorsunuz ismi ön plana çıkmıştı, sürekli yolsuzlukla mücadele ediyor gibi bir hava ama aslında çok ucuz bir hafiyelik benim gördüğüm ondaki. İşini iyi yapmayan, iyi çalışmayan böyle hemen yüzeysel bazı şeylerle insanı suçlayan böyle bir görüntü. Yani ağır başlı dengeli, konulara bütün boyutuyla yaklaşan bir liderlik görmedim. Genel olarak benim CHP’den ve liderinden doğrusu çok istememe ve beklememe rağmen şu anda bir umudum yok, kongrenin sonucu ne olursa olsun.”