Wikileaks depreminin merkez üssü Ankara. Diplomasinin 11 Eylül’ünde Türkiye ile ilgili en önemli konular; asker hükümet ilişkileri, darbe planları ve girişimleri, Ergenekon ve Balyoz soruşturmaları.
SAYGUN: İSTESEK TANKLARI SOKAĞA İNDİRİRDİK
Türkiye’de süren iktidar mücedesi ile ilgili en önemli belge ve itiraf ise, 27 Nisan 2007 e-muhtırası ile ilgili Ankara’dan Washington’a gönderilen 07ANKARA1258 kodlu rapor.
Rapora göre dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Ergun Saygun, ABD’lilere e-muhtırayı savunuyor ve isteseler darbe bile yapabileceklerini söylüyor.
Belgede yer alan ifade aynen şöyle: “Emekli orgeneral Ergin Saygun’la konuştuk. Ordunun ikinci adamı ‘Türk ordusu laik sistemi korumak için bunu yaptı. Çatışma istemiyoruz. İstesek tankları sokağa indirirdik.”
Belgeye göre Saygun, aynı konuşmada “Türk ordusu, bunu yapmayı kendine bir vazife olarak görüyor” diyor ve anayasanın orduyu “laik devleti” korumakla görevlendirdiğini, bundan dolayı açıklama yaptıklarını ve sonrasında da aynı şekilde hareket edeceklerini söylüyor.
Saygun bu sözleri “Türkiye’deki siyasetçileri bir araya getirdiği toplantıda” sarf ediyor ve “ordunun 27 Nisan açıklamasını yapmaya neden mecbur kaldığını anlamamız önemli” diyor.
‘AMAÇ KAOS YARATARAK HÜKÜMETİ DEVİRMEK’
Asker-hükümet ilişkileri ile ilgili bir diğer belge ise 10ANKARA150 kodlu.
Dönemin ABD Ankara Büyükelçisi James Jeffrey imzalı belgede şu tespit yer alıyor: “Ordunun direk bir darbeye karşı olduğu, bu sebepten darbe planlarında hep kaos yaratarak halkın hükümete güveninin azalması yattığı belirtiliyor.”
Ergenekon olarak adlandırılan davaların “halkın orduya karşı olan güveninde bir erezyona yol açtı”ğı belirtiler rapor, “Ortaya çıkan darbe planları ve son olayların yer aldığı belgede ordunun hala halk tarafında desteklendiği ancak son dönemde ortaya çıkan darbe planlarıyla bu güvenin giderek azaldığı iddia ediliyor” tespiti ile son buluyor.
Raporda “özellikle son darbe planı ‘Balyoz’”dan sonra “AK Parti daha popüler olmaya başladı.”
ERGENEKON, BALYOZ; KÜÇÜK DÜŞÜRME OPERASYONLARI
Aynı Jeffrey, 23 Şubat 2010 tarihli 10ANKARA294 raporunda ise, “Balyoz Operasyonu” hakkında görüşlerini aktarırken Jeffrey, “resmi suçlama yapılması durumunda TSK’nın bunlara yanıt vermek zorunda kalacağını ancak yeterli delil bulunmazsa, operasyonun “hükümete karşı geri tepeceği” yorumunda bulunuluyor.
Polisin “eşkıyaca ve otoriter” davrandığını belirterek değerlendirmelerini sürdüren ABD Ankara Büyükelçisi, “yargının davranışlarını kötüleştirdiği”ni ileri sürüyor. Jeffrey, Ergnekon soruşturmalarını “kamuoyu önünde küçük düşürme operasyona olarak tarif ediyor, Balyoz operasyonu ile ilgili şu ifadeleri kullanıyor: