PKK lideri Murat Karayılan, AKP’nin talebi doğrultusunda seçime kadar eylemsizlik kararı aldıklarını, ancak henüz herhangi bir çözüm durumu olmadığını söyledi. KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan, 1 Kasım’da gelecek genel seçimlere kadar uzatılan eylemsizliğinde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile diyalog çerçevesinde alınan bir karar olduğunu kaydetti. Karayılan, gelecek yedi-sekiz ayın Türkiye açısından “çok stratejik bir zaman dilimi” olduğunu vurgularken, sürecin heba edilmesi durumunda ise “A, B ve C planları” olduğunu dile getirdi.
Çözümsüzlük nedeniyle Öcalan’ın aradan çekildiğini, ancak daha sonra devletin bir heyet göndererek Öcalan’ın araya girmesini, gelişen eylemleri durdurmasını ve çözüm sürecinin tartışılmasını istediğini belirten Karayılan, “Bu eylemsizlik süreci Kürt sorununun çözümü için büyük bir imkan yaratmış ve sorunu çözmek isteyenler için büyük bir şans sunmuştur” dedi.
“Öcalan’la devlet bir çerçevede mutabık kaldı”
“Öcalan’la devlet bir çerçevede mutabık kaldı”
Eylemsizlik sürecinin uzatılmasının, Abdullah Öcalan’ın ağırlığını koymasıyla mümkün olduğunu belirten Karayılan, “Önder Apo da sürdürdüğü diyaloglarla devletin veya en azından görüşmeci heyetin çözüme dönük çabalarını görmüş, karşılıklı verilen sözler ve mutabık kalınan bir çerçeve temelinde bir kanaate ulaşmış ve eylemsizlik sürecinin uzatılması için bize mektup göndermiştir” dedi.
Devletin çözümün zeminini olgunlaştırması ve yanlışlarını kabul etmesi gerektiğini vurgulayan Karayılan, PKK’nin uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı ve BDP’li belediyelerden PKK’ye para aktarıldığı iddialarını ise yalanladı.
“Yandaş medya durmadan yalan üretiyor”
“Yandaş medya durmadan yalan üretiyor”
Karayılan şunları söyledi: “AKP şimdi bir sürü yeni basın-yayın organı türetmiş, yandaş basın diye ifade edilen bir takım basın organları adeta yalan makinesi gibi durmadan yalan üretiyor. Böyle bir özel savaş mantığıyla karşıdakini ne kadar kötülersem, karalarsam o kadar sonuç alırım tutumuyla bir yere varılamaz. Çözüm kapısı da bu şekilde aralanamaz.”
KCK davasına da değinen Karayılan, bu davanın hükümetin ve devletin siyasal soykırımı sürdürüp-sürdürmeyeceğini açığa çıkaracağını belirtti.
“İki protokol için komisyonlar kurulmalı”
“İki protokol için komisyonlar kurulmalı”
Karayılan, “Kalıcı çözüme giden yol için Önderliğimiz iki ayrı protokol biçiminde sürecin ilerlemesi gerektiğini belirledi. Bir güvenlik protokolü, bir de siyasi protokol; yani anayasal ve demokratik haklar protokolü şeklindedir. Sorunun çözümü bu iki protokolde ilerleme sağlamakla mümkündür. Bunun için biz her iki konuda da komisyonların oluşturulmasını önerdik. Önder Apo bunu diyaloglarda önermişti. Biz de şimdi öneriyoruz. Birincisi; anayasa komisyonunun kurulması demokratik haklar nelerdir konusunun netleştirilmesi gerekmektedir. İkincisi ise; adalet ve hakikat komisyonunun kurulmasıdır. Bu da yaşanan çatışma süreçlerinin gerçekliklerini açığa çıkarma temelinde sorunun çözüm yolunu gösterecektir” ifadelerini kullandı.
“Henüz herhangi bir çözüm durumu söz konusu değil”
Karayılan, “AKP’nin ‘çözüm’ formülü nedir?” sorusuna şu yanıtı verdi: “AKP hükümeti ve Türk devleti Kürt özgürlük hareketini ve Kürt halkının iradeleşmesini tasfiye etmekten vazgeçmiş mi? Hayır, vazgeçmemiştir. Pratikte olan politika ve günlük çabalar tasfiyeye dönük çabalar biçiminde cereyan ediyorsa, sen çözümün gelişeceğine inanamazsın. Nitekim şu anki durum da böyledir. Halkımız şunu bilmelidir; henüz herhangi bir çözüm durumu söz konusu değildir. Aslında AKP hükümeti ve Türk devleti kendi çözüm formülünü geliştirmek için Önderliğimizden eylemsizlik istemiştir. Onun çözüm formülü nedir? Onun çözüm formülü sadece bireysel haklar çerçevesinde bazı sınırlı adımların atılmasıyla, sorunu çözmüş saymak ve esas iradeleşmiş olan özgürlük gücünü de minimize etmek ve tasfiye etmektir. Bunun için AKP iki kanaldan çalışıyor. Bir taraftan çözüm ümidini ve havasını yaratırken, öbür taraftan da ha bire tasfiye çalışmalarını geliştiriyor. Bu nedenle konu çok önemlidir. Bütün bunlar önümüzdeki bu yedi-sekiz ayda netleşecektir. Bence bu yedi-sekiz ay Türkiye açısından çok hayati aylar, çok stratejik bir zaman dilimidir.”
Bu sürecin heba edilmemesi gerektiğini savunan Karayılan, bunun olduğu durumda kendilerinin A, B ve C planları olduğunu söyledi.
“Eylemsizlik mutlak karar değil”
Bundan sonra eylemsizlik kararının ne kadar uyup uymayacağına bakacaklarını söyleyen Karayılan, “Şunu da belirtmem gerekiyor ki, doğru, biz 2011 genel seçimlerine kadar eylemsizlik sürecini uzatma kararını aldık fakat bu kararımız mutlak bir karar değildir. Biz kararımıza bağlı kalacağız ve tüm birimlerimizin harfiyen uyması için büyük bir titizlikle örgütsel disiplini esas alacağız. Ancak AKP hükümetinin de atması gereken adımları atması gerekmektedir. Bu adımları atmayıp, kendi bildiği yoldan ilerleyerek, halkımızın iradesini kırmaya ve tasfiye sürecini sürdürmeye devam ederse biz durumu yeniden değerlendirmek durumunda kalırız” dedi.
SOL