İstanbul’un simgelerinden Galata Köprüsü, olta balıkçılarına ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Uzun yıllardır köprüde balık tutan Tekin Çiftçi, Galata Köprüsü’nün başka bir ruhu olduğunu belirterek, “Burada dayanışma ve dostluk ortamı var” diyor
Ali İhsan Es
İstanbul’un geleneksel simgelerinden biri haline gelen, günde milyonlarca kişinin ziyaret ettiği Galata Köprüsü yıllardır olta balıkçılarına ev sahipliği yapıyor. Günün stresinden, yorgunluğundan uzaklaşmak isteyenlerin ortak buluşma noktası olan Galata Köprüsü’nde amatör balıkçılar hava koşullarına aldırmadan, yaz-kış balık tutmaya devam ediyorlar.
Tuttukları balıkları satıp ailelerini geçindiren balıkçılar hem günün stresinden uzaklaşıyor hem de bütçeleri için ek bir gelir sağlıyorlar. Galata Köprüsü’nde uzun yıllardır balık tutan Tekin Çiftçi ile köprünün ruhunu ve balıkçılar için önemini konuştuk.
»Buradan tuttuğunuz balıkları nerede satıyorsunuz?
Buradan geçen insanlar alıyor. Taze, günlük olta balığı diye alıyorlar bizden. Satamadığımız zaman ise balık restoranlarına veriyoruz.
»Hangi tür balıklar tutuyorsunuz. Fiyatları ne kadar?
Mevsimine göre değişiyor. Mesela şu an İstavrit ve Sardalya oluyor, 20-25 lira arası veriyoruz. Biz balıkları, tabaklara koyarak satıyoruz. Kilo olarak isteyene de terazide tartıp veriyoruz. Eylül ayından sonra Çinekop oluyor, o daha çok ilgi görüyor. Eylül ayından itibaren burada Çinekop tutmak için gelen binlerce kişi oluyor.
‘Burada dostluk ve dayanışma var’
»Tuttuğunuz balıklara talep oluyor mu?
Gün gün değişiyor. Bir bakıyorsun çok talep oluyor, bir bakıyorsun hiç talep olmuyor. İnsanlar şu an havalar sıcak diye pek balık yemek istemiyor. Misafiri gelen insanlar genelde alıyor. Bizi tanıyan canlı balık isteyen çok insan var. Ama biz onlara kadar balık götüremeyiz. Gelip almaları gerekiyor.
»Kaç oltayla çalışıyorsunuz?
Tek oltayla çalışıyorum. Yemli balık olunca iki oltayla da çalıştığım oluyor. Buraya 5 tane de olta atabilirim. Ama çok balık tutup, çok para kazanılmıyor. Ben burada olta malzemesi de satıyorum. Maksat burada insanlarla vakit geçirmek.
Akşam olduğunda buradaki insanlarla masa kuruyoruz, balık kızartıp yiyoruz. Dışardan misafirlerimiz geliyor. Burada sürekli olarak bir dayanışma ve dostluk ortamı var. Burada balık tutmaya gelen insanlarda günün stresinden uzaklaşmaya gelen insanlar zaten.
Buraya gelen turistler de balık tutmak istiyor. Bizde onlara kamış olta veriyoruz, onlar da vakit geçiriyor. Burada kimsenin kimseye zararı yok. Balığa merakı olan insanlar yaz tatillerini İstanbul’da Galata Köprüsü’nde balık tutarak geçiriyor. Onlar için değişik bir aktivite oluyor, ama bizim için standart bir durum. Çoğu insan balığı yemek için tutmuyor aslında. Stresten kaçmak, o zevki tatmak ve tutmanın verdiği başarabilmek duygusunu yaşamak için balık tutan insanlar var.
»Galata Köprüsü’nde balık tutarak geçim sağlanıyor mu?
Şu anda birçok insan var geçimini balık tutarak sağlamaya çalışan. Ama buradan aile geçindirmek kolay değil tabii. Balık bol olur ucuza gider ya da kimse almaz, balık az olur para kazanamazsın. Balığın nasıl olacağı belli değil burada. 20 kilo balık tuttuğunda hepsini aynı fiyata veremiyorsun ya da hepsini satamıyorsun.
‘Yasalarla balıklar korunmalı’
»Olta balıkçılarını temsilen söylemek istedikleriniz nelerdir?
Haliç, balık üreme tesisi gibi verimli bir bölge. Balıklar buraya üreme mevsimlerinde yumurtalarını bırakmaya gelirler. Bizim sıkıntımız şu; tekne balıkçıları, yasak olmasına rağmen bu bölgelere ağ atıyor. Balıkları neredeyse yok etme derecesine getirdiler. Balıkları üreme çağında ve yumurtadan çıkma döneminde avlıyorlar. Bu da bir sonraki dönemde balıklara zarar veriyor. Bunun için gerekli önlemlerin alınması gerekiyor. Hiçbir dönemde önlemler alınmadı. Türkiye’nin 3 tarafı denizlerle çevrili. Balık ihraç etmemiz gerekirken ithal balık alıyoruz. Bu duruma hepimiz üzülüyoruz.
Denizlerimizde binlerce balık çeşidi olmasına rağmen, balık tezgâhlarından hep kültür balığı alıp yiyoruz. Bana sorarsanız ben yemiyorum, ama halk yiyor. Ucuza da alınmıyor bu balıklar çok pahalı. Yasalar ile balıklar korunsa kimse kültür balığı yemek zorunda kalmaz, herkes ucuz fiyata taze ve kaliteli balık yiyebilir. Söylemek istediğim en önemli şeyler bunlar. Biz yıllardır mücadele ediyoruz ama sonuç alamıyoruz.