Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Kamil Tekin Sürek, Türkiye’ye füze kalkanı yerleştirilmesiyle ilgili karar üzerine bir açıklama yaparak AKP hükümetinin, dış politika konusunda halka yalan söylemeye devam ettiğini belirtti. NATO’nun Lizbon tophantısı öncesi AKP’nin bazı konularda itirazları olduğunu açıkladığını hatırlatan Sürek, “Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından temsil edildiği Lizbon Toplantısı sonrası ise sanki AKP Hükümeti’nin itirazları karşılanmış gibi bir hava yaratılarak, toplantıdan Türkiye’nin başarı ile döndüğü açıklamaları yapıldı” dedi.
Sürek AKP hükümetinin, projeye itirazlarını “bu projenin adı anılarak bazı ülkelere karşı (buradan anlaşılması gereken İran’dır) gerçekleştirileceği açıklanmasın, komuta kademesinde Türkiye’den de birileri olsun ve füzelerin nerelere yerleştirileceği, Füze kalkanı ile vurulacak düşman füzelerin nerelerde vurulacağı hususlarında açıklık getirilsin biçimindeydi” diye sıralayarak bu itiazların hiçbirinin karşılanmadığını belirtti.
“Füze Kalkanı Projesi’nin adı anılmasa da başta İran ve Suriye olmak üzere Ortadoğu halklarını karşı gündeme getirilmiştir. Nitekim İran’ın açıklamaları da bu yöndedir” diyen Sürek, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Lizbon toplantısında düşman füzelerin nerede vurulacağı, düğmeye kimin basacağı, füzelerin hangi ülkeye yerleştirileceği gibi hususlar görüşülmemiştir ve muhtemelen bu konular teknik bir heyet tarafından belirlenecektir. Füze Kalkanı Projesi gerçekleştiğinde ise AKP Hükümeti’nin itirazları ne olursa olsun düğmeye basan da, diğer hususlarda asıl karar veren de NATO’nun patronu ABD olacaktır.
Füze Kalkanı Projesi Türkiye ve diğer NATO üyesi ülkelere yeni füze ve donanımı satışını da gündeme getirmektedir. Bu projenin kazananı gerçekte ABD silah tekelleridir.
Füze Kalkanı Projesi ile AKP Hükümeti’nin dış politikası da çökmüştür. AKP Hükümeti’nin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile güya uygulamaya çalıştığı “komşularla sıfır sorun” politikasının da koca bir yalan olduğu açığa çıkmıştır. Füze Kalkanı Projesi komşularla sorun demektir. Komşuların ABD ve AB tarafından tehdidine Türkiye’nin bir sınır jandarması olarak katılması demektir. Muhtemel bir İran-İsrail, Suriye-İsrail çatışmasında ABD adına İsrail yanında çatışmaya taraf olmak demektir.”