AKP’nin tarım politikalarıyla birlikte Ordu ve Giresun’daki fındık üreticileri adeta kan ağlıyor. BirGün olarak bir haftadır bölgenin sorunlarını dinledik, Fındık için Adalet Yürüyüşü’nü değerlendirdik
CHP’nin öncülüğünde Ordu’dan Giresun’a başlatılan Fındık için Adalet Yürüyüşü dört gün önce Giresun Atatürk Meydanı’nda yapılan kitlesel bir mitingle sonlandı, ancak mesele bir süre daha gündeme olacak gibi gözüküyor. Zira son zamanlarda bölgede en fazla konuşulan konu; fındığın ve fındık üreticisinin durumu. Giresun ve Ordu’da fındık üreticileri adeta kan ağlıyor.
Birçok fındık üreticisi ile konuştum, dertlerini dinledim. Hepsi taban fiyatının olmayışından ve Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) verdiği fiyatın maliyet fiyatı olmasından yakınıyor. Üreten köylüye destek vermeyen AKP’ye de Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba’ya da tepkililer. Üreticilerden aldığım tepkilere göre, fındıktaki en can alıcı nokta, Fiskobirlik’in dağıtılması. Fiskobirlik’in dağıtılması ile köylüler, örgütlülüklerini kaybettiklerinin farkında. Hangi üreticiye sorunun kaynağını sorsam, aldığım yanıt hep aynı oldu: “Fiskobirlik olsaydı, halimiz böyle olmazdı!”
Fındık üreticileri neden yollardaydı?
Her fırsatta “yerli ve milli” olmaktan söz eden AKP’yle birlikte bugün fındıkta tüm egemenlik İtalyan Ferrero’nun eline geçti ve şirket tekelleşti. İktidar; fındık üreticisine değil, Ferrero’ya sahip çıktı, çıkıyor. Ferrero şirketi üreticinin fındığını düşük fiyata almaya çalışıyor ancak hazırladığı ürünleri markalaştırıp yüksek fiyata satıyor. Ferrero fındık alım kriterlerini kendi belirliyor ve fındığı alan kurumlara dayatıyor. Bu yüzden köylü fındığını ucuza satmak zorunda kalıyor.
Bugün fındık üreticileri, TMO’nun açıkladığı fiyatın ve politikasının değiştirilmesini talep ediliyor, tekelleşmeye karşı çıkıyor. Üreticiler, fiyatın en az 15 TL olması gerektiğini dile getiriyor ve TMO’nun üreticinin tüm fındığını alma sözü vermesinden yana olduklarını belirtiyor. Ancak AKP iktidarı hiç oralı olmuyor ve “Fındık üreticilerinin neden yollarda olduğunu” anlama zahmetinde bile bulunmuyor.
Köylüyü de korkutmuşlar
Fındık üreticileri de sorunun kaynağının AKP iktidarı olduğunun farkında ancak bölgede bir korku iklimi hâkim ve üreticiler ‘başıma bir şey gelir’ kaygısı ile tepkilerini yoğun bir şekilde dillendiremiyor. Güvencesizlik ile baş başa kalmış fındık üreticileri arasında AKP’ye oy verenler yoğun olsa da birçoğu “Artık AKP’ye oy vermeyeceğiz” diyor.
Yürüyüşün eksikleri
Kuşkusuz CHP öncülüğünde başlatılan Fındık için Adalet Yürüyüşü, üreticilerin yaşadığı mağduriyetin görünür kılınması açısından büyük bir öneme sahipti. Ancak yürüyüşte bir dizi organizasyon kaynaklı eksiklik olduğunu söylemek gerekiyor. Öyle ki yürüyüş okulların açıldığını güne getirildi ve bu da katılımın az olmasına sebebiyet verdi. Konuştuğum birçok yurttaş, yürüyüşün hafta sonuna denk getirilebileceğini, bunun da katılımı fazlasıyla etkileyeceğini kaydetti. Bir diğer husus ise civar köylerdeki köylülerin dâhil yürüyüşten habersiz olması. Yine de Kılıçdaroğlu’nun 6 maddelik planı bölgede beğeni topladı ve CHP’nin konuya eğileceğini gösterdi.
Çözüm örgütlenmekte yatıyor
Bugün Türkiye’de fındıkta bir tekelleşme ve bu tekelleşmeye ses çıkarmayan bir AKP iktidarı var. Çiftçiler, ürünlerini maliyetinin altına satmaya mecbur bırakılıyor, geçim kaynağı elde edemedikleri için bu da tarım alanlarını terk etmek zorunda kalıyor. Çiftçiler artık başlarına gelen durumun farkında ve tepki göstermeye başlıyor. Bu yürüyüş sonrası için, “tek yol örgütlenmek” mesajı verdi.