Başbakan Erdoğan, Aksa Yalova Karbon Elyaf Üretim Tesisi açılış törenine katıldı.
Törende yaptığı konuşmada, demir ve çeliğin önemine değinen Erdoğan, AB’nin kurulmasında demir ve çelik sektörünün etkili olduğuna değindi.
Demir ve çeliğin küreselleşmede en belirleyici iki ürün olduğunu kaydeden Erdoğan, ancak şimdi demir ve çeliğin egemenliğini karbon elyafa bıraktığını söyledi.
Karbon elyafın dünyanın yeni ürünü olarak geleceği şekillendireceğin gördüklerini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
”Karbon elyaf, çelikten farklı. Çelikten 3 kat daha kuvvetli, 4,5 kat daha hafif. Böyle bir özelliği var. Uzay ve havacılık sektöründe, rüzgar enerjisinde ve inşaat sektöründe, hemen hemen her alanda artık karbon elyaf kullanılmaya başlandı.
Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün halatlarının çelik değil, karbon elyaf olduğunu burada bir kez daha hatırlatırım. Dünyanın geleceğine yön verecek böyle önemli bir sektörde Türkiye’yi görmekten ayrıca memnuniyet ve heyecan duyuyoruz. Dünyada bu konuda 10. büyük grup olması sebebiyle Aksa Şirketler Grubunu kutluyorum.
Aksa’nın gerçekleştirdiği bu yatırım sayesinde Türkiye, karbon elyaf üretiminde şu anda bu sıralamada aldığı yer itibariyle, sektörde yüzde 1,5’luk paya ulaşmış olması çok önemli.”
Aksa’nın krizi öne sürerek eleman çıkarmak şöyle dursun ikiyüzün üzerinde eleman aldığını anlatan Erdoğan, bu nedenle Akkök Şirketler Grubu Başkanı Ömer Dinçkök’e teşekkür etti.
Konuşmasında global ekonomik krize de değinen Erdoğan şunları söyledi:
”2008 yılında ABD’de küresel kriz başladı ve bildiğiniz gibi kısa sürede tüm dünyayı etkisi altına aldı. Biz hükümet olarak küresel kriz karşısında hızla tedbirlerimizi aldık. Ancak 2008 sonunda kriz patladığı andan itibaren gerek bazı medya kuruluşları gerek muhalefet partileri son derece karamsar, son derece moral bozucu bir şekilde kürsel krizi kendileri için fırsata, ülke içinse bir felakete dönüştürmek için gayret göstermeye başladılar. Hatırlayın ‘öldük, tükendik’… Türkçe sözlükte ne kadar olumsuz fiil varsa arka arkaya sıraladılar. Aradan geçen yaklaşık iki yıl zarfında manzara şu; en gelişmiş ekonomiler başta olmak üzere bir çok ülke küçülürken ya da çok küçük oranlarda büyüme kaydederken Türkiye 2010’un ilk çeyreğinde yüzde 11,7 oranında büyüme kaydetti. Dünyada dördüncü, OECD ülkeleri arasında ve Avrupa’da en çok büyüyen birinci ülke haline geldik. İşsizlikle mücadele konusunda son derece başarılı sonuçlar veren gelişmeler oldu. İşsizlik en gelişmiş ülkelerde rekor seviyelere ulaşırken Türkiye’de düşüş başladı.”
-”KOLAYCILIĞA ALIŞANLAR”-
İhracatın rekor seviyelerde artış kaydettiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, yine aynı şekilde sanayi üretiminin de rekor seviyelerde artış kaydettiğini ifade etti.
”Bizi takip edenler, bizi taklit edenler, bizim izimizden yürümeye gayret edenler sadece siperlere gidip poz vermesinler lütfen gelsinler kriz döneminde yapılmış büyük yatırımları da ziyaret etsinler” dedi.
Açılışını yaptıkları yatırımı çok anlamlı bulduklarını kaydeden Erdoğan, istihdamın nasıl arttığını, sanayicinin, üreticinin, ihracatçının çok büyük bir moralle ve çok büyük umutlarla nasıl ter döktüğünü gördüklerini dile getirdi.
Başbakan Erdoğan, ”Olay ne biliyor musunuz? Olay, kolaycılığa alışmış olanların çok rahat, çok kolay para kazanmaya alışmış olanların sıkıntısı oldu” diye konuştu.
Türkiye genelinde özel sektör odaklı bir büyümenin, sağlıklı bir büyümenin adım adım ilerlediğini anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
”Şu gerçeği görmek durumundayız . Bir ülkede demokrasi varsa girişim vardır. Özgürlük varsa üretim vardı. En önemlisi de bir ülkenin hukuk sistemi sağlam temeller üzerinde, evrensel normlar üzerinde ilerliyorsa o ülkede yerli ve uluslararası yatırım olur.
Demokratikleşmeye karşı çıkanlar, Anayasa’nın daha demokratik bir yapıya kavuşmasına karşı çıkanlar, aslında demokratikleşme ile ekmek, Anayasa ile emek arasındaki bu doğrudan bağlantıyı görmüyorlar, göremiyorlar. Demokrasi ileride, ekonomi geride… Böyle bir mantık yok. Demokrasi ile ekonomiyi at başı götürmek zorundasınız. Eğer bunu başarabilirseniz netice alabilirsiniz. Başaramazsanız netice almanız mümkün değildir. Onun için Türk milletinden bu gerçekleri saklamaya gerek yok. Sırf hukuk sitemindeki sorunlar nedeniyle bu ülkenin yatırım noktasında çok büyük kayıpları olmuştur. Şunu bilmemiz lazım üstünlerin hukuk değil, hukukun üstünlüğü değerlidir.
12 Eylül halk oylamasının ardından Anayasa’da yaptığımız bu köklü değişikliğin halkımız tarafından karara bağlanmasının ardından Türkiye’de her alanda olduğu gibi yatırım noktasında da farklı bir dönem başlayacak. Bir yandan küresel krizin etkilerini hızla geride bırakırken bir yandan da bu demokratikleşmeyle birlikte Türkiye dünyanın daha güçlü daha zengin ve daha itibarlı bir ülkesi olacak.”
Erdoğan, konuşmasının ardından Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile birlikte tesisin açılışını yaptı.