Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti TBMM Grubu’nda konuştu: “Bu üslubun ötesinde yazışmaların yayınlaması, tarzı, seçilmesi sansürlenmesi sadece belli ülkelere, belli bölgelere ait yazışmaların yayınlanması da niyet hakkındaki şüphelerimiz artırıyor. Fakat biz şunu söylüyoruz: Abdestinden şüphesi olmayanın namazından şüphesi olmaz. “CHP değişiyor ya, oldu olacak ismini de değiştirip wikiCHP yapsın. Sizin ardı arkası kesilmeyen iftiralarınıza belge yetiştirmeye kalksak, millete hizmet etmeye vaktimiz kalmaz. CHP gitsin İsviçre’deki 300’ün üzerindeki bankayı tek tek dolaşsın. Eğer ispat ederlerse hesaptaki parayı da tüm mal varlığımı da CHP’ye bağışlayacağım. “Bir konuda iftira atıyor, ortaya bir iddia atıyor, ardından cevabını alıyor yüzü kızarmak bir yana işi pişkinliğe vurup sıyrılmaya çalışıyor. Genel af dedi, ardından çark etti. Sabah başörtüsü dedi, akşam yalanladı. Ben aday değilim genel başkanlığa dedi, ertesi gün adaylığını açıkladı. Çarşaf liste dedi, blok liste çıktı. Gömleğimin parasını ben verdim dedi, fatura başka yerden çıktı. 12 Eylül halkoylamasını SBS sınavı zannetti. Sabah akşam bir havuz problemidir tutturdu, havuz aşağı havuz yukarı derken kendi havuzlu villası ortaya çıktı. Liste uzayıp gidiyor. Aynı tavrı İsviçre bankaları iddiasında da gösterdi. İddia ABD’li diplomatalara ait bize değil dedi, peki sen o zaman bu topa niye girdin? Sen küresel yalanların sözcüsü müsün? “Son birkaç gündür bazı gazeteler ve televizyonlar, öğrencilerin provokatif eylemlerine ağırlıklı yer veriyor. Buna da değinmeden geçemeyeceğim. Protesto elbette bir demokratik haktır. Bundan önce de söyledim, emniyet bu tür bir operasyonun güvenliğini tesis etmekle sorumludur. Fakat oraya gelen öğrenciler bir siyasi partinin çatısı altında toplanıp belli ideolojinin mensubu olarak toplanmak suretiyle buraya gelip protesto değil, ‘biz de bu toplantıya girmek istedik’ diyorlar. Davetli olan toplantılar vardır, halka açık toplantılar vardır. Sizi davet mi ettik de geliyorsunuz?
“Burada özellikle ABD’in kendi diplomasisiyle ilgili çok ciddi bir sorunu ortaya çıkmıştır. Birinci derecede ABD’nin sorunudur. Dünyanın bir numaralı ülkesinin şuanda böyle bir noktaya gelmesi düşündürücüdür. Bu çapta bir olayın sıradan, önemsiz bir hadise gibi takdir edilmesi mümkün değildir. Bu yazışmaların sızdırılmasını ve yayınlanmasını bir erdem veya olumlu bir gelişme olarak göstermek isteyenler resmin tamamını gözden kaçırmış olurlar. Sağduyu ve serinkanlılık diplomaside hayati derecede önemlidir. Birileri diyor ki şeffaflık; kimse her yerde her zaman şeffaflığı savunamaz. Şeffaflık kavramı sınırsız diyorsa bu kendini inkardır. Bir meseleyi daha anlamadan verilen her tepki erkendir ve eksiktir. O yüzden bizler süreci sürekli takip ediyoruz.
“Ne yazık ki anamuhalefet partisi meseleye böyle yaklaşmaktan hep kaçındı. Daha ilk çıkan belgelerle birlikte konuyu iç politika malzemesi yapmak gibi bir fırsatçılığın içine girdi. Ben önceki gün de ifade ettim; Sivaslıların güzel bir deyimi vardır; akıl erdem, fikir emanettir. CHP başkanı kendisi politika üretemediği için ABD’Li diplomatların yazışmalarından medet umar hale gelmiş.
“Biz bunları iyi tanırız. Ergenekon’a avukatlıktan sonrai şimdi de Wikileaks’in avukatlığına mı soyundun? Bu iddiaların bir kısmını CHP daha önce dile getirmiştir diyor. Cevabını alınca da bana ne kızıyorsun, Amerika’ya kız diyor. Birileri unlara siyasetin ciddiyet işi olduğunu hatırlatmalı.
“Bunların tarzıyla siyaset yapanlar sandıktan çıkamadılar. CHP’nin nasıl bir dış politika zihniyetine sahip olduğu ortaya çıkıyor. Biz Wikileaks yazışmalarına karşı temkinli davranmaya devam edeceğiz. Bu kriptolar hem bahsi geçen ülkelerin dış politikasına hem iç politikasına şekil vermeye yönelik bir içerik arz ediyor. Türkiye’nin dış politikasını hiç kimse değil sadece benim milletim belirler. 8 yılda Türkiye bu anlayışla yürüdü, bundan sonra aynı anlayışla yolumuza devam edeceğiz.
“CHP adını WikiCHP yapsın!”
“Gençlerle de toplantımız olacak. Ama elinde taşla, molotof kokteyliyle, yumurtalarla gelenlerle toplantı yapmayız biz. Bunu da çok açık söylüyorum. Biz düşüncesiyle, fikriyle, entelektüel katkı sağlamak isteyen gençlerle bu ülkenin sorunlarını konuşuruz. Diğerleriyle konuşamazsınız ki! Karşıt düşünceye, görüşe sabır göstermeyen gençlerle nasıl konuşacaksınız? Orada ön yargılar, ön fikirler var. Demokrasi bu değildir, katkıdır. Özgürlükler bu değildir, özgürce düşüncenizi ifade etmektir. Taşla, sopayla, bıçakla, kasaturayla değil! İşte bizim bunu aşmamız gerekir. Şimdi önümüzde inşallah yine Dolmabahçe toplantılarımızın bir periyodunda da gençlerle toplanacağız.”
Habertürk