Başbakan Erdoğan yılın son ulusa sesleniş konuşmasında, her yılı bir önceki yıldan daha ileri bir seviyede tamamlandığı ifade etti.
2009 yılı son çeyreğinde ekonomimiz yüzde 6 oranında büyüdüğünü söyleyen Başbakan Erdoğan, bu oran 2010 yılı ilk çeyreğinde yüzde 11,7; ikinci çeyreğinde de yüzde 10,3 seviyesine yükseldiğini kaydetti.
2010 yılını en az yüzde 6,8’lik bir büyüme oranıyla tamamlayacaklarını tahmin ettiklerini söyleyen Başbakan Erdoğan, “Bu göstergeler Türkiye’nin ne kadar sağlam ve dinamik bir ekonomik yapıya kavuştuğunun açık delilidir. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları 2009 yılında Türkiye’nin kredi notunu 2 kademe birden artırmıştır.” dedi.
İŞSİZLİK ORANI BÜYÜK ÖLÇÜDE DÜŞMÜŞ
İhracat ve turizm gelirlerinin artmaya devam ettiğini söyleyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: “Dünyada istihdam alanında çok büyük gerilemeler yaşanırken bizde işsizlik çok ciddi oranlarda aydan aya gerileme kaydetmiştir. Sanayi üretim endeksi 2010 yılı ekim ayında tüm zamanların rekorunu kırarak 128.9 seviyesine kadar ulaşmıştır. Tekrar ediyorum, bütün Cumhuriyet tarihimizde böyle bir aylık büyüme oranı yoktur. İmalat sanayi 2010 yılı Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre 6,1 puan artarak %75,9 seviyesine ulaştı. Bu oran krizden bu yana elde ettiğimiz en yüksek seviye ve sanayide de işlerin artık yoluna girmeye başladığını gösteriyor.”
Enflasyonun oranın yüzde 7,3 seviyesinde kaldığını söyleyen Başbakan Erdoğan, IMF’ye olan borcun 6 Milyar dolara düştüğünü ifade ederek, ekledi: “Kriz döneminde birçok ülke Merkez Bankası kaynaklarına başvururken, biz bu dönemde hem kamu bankalarına, hem de Merkez Bankasına, 2001 krizinden, yani bizden önceki koalisyon hükümetlerinden devraldığımız borçları da geri ödedik.
Yine kriz döneminde birçok ülke hazinesi IMF kaynaklarına başvururken, biz IMF’den borç almak şöyle dursun, bizden önceki hükümetlerin yaptıkları borçları da önemli ölçüde azalttık.”
“2011 BÜTÇESİ SOSYAL YÖNÜ KUVVTELİ OLACAK”
Başbakan Erdoğan, “2011 bütçesi, toplumsal duyarlılığı olan, sosyal yönü kuvvetli, mağduriyetleri gözeten, üretimi, yatırımı, ticareti, ihracatı destekleyen bir bütçedir. 2011 bütçesi, işçi, esnaf, memur, çiftçi, emekli, öğrenci, yatırımcı ve sanayiciler gibi tüm kesimlerin ihtiyaçlarını ve sıkıntılarını dikkate alan bir bütçedir. Ücretli kesimin reel alım gücünü artırmaya yönelik bir bütçedir. Bu bütçemizde de bölgesel kalkınmaya, sosyal katılımcılığa önem verilmiştir. 2011 bütçesi vatandaştan aldığını vatandaşa veren; birlikte kalkınmayı, hakça paylaşmayı hedefleyen, ayakları sağlam basan, yarınları düşünen, geleceği tasarlayan bir bütçedir” şeklinde açıklamalarda bulundu.
“Özellikle yeni kurulan üniversitelerin öğretim elemanı ihtiyacını hızlı bir şekilde karşılayabilmek için 2010 yılında ilave 7 bin atama izni vermiştik” şeklinde hatırlatmada bulunan Başbakan Erdoğan, 2011 yılı itibari ile 8 Bin adet ek atama izni verdiklerini açıkladı.
Önem verdikleri diğer bir konunun ise sağlık olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan, alie hekimliği uygulamasını ise tüm illeri kapsayacak şekilde genişletmeyi planladıklarını belirtti. Başbakan Erdoğan, “Yine yeşil kart sahibi vatandaşlarımızın özel hastanelerimizin acil servis ve yoğun bakım ünitelerinden yararlanmasına imkân sağlıyoruz.” dedi.
SGK’ya 62,4 miyar TL tutarında kaynak transferi yapmayı hedeflediklerini söyleyen Başbakan Erdoğan, esnafa,çifçilere yönelik bütçe açılımlarını da açıkladı.
2011 yılında kamu görevlilerinin maaşlarında Ocak ayında yüzde 4 ve Temmuz ayında yüzde 4 oranında artış sağlanacağını açıklayan Başbakan, “İşçi, esnaf ve tarım sigortalısı emeklilerine ödenen aylık ve gelirler de, 2011 yılı Ocak ayında 60 TL’den az olmamak üzere yüzde 4 ve Temmuz ayında yine yüzde 4 oranında artırılacak.” dedi.
“BU KADARLA YETİNİN”
“Bu tablo gerek çalışanlarımızın, gerek emekli ve dar gelirli vatandaşlarımızın gelirlerinde 2002 yılından bu yana azımsanmaması gereken artışlar olduğunu ortaya koyuyor” diyen Başbakan, şöyle devam etti: “Gönül istiyor ki bundan çok çok daha fazlasını insanlarımıza verebilelim. Ancak, sevgili kardeşlerim, Türkiye’nin imkânları şimdilik bu kadarına elveriyor. Lütfen şunu hiç unutmayalım; Popülizme prim verirsek; geçmişte olduğu gibi olmayanı harcamaya kalkarsak, ülkemizi yine karanlıklara sürükleriz. Olan yine dar gelirli vatandaşlarımıza olur; öyle hesapsız kitapsız, popülist maceralar peşinde en fazla garip gurebayı ezersiniz, işçiyi, memuru, çiftçiyi, küçük esnafı, emekliyi enflasyon canavarına yem edersiniz.”