Etnik köken olarak Alevi Kürt bir aile ortamında yetiştim.
Çocukluğumda bize anlatılan bir İslamiyet, Müslümanlık ve
Sunnilik vardı. Derlerdi ki ” bir Alevi yakalayıp katletsen (öldürsen) cennetlikmiş.” Nerde bir kara çarşaflı görsem ya da sarıklı cübbeli bir adam o an kokudan ne yapacağımı şaşırır, nereye kaçacağımı bilemezdim.
Çok defasında din derslerinden kovulurdum çünkü o dönemler de din hocaları Alevileri öyle bir atıp tutuyordu ki ( Alevi elinden yemek yenmez, Aleviler gusül abdesti almaz, mum söndü yaparlar vs…) ister istemez cevap veriyordum. Alevi bir ailenin çocuğuydum ve çocuk aklımla diyordum ki ben neden bunları görmüyorum. Üzülüyor ve hırslanıyordum sonuç olarak hocayı protesto etmeye başlamıştım.
O yaşlarda bize bunlar öğretilmeye çalışılırken, bir yandan da kara çarşaflı ve cübbeli insanları gördüğümüz zaman “bizi yakaladıkları yerde kesecekler, yok edecekler” diye kaçardık. Bu sebepten ötürü çok defa çalıştığım yerlerden kovuldum. Kılığım, kıyafetim, başımın açıklığı ve şivem kovulmam için yeter sebepti…
Bir Alevi hem de bir Kürt Alevi olarak şansım hiç yok denecek kadar azdı…
Bilmezdim ve kavramakta zorlanırdım hep…
Ama gün geldi ve ben dine dair bir şeyleri kavramaya başlamıştım…
Dinin ne olduğuna dair bir kavrayıştı bu.
İçimdeki insan sevgisinin, vicdanımın ve dürüstlüğün “din” olduğunu kavradım.
Dini hep farklı anlatırlardı bana, din demek kara çarşaf demek ,din demek cübbeli demekti.
Bu yüzden din demek şekilcilik demekti benim için. Oysaki din ve İslamiyet hep yanlış öğretildi, yanlış anlatıldı bizlere.
Bir çok zaman İslam’ı savunduğunu söyleyen grupların ve İslam ülkelerinin “Allah u Ekber” diyerek insanları öldürdüğü haberini okuyordum…
Anlıyorum ki bir yerlerde İslamiyet’i hala yalan yanlış anlatmaya devam ediyorlar…
Dini R.İhsan Eliaçık Bana Dinen bahset kitabının Tashih ve düzenleme işlerini yaptıktan sonra kavradım desem yerinde bir şey söylemiş olurum…
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah (c.c) tarafından son peygamber aracılığı ile gönderilen son kitap… Bu güne baktığım zaman herkes bir Kur’an-ı Kerim yazıyor.
Gerçek ilahi kitapla alakası olmayan şeylerin anlatıldığı Kur’an-ı Kerimler bunlar…
Müslümanlık durmadan şekil mi değiştiriyor yoksa isteyen istediği gibi mi Müslüman!
Halbuki Allahü Tealâ’nın bir olduğunu bildiren ilahi dinlerin hepsi, insanlar tarafından bozulmadan önce, inanılacak şeyler bakımından birbirinin aynıydı. İman yönünden de aralarında pek fark yoktu.
Amentünün esası her dinde aynıydı.
Her dinde Allah’ın var ve bir olduğu, cennet, cehennem ve ahiret hayatı bildiriliyordu.
Peki nereden geldi bu düşmanlık ve ayrılık…
“Bilge kişi ölmeden hemen önce halkını geniş bir meydanda toplar. Gerçekleri son bir kez hepsinin huzurunda dile getirir. Halkla arasında nefis bir diyalog kurulur.
Halktan biri öne çıkarak “bize” der “sevgiden söz et.” Bilge anlatır, anlatır, anlatır…
Bir diğeri “bize aşktan, evlilikten söz et” der, anlatır…
Bunu “alışveriş hakkında ne dersin?” diyen biri izler, anlatır…
“Çocuklardan bahset” derler, anlatır…
“Eğitimden bahset” derler, anlatır…
“Çiftçilikten bahset” derler, anlatır…
“Alınterinden, emekten ve adaletten” bahset derler, anlatır…
Ve daha günlük hayatın türlü sorunlarından söz etmesi istenir. Bilge hepsi hakkında hikmetli sözler söyler, anlatır, anlatır, anlatır…
Konuşmasının sonuna doğru birisi “Bana ‘din’den bahset” deyince Bilge şöyle cevap verir;” “Bahsettim ya, dinlemedin mi?” (1)
…………………………………………
(1) Bana Dinden Bahset-R.İhsan Eliaçık
AĞUSTOS 24, 2013
Foto/ Yazı: Güldeniz Demir