Bu hafta Adana’da İhsan Sabancı Anadolu Kız Meslek Lisesi’nin mezuniyet töreninde okul müdiresi Ayla Avşar’ın, başörtülü kız öğrencilere yönetmelik gerekçesiyle yasak uygulaması münferit bir vaka gibi sunuldu ve tüm suç okul müdiresine yıkıldı. Elbette müdirenin yasakçı tavrı her türlü kınama ve eleştiriyi hak ediyor fakat kendisinin uyguladığı yasak için gerekçesinin “kılık-kıyafet yönetmeliği” oldu unutulmasın. Nitekim Milli Eğitim Bakanı da başörtüsünün ilk ve ortaöğretimde yasak olduğu yönünde bir yaklaşım sergilediği, öğrencilerin yalnızca seçmeli Kur’an dersinde başörtüsüne izin veren açıklamalarıyla bir kez daha ortaya çıkmıştı.
Ayrıca son bir ay içinde yaşanan bazı olaylar da sorunun boyutlarını gözler önüne seriyor. Hatırlayalım:
Geçtiğimiz ay Kütahya`da düzenlenen liselerarası gençlik koşusunda dereceye giren İmam-Hatip Lisesi öğrencisi Şeyma Bilge`ye hak ettiği ödül başörtülü olduğu gerekçesiyle verilmedi.
Tekirdağ’ın Malkara ilçesinde, dereceye giren öğrenciler için düzenlenen ödül töreninde, öğrencilerle birlikte gelen rehber öğretmen ”başörtülü” olduğu gerekçesiyle tören alanından uzaklaştırıldı.
İlköğretimdeki başörtüsü sorununda ise sadece öğrenciler değil veliler de cezalandırıldı. Gaziantep’te başörtülü olarak kızını okutmak isteyen öğrenci velisi Güllü Çevik’e verilen 2 yıl 6 ay hapis cezasının ardından, Bursa’da da başörtülü olarak çocuklarını okumak isteyen öğrenci velileri Aziz Kayalık ve Mehmet Polat’a 3 yıl 2 ay 10 gün hapis cezası verildi.
Tüm bu somut örnekler, başörtüsü yasağının münferitliğinden ziyade sistematikliğine dikkat çekiyor.
Başörtüsü yasağı devam ediyor ve AKP Hükümeti fiili uygulamalarda durumu idare etmeye çalışıyor. Haliyle yasağın çözümsüzlüğü sorunu derinleştikçe yeni sorunlar ortaya çıkıyor.
Siyasilerin yeni anayasa sürecinde soruna ne şekilde yaklaşacakları ise bu konudaki tavırlarını bir kez daha gözler önüne serecektir.
Platform Haber