Yağmur Sancak’ın Haberi
Klasik İslamcılığın savunucularından Mehmet Pamak’ın bir internet sitesine verdiği röportajda İhsan Eliaçık, Ali Bulaç, Mustafa İslamoğlu ve Abdulkerim Suruş gibi yazarları “emperyal projelere hizmet etmek”le itham etmesi üzerine Adilmedya.com’un yaptığı sert çıkış yerini buldu.
Verilen cevaplar karşısında söyleyebilecek hiçbir şeyleri olmayan Pamakist İslamcılar, “mahalle“yi cümbür cemaat Pamak’a ve Abdestli Kapitalizme sahip çıkmaya çağırdı.
Pamak’ın Müslüman yazar ve düşünürleri “İslamsız adalet arayışları içerisinde olmak”la, “Medine Vesikası’nı bilinçli bir biçimde tahrif etmek”le, “Protestanlaşmak”la ve “Sekülerleşmek”le itham etmesine karşın söz konusu sitenin adı geçen şahsiyetlerin hedef alınmadığını(!) öne sürerek Pamak’ı mazlum ve mağdur göstermeye çalışması dikkatlerden kaçmadı.
Bugüne kadar ilimsiz ve delilsiz konuşmaya alışmış olan ve sloganik söylemlerle gündem oluşturmaya çalışan Abdestli Kapitalistler, bir yandan umutsuzluk içerisinde saldırılarını sürdürmeye devam ederken öte yandan ahlaki zafiyetin, fikrî yetersizliğin, fitne-fesadın ve fısk-ı fücurun en kesif örnekliklerinden birini sergiledi.
Aralarında hiyerarşik ilişki biçimleri kuran ve ast-üst ilişkisini benimsemiş olan, bunun yanında “İslamcı, dinci, Allahçı, şucu-bucu” olmayı içselleştiren Klasik İslamcıların, yaptıkları “haber-yorum(!)”da hiçbir otoriteyi tanımayan Adilmedya.com’u “Eliaçıkçı” olarak yaftalamaya çalışması malum zihniyetin kendini ne derece kaybetmiş olduğunu gözler önüne serdi.
İslamcı camia içerisinde “al gülüm ver gülüm” yuvarlanıp giden ve bugüne kadar “dokunulmazlar“ı oynayan Abdestli Kapitalistlerin, altından kalkamayacakları cevaplarla egolarının yerle bir edilmesi karşında tahammül gösterememeleri ve seferberlik çağrısında bulunmaları, kendinden emin ve kararlı duruşunu muhafaza eden Adilmedya.com yayın ekibi tarafından trajikomik bir durum olarak değerlendirildi.
Söz konusu “haber-yorum(!)” Adilmedya.com’un bu sabah yapılan Yayın Kurulu toplantısında gülüşmelere neden olurken, Haber Emektarı Kadir Bal, konuyla ilgili olarak şu değerlendirmeleri yaptı:
“Teorilerinde Allah–İnsan ilişkisini “Kulluk” temelinde yorumlayan bu zihniyetin pratiği, daha çok “Allah-İnsan rekabeti“ne dayanır. Bu nedenle “bütün beşeri ideolojilere, izm’lere Lâ”, “Allah’ın hükmünü yeryüzüne hâkim kılmak” vb. anlayışların arka planında düpedüz “Allahçılık” yatıyor. Allahçılık ise yeryüzünde insanlığı Laik, Seküler Jakobenizmden alıp Allahçı bir Jakobenizmin kucağına itiyor. Bu yaklaşım da malum zihniyet tarafından “Tevhidi, Rabbani, Vahyi” vb. kavramlarla isimlendiriliyor.
Veremin (mülk ve iktidar) tabiatını zerre kadar sorgulamayanlar, sürekli sıtmanın (seküler ideolojiler) kendisinden dem vurmak suretiyle aslında Allah’tan çok Allahçılık, yani kraldan çok kralcılık yapıyorlar.
İslam’ı sadece Laiklere, Kemalistlere, Tasavvufçulara, AKP’cilere ve diğer kesimlere reddiyede bulunmak olarak algılayan, kendilerine ise “kurtarıcı, davetçi, muvahhid” vb. payeler çıkaran bu tipler, bir nevi “Rabbanicilik” oynuyorlar.
Bütün beşeri ideolojileri, izm’leri reddederken tersinden “Hükmullahizm” üreten bu kafa, modernizmin tüm etkilerini üzerinde barındırarak “Kimlikçilik ve Güce Tapıcılık” ekseninde materyalist ve sağcı ideolojilerin karşısına “akide, iman, hâkimiyet, ilah, rab” vb. kavramlar üzerinden “Allahçı Jandarma” olarak çıkmayı hedefliyor. Adilmedya.com işte bu zihniyeti salladı. Sol’da da Dar-Marksist, Stalinist kafalar bunun bir başka versiyonu oldukları ve pek farklı düşünmedikleri için karşımıza çıktıklarında aynı şekilde abandone oluyorlar.
Dolayısıyla Dar-İslamcılar bize “Müslüman Solcu” derken, Dar-Solcular da bizi “Solcu Müslüman” olarak yaftalamaya çalışıyorlar.
Bu nedenle Dar-İslamcı bir derginin, kapağında bize dair kullandığı dosya başlığı “Seküler Teoloji” iken, Sol cenahta yayınlanan başka bir derginin kapağında yer alan dosya başlığı da “Sol’un Dinselleşmesi” oluyor.
Yani Dar-İslamcı zihniyet “Tutuuunnn! Din’i Sol’a kaydırıyorlaaarrr” çığlıkları atarken, Dar-Solcu zihniyet de “Tutuuunnn Sol’u Din’e kaydırıyorlaaarrr” çığlıkları ile ortalığı velveleye veriyor.
Peki, Din mi Sekülerizmin birtakım kulvarlarına kayıyor, yoksa Sol mu Din’in birtakım kulvarlarına kayıyor? Hangisi doğru?
Kanaatimce taraflar kendilerini büyük bir işgüzarlıkla halkların üzerinde “kurtarıcı, davetçi ve öncü” görerek egolarını rableştiriyorlar ki, biz de bunu yemiyoruz.
Sol veya diğer din karşıtı cenahtan da İslamcı cenahtan da aldığımız mailler, telefonlar ve öfkeli itiraflar, bize insanların seküler zihniyet tarafından İslam’a karşı, İslamcılar tarafından da insana ve tabiata karşı bir “yabancılaşma” içine düşürüldüğünü haykırıyor. Bu bağlamda İslamcıların insanı, hümanistlerin(!) de Allah’ı yok. Biri Allah’la insanı bombalarken diğeri de varoluşuna bakmadan Allah’a kafa tutuyor.
Aslında ideolojik, teolojik ve konjonktürel tartışmaların altında yatan ana etken, tabiatın ve insanlığın başına kimin çörekleneceği ve mülkü kimin hâkimiyetinde tutacağı kavgasıdır.
Buna “kulluk, ıslahçılık, davetçilik” kılıfları giydirerek “Rabbanicilik” oynayan malum kafa, dünyaya “Ortodoks Faşizmi“nden ve “Hükmullahist Kapitalizm“den başka hiçbir şey sunamaz.
Adilmedya.com buna güçlü bir şekilde “HAYIR” diyebildiği için yaşanan şok ve travma şimdi zaten bir arada olan kafaların panik içerisinde “tutunuuunnn” çığlıkları atarak ortalığı ayağa kaldırma girişimlerine sebebiyet veriyor. Lakin istedikleri kadar birbirlerine tutunsunlar fark etmez. Zira KRAL ÇIPLAK!”