Kimse kimsenin gözünün yaşına bakmıyor. Sanal varoluşlarda adaletin savunucuları gerçek hayatta kapitalist birer patrona dönüşüyor. Slogan atanların dillerinde kardeşlik gerçek hayatta para oluyor. Sürekli iktidarı eleştirerek konumunu popülizmden beslenerek yükseltenler gerçekte birer hayal kırıklığı yaratıyor. Komünist olanlara bile gün geçtikçe güvenim azalıyor. İşin ucunda maddiyat olunca, kendi çıkar ve menfaati devreye girince, işler hep değişiyor. Paçasını kurtaran alttakini düşünmüyor. Ezilirken çığlık atanlar makam mevki sahibi olunca kimseyi görmüyor. Bazen en yakın dostunuz bile çıkarı olmayınca sizinle konuşmuyor. Maddiyat, çıkar ve menfaat dünyası…
Umudumu her geçen gün yitiriyorum. Sürekli varolma savaşı veriyorum. Sahte yüzlerden kaçarak hakikatin peşinden gitmek istiyorum. Yaşama tutunmak için bir ışık arıyorum. Hiç kimseye hiçbir şeye güvenmeyince umudu bulmakta zorlaşıyor. Anlamı bulmaya çalışırken kötülüğü de anlamlandırmaya çabalıyorum. Sürekli niçin sorularını sorarken nihai bir anlamın olmadığını seziyorum.
Nietzche’nin fikirlerini benimsemek istemezdim. Onun yerine hakikatin bilinebileceği bir felsefeyi isterdim. Maalesef Nietzsche yaşama bakınca gerçekleri görüyor. Her şeyi güçle açıklıyor. Dünya tarihinde savaşlara, iktidar mücadelelerine, haksızlıklara ve kötülüklere bakınca güçten başka bir şey karşımıza çıkmıyor. Nihilizm kapkaranlık bir boşluk gibi anlamsızlığa götürüyor beni.
Çevremdeki çelişkileri görünce midem bulanıyor. Bu bana büyük bir acı veriyor. Hakikatin peşinde koştukça, gerçeği gördükçe o toz pembe hayat yerine zifiri karanlık kaplıyor her yeri. Ben tüm bunlara karşı varolma savaşı veriyorum. Özgürlüğün peşinden koşarken yeri geldiğinde mistisizmle kendimi avutmak istiyorum. Ama gerçek acımasız bir yaşam, vahşi bir doğa, ezilen milyonlar, çıkar savaşları ve zorba bir tahakküm… Bu bulantı beni yok olma mücadelesine itiyor.
Yaşamayı seçmediğim bir yerde, bir ailede, bir çevrede dünyaya geldim. İstemediğim bu yerde varoluş sancılarıyla anlamı arıyorum. Bir yandan kötülüğü gördükçe tüm iyimser umutlarımı kaybediyorum. İnsanların acımasızlığını gördükçe metafiziğe sığınarak kendimi avutmaya çalışıyorum. Bir türlü olmuyor. Yapamıyorum. Tüm bunlara isyan etmek, avazım çıktığı kadar bağırmak istiyorum. Buna gücüm yok. Yok olmayı arzuluyorum. Bu yaşamdan kaçmak değil. Bizzat kötülükten kaçmak. Çaresizlik insana her yolu düşündürüyor. Çaresizlik ve umutsuzluk endişeyi arttırırken ısrarla yaşama tutunacak küçük bir umut arıyorum.
Kalpsiz dünyanın kalbi olan dine sarılıyorum. Ama Tanrı yardım etmiyor. Tüm bu acılara, isyanlara çaresizliklere umutsuzluklara karşı sessiz kalıyor. Bir yardım eli uzatmıyor. Niçin? Tanrım? Dünyaya atılmak, kendi kendimize bırakılmak, sadece tek başına ölümü deneyimlemek, acıyı tekil yaşamak ve bundan kurtulamamak sonra varolma savaşları verirken giderek daha da tükenmek..
İsa’nın yalvarması gibi yalvarmak istiyorum. Tanrım beni terk etme. Bir çıkış yolu göster. Ya yoksa diye korkuyorum. Evet, korkuyorum. Kendi kendimize dünyaya atılmak ve tüm bu çelişkiler karşısında seyirci olmak ve en nihayetinde yok olmaktan korkuyorum.
Tanrım eğer varsan bir çıkış yolu göster
Tanrım tüm bu acılar karşısında dayanma gücü ver
Tanrım varoluş sancılarıyla kıvranırken bir ışık gönder
Tanrım umutsuzluğun pençesinden bir umut gönder
Tanrım karanlıklarda kaybolurken bir anlam göster
Tanrım kötülükler her yeri istila ederken iyilik gönder
Tanrım güç savaşlarıyla donan dünyaya merhamet gönder
Tanrım senden yardım isteyenlere yardımsever meleklerini gönder
Tanrım tüm bu kıvranışlar karşısında bizi terk etme
Tanrım bizi karanlıklar karşısında yok oluşlar da bırakma
Tanrım bir çare göster
Tanrım.. Tanrım…
Ahmet Özkaya kimdir?
1993 yılı Kadıköy doğumludur. İlköğretim ve liseyi İstanbul’da tamamladı. Lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi coğrafya bölümünde bitirdikten sonra, Marmara Üniversitesi’nde Pedagojik formasyon eğitimi almıştır. Yeditepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılapları Enstitüsü’nde tezli yüksek lisansa devam etmektedir. Post-Coğrafya ve İnsanın İsyanı kitaplarının yazarıdır. Ayrıca çeşitli dergilerde makaleler ve popüler bilim platformlarında yazılar yazmaktadır.