Guardian bugün sadece manşetini değil takip eden 14 sayfasını da, Amerikan tarihinin en büyük gizli belge sızdırma olayına ayırmış.
Amerikan ordusuna ait Afganistan ile ilgili bu binlerce belgede neler yok ki.
Koalisyon güçlerinin resmi kayıtlara geçmeyen şekilde nasıl yüzlerce sivili öldürdüğü, Taliban saldırılarındaki artış, NATO’nun Pakistan ve İran’ın isyancılara destek verdiği ile ilgili kaygıları, Taliban’ın karadan havaya füze temin ettiğinin Amerikan ordusunca nasıl gizlendiği gibi.
Belgeler bu tür sızdırılan belgeleri yayınlayarak son dönemde tartışma yaratan Wikileaks adlı internet sitesince elde edilmiş. Wikileaks de bunları New York Times ve Guardian gazeteleri ile ünlü Alman haber dergisi Der Spiegel ile paylaşmış.
Belgelerde kayıtlara geçirilmeyen sivil ölümleri geniş yer tutuyor. Afganistan’ın işgalinden bu yana bu şekilde 195 sivilin öldürüldüğü belirtiliyor. Ancak Guardian gerçek sayının çok daha fazla olabileceğinin altını çiziyor.
Ayrıca Amerikan özel kuvvetlerinin Taliban liderlerinin yakalanması ve yargısız infazı için oluşturduğu özel tim anlatılıyor.
Diğer öne çıkan noktalar ise Taliban’a karşı kullanılan insansız uçak saldırılarındaki artış ve Taliban’ın da uzaktan kumandalı bombalı saldırılarında artan ölü sayısı.
Guardian bu belgeleri yayınlamasına Amerikan yönetiminin tepkisini de aktarmış.
Beyaz Saray”dan yapılan açıklamada belgelerin sızdırılması kınanıyor. Bunun Amerikan ve diğer koalisyon askerlerinin hayatını tehlikeye sokacağı gibi ulusal çıkarları da olumsuz etkileyeceği belirtilmiş.
Ayrıca Beyaz Saray bunların Aralık 2009’a kadar olan belgeler olduğunu vurgulayarak, belgelerin işaret ettiği kaos ortamıyla ilgili olarak suçu bir anlamda eski yönetime atıyor.
Guardian başyazısında ise şu satırlara yer veriyor:
“Belgeleri okuyan birçok insan, sivillerin hayatının önemsiz görüldüğünü düşünecektir. Bir kontrol noktasında yavaşlamayan otobüs taranıyor ve 4 sivil ölüyor. Ya da yabancı bir savaşçının peşindeki özel timler, 7 çocuğu öldürüyor ve belgelerden birinde, dertlerinin bu çocukların ölümü olmadığını görüyorsunuz. Öncelikleri, saldırıda kullanılan roket sistemini gizlemek.”
Türkiye’den İran’a can simidi
Financial Times bu başlıkla sunduğu haberde, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile yaptığı mülakatı aktarıyor.
Şimşek Türkiye’nin Birleşmiş Milletler’in İran’a yaptırım kararına harfiyen uyacağını, ancak ABD ve AB’nin daha sert yaptırımlarına uymak gibi bir zorunluluğu olmadığını söylüyor.
Financial Times, Birleşmiş Milletler yaptırımlarının İran ekonomisini değil, nükleer program ile bağlantılı şirketler ve şahısları hedef aldığını, ancak ABD ve AB’nin daha da ileri giderek İran ile iş yapan bankaları da hedef aldığını hatırlatıyor.
Bu noktada Şimşek’in, “Bir ticaret anlaşması için kaynak gerekiyorsa, bunun bir yolunu bulmak zorundayız” sözlerine yer verilmiş.
Haberde ayrıca Uluslararası Enerji Ajansı’nın, bazı yabancı şirketlerin İran’a rafine petrol satmaktan çekinmesinin ardından Tüpraş’ın devreye girdiğini doğruladığı belirtiliyor.
BP CEO’su gidiyor
Financial Times’ın manşetinde ise, BP’nin İcra Kurulu Başkanı Tony Hayward’ın görevi bırakmaya hazırlandığını duyuruyor. Amerikan yönetimi ve medyası tarafından Meksika Körfezi’ndeki petrol sızıntısını önemsiz göstermeye çalışmakla suçlanan Hayward’ın kararını bugün açıklaması bekleniyor.
Öte yandan şirketin yarın ikinci çeyrek bilançosunu açıklayacağı da hatırlatılmış. Buna göre BP sızıntıyı durdurma ve temizleme faaliyetlerinin masraflarına ayırdığı rakamı 30 milyar dolar olarak açıklayacak.
Konu Times‘ın da manşetinde. Gazete yarın açıklanacak bilançonun, İngiltere tarihindeki en büyük üç aylık zarara işaret edeceğini belirtiyor. Ayrıca BP’nin İcra Kurulu Başkanı Tony Hayward’ın görevi bırakmaya hazırlandığını da duyuruyor gazete.
Hayward’ın şirketten emeklilik dahil 12 milyon sterlin alacağını duyuran Times, bu ayrılığın Amerikan yönetiminde memnuniyet yarattığına da işaret ediyor. Ayrıca şirketin de tepedeki bu görev değişikliği ile Meksika Körfezi’ndeki sızıntı krizinde yeni bir başlangıç yapmayı umduğu vurgulanmış.
İsrail’den ödün
Daily Telegraph İsrail’in, Gazze’ye yardım gemilerine saldırıyla ilgili yürüteceği soruşturmada Birleşmiş Milletler ile işbirliği yapmaya hazırlandığını duyuruyor.
Savunma Bakanı Ehud Barak’ın bu hafta Genel Sekreter Ban Ki-moon ile yapacağı görüşmede BM soruşturmasına onay vereceği belirtilmiş.
Gazeteye göre BM İnsan Hakları Konseyi’nin ayrı bir soruşturma yürütmesine karşı çıkan İsrail, BM’nin kendisinin yürüteceği soruşturmaya onay vererek üzerindeki baskıyı hafifletmeye çalışıyor.
Putin ajanlarla
Independent Rusya Başbakanı Vladimir Putin’in ABD’nin sınır dışı ettiği Rus casuslarıyla buluşup birlikte şarkı söylediğini aktarıyor.
Hatırlanacağı gibi geçen ay ABD’de tutuklanan 10 Rus ajan Avusturya’nın başkenti Viyana’ya götürülerek burada Rusya’nın casuslukla suçlayarak hapse mahkum ettiği 4 kişi ile takas edilmişti.
Ülkelerine dönen Rus ajanlar o tarihten beri kamuoyu önüne çıkmadı.
Ancak kendisi de eski bir KGB ajanı olan Putin dün bir açıklama yaparak casuslarla bir araya geldiğini, birlikte kahramanlık şarkıları söylediklerini anlattı.