Neden, zamanın döngüsel ve helezonik bir sarmal gibi dairesel değil de, tek bir hat üzerinde dümdüz ve doğrusal olduğuna inanman istenir ve bunu isteme nedenini yaratan kimlerdir?
Zaman ve hayatın rizomatik bir yayılış döngüsü vardır. İnsanlar birbirlerine muhtaç kılınmıştır. Kendisinin hiçbir şeye muhtaç olmadığını iddia eden zalimleşir. Hayat, birbirini tamamlamak ve eksiklikleri tamamlayarak eşitlemek ve eşitlenmek üzere, ikiliklerin spiral/helezonik döngüsü içinde ilerlediğinde, anlam ve özgürlük kazanır. İkiliklerin döngüsü birbirini tamamlar. İkiliklerin çoğullaşmasına, farklılıkların birbirini tamamlamasına izin verilmediğinde, bu yollar, akışlar ve titreşimler tıkandığında zulüm ve kötülük başlar. Hayata anlam veren, iletişim ve etkileşimlerin tamamlayıcı özgürlüğüdür. Anlamın bütünlüğü; eksikliklerin çoklu etkileşimlerle tamamlanabilmesi özgürlüğünden ve uyumlulaşmasından çıkar. Hayat; düzenden düzensizliğe, düzensizlikten tekrar düzene, dengeden dengesizliğe ve dengesizlikten tekrar dengeye geçen farklılaşma dinamiklerinin özgür bırakılmasıyla renkli, çoğul ve hakikatin bütünüyle özgürleştiği bir anlam kazanır. Bu durum akan zamanın asla durdurulamayacak olan özgürlüğüdür.
Bir tohumun filize, bir embriyonun hayata kattığı can, doğada her şeyin birbirine eklemlenen bir enerji zinciri içinde bütünleşmesi ile mümkün olmaktadır. Hakikat bir bütündür. Eğer yaşamın döngüsel enerji ağı bir yerden koparılır, kesilirse veya yaşam enerjilerinin ağı delik deşik edilirse, bazı yaşam enerjileri, başkalarının yaşam enerjilerine kast ederse, o baskıcı zulüm enerjileri, zulmedenlere tekrar geri döner, çünkü hayatın bütünsel hakikati, döngüsüne devam ederek, dairesel ilerleyişini tamamlamak zorundadır.
Kadın ve erkek enerjilerinin ikiliği de tamamlayıcı ve bütünleştirici olmalıdır. Hayatta ne olacaksa kadınlarla beraber olmuş, olacak ve olmalıdır. Doğal olan budur. Hayatın en üretken, barışçıl, sevecen yönlerini güçlü kılan kadınların dinamikleri özgürleşmeden, veya kadınların özgür dinamiği açığa çıkmadan, hiçbir şeyin tam başarıya ulaşması olanaksızdır. Hayatı yarım, eksik, güçsüz ve yalan bırakmak isteyen zalimler, kadınların zamana katmakta özgür olmaları gereken her şeyi sınırlayarak, baskılayarak zamana kendilerince yön verirler. Bu yön; tek yönlü, doğrusal ve erkek hiyerarşisinin zamanıyla hayata bakan, devletçi yöndür.
Halbuki zaman boyutu doğrusal değil, helezonik bir sarmal gibi daireseldir. Tarihte yaşananlar, bir doğru üzerinde sürekli aynen tekrar ederek ve birbirine eklemlenerek birikmezler. Kırılmalarla, kopuş ve ayrışmalarla, yeni melezleşmelerle farklılaşarak ve bu yenileşmelerin, yeni açılımların sürekli karşılıklı etkileşimi içinde, değişimin süregidişini sağlarlar. Toplumsal tarihte öngörü olsa da, bu öngörüde sabit noktalar sınırlı ama değişken olasılıklar çoğul ve çok yönlüdür.
Bu anlamda toplumsal zamanın akışında, herkes geçmişi farklı hissettiği ve algıladığı gibi, geleceği de tek başına belirleyebilecek bir güce asla sahip olamaz. Zaman sadece anlıktır, çokluğa ve çok yönlü farklılaşmalara açıktır. Zamanda; önceye ve sonraya, geçmişe ve geleceğe takılmadan, asla doğrusal olmayan ve an içindeki her noktada değişebilen, spiral dairesel dönüşümler hakimdir. Zamana; doğrusal bir çizgiden değil, dairesel bir dönüşümden izleyerek bakmanız gerekir. Eğer insanlığın başlangıcından bu güne kadar geçen zamana, herhangi bir noktadan, bu bakış açısıyla bakarsanız, o noktadan diğer bütün yönleri görebilir ve hakikate ulaşabilirsiniz. Doğrusal zaman algısı, zalim iktidarların sözde ilerlemeci, kalkınmacı uygarlık safsatalarının temelidir. Tarihe ve zamana, doğrusal bir hat ve çizgi üzerinden baktığınızda her şeyi aynı hakikatin etkileşimi içinde bir bütün olarak göremezsiniz. Sanki birçok parça kesilip atılmış ve sadece arzu edilenler birbirine eklenmiştir. Bu da sizi yalan ve sahte bir hayata, yaşıyormuş gibi yapmaya, mutsuzluğa ve köleliğe mahkum eder. Zalimlerin istediği tam da budur. Doğrusal algıyla zaman, bir hapishane olabileceği gibi, dairesel/spiral algıyla, zaman, çoğul farklılaşmaların doğallığına açılan halkların, cinslerin ve türlerin özgürlük bahçesi olabilir.
Aydın Mutlu Dinçoğul