Doğu Akdeniz ve Ortadoğu’nun merkezinde olduğu Türkiye odaklı pazarlığın sonuna geliyoruz!
Pazarlığın bir ucunda Putin, diğer ucunda Trump var.
Putin bir ilki başarma amacında; Türkiye’nin eksenini değiştirmek. Böylece Ortadoğu’nun ekonomi, nüfus ve askeri olarak üçüncü büyük ülkesini ilk defa Rusya’nın çıkarları ile ortak etmeyi başaracak. Bunun için büyük mesafe de kaydetmiş durumda.
Trump ise ipleri Putin’in elinde olan Erdoğan’ı üyesi olduğu NATO ve Batı ekseninde tutma çabasında.
Türk yönetiminin ise kafası karışık; bir yanda sistem olarak temelden bağımlı olduğu NATO ve Batı öte yandan kafa ve anlayış olarak kendini yakın bulduğu ve gönlünden geçen Rusya-İran-Çin dünyası…
Hafta başında Amerikan’ın kimi gazeteleri “Trump, Erdoğan’a S-400’ler için 15 gün süre verdi” haberlerini paylaştı.
Dün ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu Türkiye’nin S-400 füze savunma sistemi alması halinde F-35 programından çıkarılması için verilen tasarıyı kabul etti.
AKP’li Numan Kurtulmuş bu durumu şöyle ifade ediyor: “Amerikan Birleşik Devletleri S-400’ler üzerinden Türkiye’nin eksenini kaynaması yani Batı’nın dışına çıkıp Rusya’ya kaymaması için bir baskı yapıyor.”
Bu öyle böyle bir baskı değil; derin ve sert…
Ankara’nın işi kolay değil.
Türkiye yönetimi Batı ve ABD ile işi yumuşatacağına S-400 ısrarını sürdürüyor ve S-500’ler için Rusya ile ortak çalışmaktan bahsediyorlar. Türkiye tam bu süreçte Doğu Akdeniz’e petrol ve doğal gaz araması için iki arama gemi gönderdi.
Trump yönetimi Türkiye’nin bu hamlesi için “Bu bir Provokasyondur ve Türkiye bundan biran önce vazgeçmelidir” dedi.
Rojava üzerindeki tehdidini sürdürüyor ve İdlib’de Esad ile birlikte Putin’in elini güçlendiren adımlar atıyor.
Hakan Fidan’ın Esad ile görüşmesini de not etmekte fayda var.
Kimi Amerikan gazeteleri Erdoğan’ın bu ve benzeri hamlelerini Trump ile pazarlıkta elini güçlendirme adımları diyorlar.
Bunlar olurken Yunanistan’ın Estia gazetesi şöyle bir iddiayı sayfasına taşıdı:
“1-) Kıbrıs’ta federal çözümün önünü açmak için Türkiye’nin üstüne düşen vazifeleri yerine getirerek adadan askerini çekmesi
ve
2-) Türkiye’nin gelecekte Kıbrıs’a NATO askerlerinin konuşmasını kabul etmesi,
3-) Bunun karşılığında Ankara’yı doğu Akdeniz’deki enerji denklemine dahil etme.”
Erdoğan bu öneriye ne dedi?
Bilmiyoruz.
Lakin bu öneri Erdoğan’ı ABD ve Batı ekseninde tutmak için en önemli hamlelerden. Erdoğan bu öneriyi kabul ederse Doğu Akdeniz’deki petrol ve doğal gazın nakliye ihalesini de alabilir. Böylece hem denklemin içine dahil olacak hem de trilyonlarca dolar geliri olan bir ihaleyi almış olacak.
Buna Suriye’de koalisyon ortağı olarak söz sahibi olma şansını da dahil edersek azımsanmayacak bir pastayı kapmış olacak.
Ancak bunun için bir dizi adım atması gerekecek.
1-) Rusya ile imzalanan S-400 anlaşmasını iptal etmesi; 2-) SDG’nin öncülük ettiği Kuzey Suriye demokratik yönetimi ile iyi geçinmesi; 3-) AB reform sürecini yeniden gündemine alıp demokratikleşme yönünde reform yapması; 4-) Müslüman Kardeşler ve türevleri ile ilişkisini sonlandırması; 5-) İran ambargosuna dahil olması ve ufukta görünmeye başlayan İran müdahalesine onay verip, dahil olması gerekecek.
Bunun da yolu iktidarı paylaşmayı kabul etmesi ve Türkiye’de demokratik reformlar yapmasıdır.
Türkiye idaresinin kafası karışık. Bu nedenle zaman kazanmak istiyor.
İstanbul seçimleri zaman kazanmak için biçilmiş kaftan! Bir taraftan zaman kazanmış oluyor öte yandan kararı her ne olursa olsun seçimleri kazanarak halkın O’nun yanında olduğunu göstermek istiyor.
Az kaldı, tuğlalar yerlerine oturacak!