Amed Ofis semtinde İş Bankasının tam karşısında olan dernek gelen her misafiri oldukça mütevazi bir şekilde güler yüzlü, heyecanlı ve sıcacık karşılıyorlar.
Kulağınızdan yüreğinize “Xûn bı xêr hâtın (Hoş geldiniz)” selamı dokunuyor.
Kapıda bizi dernek başkanı Serhat Mêrdîni ve Zerdeşt Aydogan karşılıyor karşılıklı selamlaşma ve tanışmadan sonra ikram edilen buz gibi su ve Amed sıcaklığını hararetini bir nevi düşüren demli ve sıcak çay eşliğinde Kürdistan Bayrağı ve değerli Kürt büyüklerinin resimleri altında samimi bir muhabbet içerisindeyiz.
Tanımak için sorduğumuz sorulara Dernek Başkan Yardımcısı Roger Çaxer’in verdiği cevaplar…
1-) Derneğinizin tam adı nedir?
Komeleya Tevgera Ciwanên Kurdistanê ( Kürdistan Gençlik Hareketi Derneği )
2-) Derneğinizin amacı nedir?
Günümüz siyasetini değerlendirdiğimizde, muazzam bir kavram kargaşasıyla karşılaşıyoruz. Çok sade ve net sözcüklerle ifade edebileceğimiz konuların bin dereden su getirerek çarpıtıldığı, aynı kavram üzerine iki kişinin ortak bir tanım yapamadığı siyasi bir ortam var. Bunun nedeni, birilerinin gerçekliği çarpıtma istemidir. Aynı zamanda bir tahammülsüzlük var.
Bir örnekle somutlaştıracak olursak; her ulusun üzerinde yaşadığı, ortak bir geçmişe sahip olduğu topraklar o ulusun ismiyle anılır. Almanya, Fransa, Rusya, İtalya vb. Tüm bunlara rağmen hala Kürdistan ismine bir tahammülsüzlük var. Oysa bizler de bu topraklar üzerinde ki geçmişimize, ortak kültürümüze dayanarak çok rahat bir şekilde bu toprakların isminin Kürdistan olduğunu söylüyoruz. Bu amaçla derneğimize “Kürdistan Gençlik Hareketi Derneği” ismini verdik.
Amacımız; ulusal haklar noktasında hiçbir muğlaklığa yer vermeden, demokratik ve legal yolları kullanarak mücadele etmektir.
3-) Hedefiniz nedir?
Öncelikli hedefimiz; Kürd siyasetinde var olan muğlaklıkları netleştirmek, ulusal değerlerden kopuk olmayan ulusal, politik bir yol açmaktır. Kendi içimizde bu netliği sağladıktan sonra, uluslararası düzeyde Kürdlerin meşru ulusal haklarının tanıması noktasında legal ve demokratik tüm mücadele araçlarını kullanarak, dünya siyaset sahnesinde Kürdlerin de söz hakkına sahip olması için mücadele etmektir.
4-) Kürdler adına mücadele ettiğini iddia eden yaklaşık 500 STK ve dernek var. Sizin bu kurumlardan farklı yönünüz ne olacak?
Herhangi bir olayı, konuyu veya kurumu değerlendirirken belli ölçütlere sahip olmak gerekir. Bizim iki temel ölçütümüz var.
İlk olarak, ulusal bir mücadele yürütüyorsak bunu ulusal değerlerden bağımsız olarak yapamayız. Bu en temel ve de önemli noktalardan biri. Bizim de eksikliğini hissettiğimiz bir konu.
İkinci nokta ise, atılan adımların ulusal çıkarla hizmet edip etmediğidir.
5-) Sadece Kürdistan’ın kuzey parçasında mı örgütleniyorsunuz yoksa 4 parçada da örgütlenmeyi düşünüyorsunuz?
Biz herhangi bir parçadaki Kürdlerin diğer parçalar adına karar vermesini, diğer parçalara müdahale etmesini doğru bulmuyoruz. Her parçanın kendine özgü koşulları vardır. Bizim için önemli olan parçalar arasında dayanışmayı, yardımlaşmayı sağlamaktır. Her parça kendi kararlarını kendisi vermelidir ve bizim de yapmamız gerek bu kararlara saygı duymak ve destek vermektir. Ayrıca biz diğer parçalarda elde edilen kazanımları, bu gün Güneyde olduğu gibi, kişi ve kurumlardan bağımsız olarak sahipleniyoruz ve savunuyoruz.
6-) Barış sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Demokratikleşme, legal ve demokratik siyasetin ilerleyebilmesi açısından önemlidir. Bu açıdan demokratik adımları destekliyoruz, yalnız bu demokratik adımların ulusal çıkarlar önünde engel teşkil edecek şekilde sunulmasına karşıyız.
7-) Manifestonuzda silaha, şiddete karşı olduğunuzu belirttiniz. Silah ve Özgürlük meselesine nasıl bakıyorsunuz?
Gelişen teknolojinin ortaya çıkarttığı yeni iletişim olanaklarının da etkisiyle klasik mücadele yöntemlerinin aşılması gerektiğine inanıyoruz. Legal demokratik mücadeleyi esas alırken, koşullara göre farklı mücadele yöntemlerini kullanmayı da meşru bir hak olarak görüyoruz.
Röportaj: Rojhat Piran
Adilmedya.com