Gebze’den emekli bir kiralık işçi hükümetin allayıp pulladığı kiralık işçiliğin 6 ayda kendisine yaşattıklarını yazdı.
Emekli bir kiralık işçi
Gebze
Merhaba, ben 25 yıl boyunca Gebze’de Kroman Çelik’te çalışmış, oradan emekli olmuş ve ardından da geçim sıkıntısı sebebiyle 6 ay önceye kadar Arçelik fabrikasına taşeron statüsünde çalışmış olan bir işçiyim. Hikaye de aslında ben Arçelik fabrikasına girdikten sonra başlıyor…
2015 yılında da gündeme gelen kiralık işçilik tasarısı o dönemde ‘eşitlik ve işçinin korunması’ esaslarına uymadığına dikkat çekilerek veto edilmişti… Ama şimdi özel istihdam büroları, tıpkı taşeron şirketler gibi, yüzlerce işçiyi kendi bünyesine alıp fabrikalara kiraya verebiliyor… İşte bunlardan biri de benim… Hükümetin allayıp pulladığı bu tasarı 6 ayda bize neler yaşattı onu anlatacağım.
Başta da dediğim gibi Çayırova’da bulunan Arçelik fabrikasında TÜRKPOST firmasına bağlı olarak çalışıyorum. Kullanma kılavuzları ve enerji kullanımı etiketi hazırlıyorduk. Ağustos ortasına kadar bizlere normal ödeme yapıldı. Ama başta bize her ayın 10’unda mesai 20’sinde maaş verileceğini söylenmişti. Mesaileri 2 ay sonra veriyorlardı. Mesela ekim mesaisi aralık ayında verildi. Aralık ayında sayım gerekçesi ile iş durduruldu. Yıllık izni olanlar ücretli izne, yıllık izni olmayanlar da ücretsiz izne çıkarıldı. Bizlere o sürecin ardından hiçbir ödeme de yapılmadı. 26 Ekim’de izne çıktık, ocak ayı başında da yeniden işe başladık. Malzeme kağıt olmadığı gerekçesiyle 10 gün boyunca fabrikanın kendi bünyesinden gönderdiği malzemeler ile devam ettik işe ama hepimizde bir tedirginlik vardı. 13 Ocak’tan sonra bu malzeme Eskişehir’deki bir firmadan karşılanmaya başlandı. Biz gerekçe sordukça taşeron firma iş olmadığı için sizi izne çıkardı dediler…
Zaten firmadan kimseye doğru düzgün ulaşamıyorduk. Ulaşabildiğimiz de taşeron firmanın muhasebecisi. O da işine geldiğinde telefonumuzu açıyordu. Biz size haber vereceğiz diyordu. Bizler elektriğimizi ödeyemediğimiz, yol parası bile bulamadığınız dönemden geçtik. Ama düzelecek gözüyle baktık. Daha sonra bir telefon geldi firmanın aldığı ihaleyi tek taraflı feshettiği, yani Arçelik’te işi bıraktığı ve ücretlerin de ödenmeyeceği söylendi.
Bizler o kadar dışında bırakıldık ki bu işin, patronun ismini T.S. diye biliyoruz. Ama sevk irsaliyesinde tesadüfen görüyoruz ki şirket başka birinin üzerine… Bu süreçte firmaya ulaşmaya çalıştıkça Seyrantepe’deki TÜRKPOST şirketinin boşaltıldığını, firmanın Çerkezköy’e taşındığını öğrendik. Yetkili var mı diye orayı da aradık ama yine sadece muhasebeciye ulaştık. Şirketin başka illerde ihale aldığını ve bizim ücretlerimizin neden ödenmediğini sorduğumuzda şirkette para olmadığını söylediler. Hatta bize Arçelik ile konuşun onlar büyük fabrika onlardan isteyin hayır demezler diye bir cevap aldık…
Bizim patron diye bildiğimiz T.S, zamanında Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlık döneminde, onunla birlikte yurt dışında gezilere gitmiş. Bir sürü insanla iş bağlamış. Şimdi böyle adamlar bizi işçi olarak çağırıyor. Arçelik gibi bir firma böyle adamlarla çalışıyor. Sonuçta mağdur olan yine biz oluyoruz. Bir sürü arkadaşım dava açtı ama sonunu göremiyoruz. Şimdi kimden ücretlerimizi alacağız bunu bile bilmiyoruz. Hadi ben emekliyim. Genç olan işçiler bu şekilde zaten asla emekli olamaz. Onu da geçtim ev geçindiremez. Yarınımızın bile belirsiz olduğu bu sistemi bize allayıp pullayıp getirenlere de selam olsun buradan…