C.Halife Ömer’in Ekonomik Mülkiyet İlişkileri
C.1. Mısır valisi Amr bin Âs, Halife Ömer’e bir mektubunda “Mescidin yanında senin için bir ev yaptık.” diye yazınca Ömer de ona “Hicaz’da oturanın Mısır’da nasıl evi olabilir! Orayı halkın çarşısı yapın.” talimatını verir.[1]
C.2. Halife Ömer hac zamanında gözlem yaparken humuslularla konuşurken valinin iki katlı ev yaptığını öğrenince hem valiyi mektupla Medine’ya çağırdı hem de elçiye evi yakması talimatı verdi. Evi yanan vali Medine’ye gelince onu Harre’ye götürür ve zekât develerini gösterir. Valinin elbiselerini çıkarttırıp deve yününden yapılmış bir elbise giydirtir. Kuyudan su çektirip develeri sulatır. Sonra “İki katlı konak yaparak yoksul, dul ve yetimlerin haklarını yedin.” diyerek azarlar. Ardından halkın valisi olması için görevine gönderir.[2]
C.3. Halife Ömer, Bahreyn’den getirilen esirler içinde bir kadının oğlunun yolda satılmasını, bir kız çocuğunun annesinin satılmasını akrabalık bağını koparmak olarak değerlendirir ve Muhammed-22’yi kaynak göstererek reddeder.[3]
C.4. Peygamberin Yemen’e gönderdiği Muaz’dan Halife Ebû Bekir döneminde Ömer tarafından ihtiyacı dışında kalan elindeki mal fazlalığını Medine’ye göndermesini söylüyor ve Muaz önce dirense de kendisi getirip teslim ediyor.[4]
C.5. Hayberin alınmasından sonra Ömer’e arazi ganimeti düşer. Peygambere ne yapacağını sorunca “Gelirini tasadduk et.” der. Ömer de arazinin satılmaması, başkasına hibe edilmemesi ve miras bırakılmaması, gelirinin misafir, yoksul, köle, savaşanlar ve yakınlarına dağıtılması koşuluyla tasadduk etti.[5]
C.6. Halife Ömer özgürlüğüne kavuşturmak için Ebu Musa el-Eş’ari’ye bir cariye satın aldırır ve onu özgürleştirir.[6]
C.7. Halife Ömer, Mısır valisi Amr bin Âs’a mektubunda “Sen ve yanındakiler tokken ben ve yanımdakilerin aç olmasını dikkate almıyor musun, yazıklar olsun.” deyince Amr yüklü develer gönderir. Ömer tüm develeri yükleriyle birlikte halka dağıtır.[7]
C.8. Halife Ömer halife olunca Ebû Bekir’in malı eşit dağıtma yöntemini terk eder. Muhacir ve ensara maldan daha pazla pay ayırmaya başladı. Bedir ehline 5 bin, Bedir’den önce Müslüman olup da Bedir’e katılmayanlara 4 bin, Peygamber eşlerinden herbirine 12 bin, ancak Peygamber eşlerinden Safiye ve Cüveyriye’ye ayrı ayrı 6 bin dinar verdi. Bunun üzerine Safiye ve Cüveyriye “Kendi kafana göre davranarak Peygamber eşleri arasında Peygambere yakınlıklarına göre dağıtım yaptın.” diye itiraz ettiler. Ömer bunu yeniden düşündü ve onları haklı bularak onların herbirine de 12 bin dinar ödedi. Bu arada Peygamberin amcası Abbas’a 12 bin, Üsame bin Zeyd’e 4 bin, Hasan, Hüseyin ve Ali’ye ayrı ayrı 5 bin, kendi oğlu Abdullah’a 3 bin, Bedir savaşına katılan muhacirlerin çocuklarının herbirine 2 bin dinar verdi. Oğlu Ömer Üsame’ye daha fazla verilmesine “Onun babası senden, kendisi de benden daha erdemli olmadığı için benim payımı da yükselt.” deyince “Peygamber onun babasını senin babandan daha çok seviyordu.” dedi. Ebu Seleme’nin oğlu Ömer’e Abdullah bin Cahş oğlu Muhammed’den bin dinar fazla verince “Fazla veremezsin, babasının babalarımızdan üstün bir tarafı yok.” diye iitraz etti. Bunun üzerine “Ümmü Seleme gibi bir annen varsa sana da fazladan bin dinar vereyim.” dedi. Osman bin Ubeydullah’a 8 yüz, Nadr bin Enes’e 2 bin dirhem verdi. Ömer hilafeti süresince bu politikasından caymadı.[8]
C.9. Halife Ömer Peygamber eşleri arasında Cüveyriye, Safiye ve Meymune’ye diğerlerinden daha az diner verince Aişe buna “Tanrı elçisi aramızda adaletle muamele ediyordu.” diye itiraz edince Ömer tüm Peygambe reşlerine eşit dinar verdi.[9]
C.10. Ebu Musa el Eş’ari Halife Ömer’e 800 bin dirhem gibi yüksek bir zekât getirdi. Ömer bu paralar nedeniyle sabaha kadar uyuyamaz. Sabah namazının ardından derhal bölüştürmeye başlar. Ancak miktarı Peygambere yakınlığa göre yapar. Önce Hâşim ve Muttalip oğullarına verdi, sonra Abd-i Şems oğulları, Nevfel bin Abd-i Menaf oğullarına verdi. Burdaki öncelikte Abd-i Şems oğullarının ana tarafından Hâşim oğullarına yakınlığıydı.[10]
C.11. Halife Ömer soy, kabile ve Peygamber yakınlığına dayalı mal bölüştürmenin hata olduğunu ve Ebû Bekir’in yöntemine döneceğini belirtir. Yani daha sonra bu taksimattan vazgeçer.[11]
C.12. Halife Ömer, Ebu Musa el Eş’ari’ye mektup yazarak hazinesinde halka dağıtılmayan hiçbir paranın tutulmamasını ve tüm mülkün dağıtılmasını emreder.[12]
C.13. Hazinede para dağıtılmasına rağmen hala para olduğunu öğrenen Halife Ömer Huzeyfe’ye “Kalan mal mal Allah’ın Müslümanlara verdiği ganimetidir. Ne Ömer’in ne de akrabalarınındır. Elde kalanların tamamını dağıt.” emrini verir.[13]
C.14. Halife Ömer her doğan çocuğa bakımı için maaş bağlıyordu.[14]
C.15. Halife Ömer, Asım bin Ömer’i evlendiridiğinde beytü’l-mal’dan bir ay yardım yapar. Daha sonra yanına çağırıp “Beytü’l-mal’dan sadece maaşımı alıyorum. Burası bana emanettir. Bundan sonra sana yardım etmeyeceğim. Gabe’deki hurmalığımın meyvelerini topla, sat ve yakınlarından güvenilir bir tüccar bulup onunla ticaret yap, aileni geçindir.” der.[15]
C.16. Rum kralının karısı Halife Ömer’in karısına bir kavanoz dolusu mücevher gönderir. Karısı mücevherleri bir sergi üzerine koyar. Bunu gören Ömer mücevherleri satar, içinden bir dinarını eşine verir, geri kalanını beytü’l-male koyar. Böylece makam sahiplerine gelen hediyelerin devlet malı olduğunu gösterir.[16]
C.17. Halife Ömer’in oğlu Abdullah bir kaç deve satın alıp herkesin deve otlattığı merada develerini yayar ve develeri besili hale gelir. Besili develeri satmak için pazara getirir. İbn-i Ömer babası Halife Ömer’e develeri alma ve besleme sürecini anlatır. Bunun üzerine Halife Ömer oğluna “Develer için ödediğin masrafın anaparasını al, fazlalığını beytü’l-mal’a ver.” der.[17]
C.18. Halife Ömer kendi eline Peygamber ve Ebû Bekir’den daha fazla malın ulaşmasından rahatsızlık duyar.[18]
C.19. Halife Ömer’in kızı Hafsa Ömer’in önüne soğuk et suyu ve ekmek getirince iki çeşit katık getirdin diye yemekten kalkar.[19]
C.20. Ömer halifeyken sırtında 12 yamalı elbisesiyle hutbeye çıkardı.[20]
C.21. Halife Ömer, Ebu’d-Derdâ’nın Hıms’ta Bizanslılardan kalan evlerde yaşaması dışında kendine ilave ev yaptırıdığını duyunca “Bizanslılardan kalan binalar yetmiyor mu?” diye bir mektup yazar. Ardından bina yapmasını durdurur, Şam’da ikamet etme zorunluluğu getirir.[21]
[1] A.g.e, Allah’ın Emirlerine Aykıır Olan Emirleri Kabul Etmemek, Cilt 2; İbn-i Abdi’l-Hakem; Kenzü’l-Ummâl 3/148
[2] A.g.e, Allah’ın Emirlerine Aykıır Olan Emirleri Kabul Etmemek, Cilt 2; İbn-i Asâkir, Kenzü’l-Ummâl 3/166
[3] A.g.e, Devlet Başkanının Şefkatli ve Merhametli Olması, Cilt 2; İbn-i Münzir; Müstedrek; Beyhaki; Kenzü’l-Ummâl 2/226
[4] A.g.e, İçtimai Yardımlaşma, Cilt 2; Kenzü’l-Ummâl 3/126
[5] A.g.e, En Kıymetli Malların Allah Yolunda İnfakı, Cilt 2; Nasbu’r-râye 3/476
[6] A.g.e, En Kıymetli Malların Allah Yolunda İnfakı, Cilt 2; İbn-i Cerir, Kenzü’l-Ummâl 3/314
[7] A.g.e, Kıtlık Senesi Halife Ömer’in Halka Verdiği Yemek, Cilt 2; Müntehab 4/398
[8] A.g.e, Sadaka, Zekât ve Ganimetlerin Taksimi, Cilt 2; İbn-i Ebi Şeybe; Bezzar; Mecmu’z-Zevaid 6/4
[9] A.g.e, Sadaka, Zekât ve Ganimetlerin Taksimi, Cilt 2
[10] A.g.e, Sadaka, Zekât ve Ganimetlerin Taksimi, Cilt 2; İbn-i Sa’d 3/126
[11] A.g.e, Sadaka, Zekât ve Ganimetlerin Taksimi, Cilt 2; İbn-i Sa’d 4/20
[12] A.g.e, İçtimai Yardımlaşma, Cilt 2; Kenzü’l-Ummal 2/217
[13] A.g.e, İçtimai Yardımlaşma, Cilt 2, Timaş Yayınları, İstanbul, 1988; İbn-i Sa’d 3/215
[14] A.g.e, İçtimai Yardımlaşma, Cilt 2; İbn-i Sa’d 3/217
[15] A.g.e, İçtimai Yardımlaşma, Cilt 2; Müntehab 4/418
[16] A.g.e, İçtimai Yardımlaşma, Cilt 2; Müntehabu’l-Kenz 4/422
[17] A.g.e, İçtimai Yardımlaşma, Cilt 2; Müntehabu’l-Kenz 4/419
[18] A.g.e, İçtimai Yardımlaşma, Cilt 2; Kenzü’l-Ummal 2/318
[19] A.g.e, İçtimai Yardımlaşma, Cilt 2; Kenzü’l-Ummal 2/146; İbn-i Sa’d 3/230
[20] A.g.e, İçtimai Yardımlaşma, Cilt 2; Müntehabu’l-Kenz 4/405
[21] A.g.e, İçtimai Yardımlaşma, Cilt 2; Kenzü’l-Ummal 8/62