A. Elçi Muhammed’in Ekonomik Mülkiyet İlişkileri
A.1. Hz. Peygamber ölümü yakınken ağırlaştığında Aişe’ye ellerindeki yedi veya dokuz altını dağıtmasını ister. Bu isteğinden hemen sonra kendinden geçer. Ayılınca altının durumunu Aişe’ye sorar. Aişe de “Seninle uğraştığımdan altınları dağıtamadım.” der. Bunun üzerine altınları dağıttıran Peygamber “Muhammed, yanındaki dinarlarla rabbine kavuşsa hali nice olur.” dedi.[1]
A.2. Biri bahçesini infak olarak verince onun anne ve babası gelip “O bahçe bizim geçim kaynağımızdı.” der. Bunun üzerine Peygamber bahçeyi onlara iade eder ve onlar ölünce de çocuklarına miras kalır.[2]
A.3. Hz. Peygamber, Suffe’de kalanları akşamları evlere taksim ediyordu, onları iki, üç kişiler halinde yemeğe gönderiyordu.[3]
A.4. Fedek Beyi’nin gönderdiği yüklü dört deve sayesinde Peygamber tüm borçlarını öder. Bu konuda Bilal Habeş’i görevlendirir. Geriye iki dinar kalınca Peygamber Bilal’a “Beni onlardan kurtar. Onları vermedikçe ailemden kimsenin yanına varmayacağım.” der. İki gün bekler ve ihtiyaç sahiplerini bulup verdikten sonra eşlerinin yanına varır.[4]
A.5. Hz. Peygamber’e bir gece içinde sekiz yüz dirhem olan bir çanta geldi. Peygamber Ümmü Seleme’nin evine paraları gönderdi. Çünkü o gece onun sırası vardı. Peygamber sabaha kadar uyumaz. Sabah namazında zihninin sürekli parayla meşgul olduğunu anlatır. Sabah namazından sonra çantayı alıp tümünü ihtiyaç sahipleri arasında bölüştürür.[5]
A.6. Sahabeden Ebu Ubeyde bin Cerrah’ın Bahreyn’den getirdiği cizyeyi dağıtmasını bekleyen Müslümanlara Peygamber “Yoksullaşmanızdan değil zenginleşip malla kendinizi aldatmanızdan ve sonra helak olmanızdan endişe ediyorum.” dedi.[6]
A.7. Peygamber, kıtlık bizi mahvetti diyen bir bedeviye “Beni kıtlıktan çok zenginleşip mal peşine dalmak korkutuyor. Halkım keşke altına ilgi göstermese.” der.[7]
A.8. Peygamber, Abdullah İbn-i Ömer’e “Ne 1 dinar ne 1 dirhem biriktiririm ne de yarın yemek için evimde yiyecek tutarım.” dedi.[8]
A.9. Hz. Peygamber Aişe’nin bir kapta iki çeşit içecek ve iki tür yiyecek getirmesi üzerine birden fazla yiyecek ve içecek gelmesine tepki koyar.[9]
A.10. Hz. Peygamber eşlerinden Hafsa Peygamberin iki tane renkli elbisesi olduğunu cumaya giderken veya elçileri karşılarken onları giydiğini, arpa ekmeği yediğini, kaba kumaştan yapılma bir örtülerinin olduğunu ve bunu yazın dörde katlayıp altlarına aldıklarını kışın da ikiye katlayıp arasına girdiklerini aktarır. Bunun üzerine Ömer, kızı Hafsa’ya “Peygamber kendine yetecek miktarı tespit edip ayırır, fazlasını ihtiyaç sahiplerine verirdi.” dedi.[10]
A.11. Hz. Peygamber, Aişe’nin bir günde iki öğün yemek yediğini görünce ona tepki gösterir.[11]
A.12. Hz. Peygamber, eşi Aişe’ye “Ölüm sonrası yaşamda ve hayatın tüm sürecinde benimle birlikte olmayı istiyorsan bir yolcunun taşıyabildiği kadar bir erzakla yetin, zenginlerin arasına asla katılma ve elbisene yama vurmadan elbiseyi eskimiş sayma.” der.[12]
A.13. Hz. Peygamber göbekli bir adamı görünce “Şu adam bu kadar yiyeceği yerde yoksulları doyursaydı onun için daha iyi olurdu.” der.[13]
A.14. Hz. Peygamber borç alarak geçimini sağlardı.[14]
A.15. Hz. Peygamber akşam yerse sabah yemez, sabah yerse akşam yemezdi.[15]
B.Halife Ebubekir’in Ekonomik Mülkiyet İlişkileri
B.1. Ebu Bekir malının tamamını infak ettiğinde Peygamber “Ailene ne bıraktın?” deyince “Onları Allah ve elçisine havale ettim.” dedi. Ömer de malının yarısını infak etti.[16]
B.2. Ebû Bekir tüm mal varlığını Tebük seferi öncesinde infak etti.[17]
B.3. Ebû Bekir maden işletmelerinden gelen zekâtları halkı erkek-kadın, özgür-köle, büyük-küçük diye ayırmadan yüz kişilik gruba bir külçe altın veriyordu. Develer ve atları da böyle dağıtıyordu. Hâlbuki Ebû Bekir’e Kabel ve Cüheyne madenlerinden servet akıyordu. Ayrıca Beni Süleym madenlerinden de hilafeti döneminde servete kavuşuyordu. Ancak o tüm gelirlerini beytü’l-mal’a koyduruyordu. Bir sefer de dul kadınlara satın aldığı kumaşları dağıttı. Ebû Bekir öldüğünde ona gelen yıllık gelir ne kadardı diye Ömer vergi memurlarına sorunca onlar iki yüz bin dirhemdi dediler. Ancak öldüğünde odasında sadece bir dirhem buldular.[18]
B.4. Ebû Bekir malı halk arasında eşit dağıtınca Ömer “Bedir ashabıyla başkalarını eşit mi tutuyorsun?” diye itiraz eder. Bunun üzerine Ebû Bekir ona “İnsan ihtiyacı kadar almalıdır. Bunun en hayırlısı da normal olandır. Ben adil dağıtayım, Bedir ashabı ödülünü Allah’tan alsın.” der.[19]
B.5. Ebû Bekir halife olunca malı eşit dağıtmaya başlar, bundan rahatsız olup da “Ensar ve Muhacire daha fazla ver.” diyenlere “Mal bölüşümünde eşit davranmak, bir tarafı tercih etmekten daha hayırlıdır.” der.[20]
B.6. “İlk muhacir ve ilk Müslümanlara daha fazla ver.” diyenlere Ebû Bekir “Kimseyi kayırmak istemiyorum.” der ve malları eşit biçimde bölüştürür.[21]
B.7. Mal bölüştürürken insanların mevki ve üstünlüklerine göre dağıtmasını isteyenlere Ebû Bekir “Herkesin üstünlüğü Allah katındadır. Ama geçim kaynağı olan malın hayırlısı herkese eşit dağıtılan maldır.” dedi.[22]
B.8. Aişe’nin anlattığına göre Ebû Bekir öldüğünde ne dinar ne de dirhem bırakmıştı. Halife olmadan önceki servetinin tamamını beytü’l-mal’a bırakmıştı.[23]
[1] M. Yusuf KANDEHLEVİ, Hadislerle Hz. Peygamber ve Ashabının Yaşadığı Müslümanlık, Mütercimler: Yaşar EROL, A. Ömer TEKİN, Ahmet M. BÜYÜKÇINAR, İçtimai Yardımlaşma, Cilt 2; Mecmeu’z-Zevâid 10/240; Terğib 2/178
[2] A.g.e, En Kıymetli Malların Allah Yolunda İnfakı, Cilt 2
[3] A.g.e, Kıtlık Senesi Halife Ömer’in Halka Verdiği Yemek, Cilt 2; Beyhaki; Kenzü’l-Ummâl 5/65
[4] A.g.e, Kıtlık Senesi Halife Ömer’in Halka Verdiği Yemek, Cilt 2; Beyhaki; Bidaye 6/155
[5] A.g.e, Hz. Peygamber’in İnfak Tarzı, Cilt 2; Taberani; Mecmeu’z-Zevaid 10/325
[6] A.g.e, İçtimai Yardımlaşma, Cilt 2; Terğib 5/141
[7] A.g.e, İçtimai Yardımlaşma, Cilt 2; Terğib 5/144
[8] A.g.e, İçtimai Yardımlaşma, Cilt 2; Tefsir-i İbn-i Kebir 3/420
[9] A.g.e, İçtimai Yardımlaşma, Cilt 2; Mecmeu’z-Zevaid 10/325; Terğib 5/158
[10] A.g.e, İçtimai Yardımlaşma, Cilt 2; Müntehabu’l-Kenz 4/408
[11] A.g.e, Dünya Zevkine Dalanların Hoş Görülmemesi, Cilt 2; Terğib 3/423
[12] A.g.e, Dünya Zevkine Dalanların Hoş Görülmemesi, Cilt 2; Kenzü’l-Ummal 2/150
[13] A.g.e, Dünya Zevkine Dalanların Hoş Görülmemesi, Cilt 2; Mecmeu’z-Zevaid 5/31
[14] A.g.e, İçtimai Yardımlaşma, Cilt 2; Terğib 5/166
[15] A.g.e, İçtimai Yardımlaşma, Cilt 2; Hilye 3/323
[16] A.g.e, İçtimai Yardımlaşma, Cilt 2; Müntehabü’l-Kenz 4/374
[17] A.g.e, Allah yolunda Cihat için Yapılan İnfak, Cilt 2
[18] A.g.e, Sadaka, Zekât ve Ganimetlerin Taksimi, Cilt 2; İbn-i Sa’d; Kenzü’l-Ummal 3/131
[19] A.g.e, Sadaka, Zekât ve Ganimetlerin Taksimi, Cilt 2; Müsned, Zühd babı
[20] A.g.e, Sadaka, Zekât ve Ganimetlerin Taksimi, Cilt 2
[21] A.g.e, Sadaka, Zekât ve Ganimetlerin Taksimi, Cilt 2; Beyhaki 6/348
[22] A.g.e, Sadaka, Zekât ve Ganimetlerin Taksimi, Cilt 2; Beyhaki 6/348
[23] A.g.e, İçtimai Yardımlaşma, Cilt 2; Kenzü’l-Ummal 3/132; Müsned-i Ahmed bin Hambel