Fıstık fabrikasında çalışan işçi Seçil Kılıçalp fabrikada yaşadıklarını Evrensel’e yazdığı mektupla anlattı
Seçil KILIÇALP
Antep
Merhabalar, ben 18 yaşında genç bir kız olarak iş hayatına atılmak istedim ve bir fabrikaya girdim. Çalıştığım işletmede çatlak fıstıklar ayıklanıyor, fıstık içleri küçük parçalara bölünüp paketleniyor ve satışa sunuluyor. İki kardeşe ait bu işyerinde 1 mühendis, 2 muhasebeci, 1 ustabaşı dışında, dördü erkek olmak üzere 21 işçi çalışıyor.
Genç bir işçiydim artık ama pek fazla sürmedi. Sadece 14 gün sürdü. Bu süreç içinde fabrikadaki ustaların ve patronun davranışından bahsedeceğim…
Fabrikada 17 kız çalıştırılıyor. Çoğu 18 yaşın altında ve aşırı derecede zulümle karşı karşıya kalıyorlar. Mesela, temmuz ayındayız ve hava sıcak. Fabrikada klima yok, kızlar da halen kışlık saya giyiyorlar ve kışlık boneleri takıyorlar. Bunu kaç defa mühendise söylediler, mühendis umursamıyor.
Bir de erkeklerden gördükleri muamele var…
Oradaki erkek işçilerden H, kızlara el şakası yapıyor, bağırıyor ve cimcikliyor. Terbiyesiz el hareketleri bile yapıyor.
E. adlı kişi de hem servisçilik yapıyor hem de işçi. E. üç tane kızı gözüne kestirmiş, fabrikanın tüm işlerini o kızlara yaptırıyor. Tabii bu arada o üç kızdan birine bağırıyor, vuruyor, küfrediyor. Ben karşı geldim, bana “Beğeniyorsan çalış, beğenmiyorsan çek git” dedi. “Bizde böyle” dedi.
Sonra A. diye bir erkek çalışan var, o da hem servisçi hem de oranın işçisi. O, işyerindeyken kızlar kendi aralarında bir kelime dahi konuşamıyor. Ayrıca A. kızları evlerine bırakırken, kahvenin önünde indiriyor. Kahvedeki tüm erkekler kızları gözleriyle taciz ediyor. Kızlar bunu kaç defa dile getirdiler ama A. dinlemiyor.
Patron da kızları bağ evine götürüyor, evi temizlettiriyor.
Fabrikadaki kural; patron erkek ve tüm erkek işçiler ustabaşı gibi davranıyor. Yani tüm erkeklerin o 17 kıza bağırıp, küfür edip kızma yetkileri var. Kızlar içinse, bunlara boyun eğme kuralı var. Yani orada çalışan kızlar hem temizlikçi, hem fabrikada işçi, hem aşçı… Hem de küfür, şiddet…
Kızlar günde 10 saat çalışıyor, fıstık seçiyorlar. Saat 12’de 30 dakikalık ara var, o ara içinde hem yemek yeniyor, hem dinlenme hem de namaz kılınıyor. Bir dakika bile gecikince de yine küfür, yine bağırık yiyorlar.
Yemekhanede aşçı yok. Soğuk su, peynir ve zeytin var. Yiyen yer, yemeyen aç kalır.
Normalde fıstık seçtikleri için kızların gözleri zarar görmesin diye, iki saatte bir en az 1-2 dakika gözlerini dinlendirmeleri lazım ama o da yok. Kızlar şaşı bakıyor artık!
Kızlara “İşten çıkın” dedim. “Ailemiz kızar” dediler. Çünkü onlar aileden de darbe yiyen kadınlardı.
Ben, yıllarca hakları için mücadele vermiş bir işçinin kızı olduğum için onlara göre şanslıydım. Oradaki uygulamaları kabul etmeyerek ayrıldım. Ama kızlar için bu mümkün görünmüyor.
Sigortasız ve 988 TL’ye çalıştırılan bu kızlara yardımımız dokunur inşallah…