Muhammet Doğru
Kürt basın kurumlarının KHK ile kapatılmalarının üzerinden bir yıl geçti. Özgür Gündem’den Zana Kaya, devletin amacına ulaşamadığını söyledi.
Kürt basın kurumlarının KHK ile kapatılmalarının üzerinden bir yıl geçti. KHK ile kapatılan Özgür Gündem gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Zana Kaya, devletin amacına ulaşamadığını söyledi. JINHA muhabiri Beritan Canözer de, “Hala alanlarda kadının rengiyle ve diliyle varız ve var olmayı sürdüreceğiz” dedi.
AKP hükümeti tarafından OHAL kapsamında 29 Ekim 2016’da çıkarılan 675 ve 676 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile aralarında Özgür Gündem, Azadiya Welat gazeteleri ve Dicle Haber Ajansı (DİHA) ile Jin Haber Ajansı’nın (JINHA) da bulunduğu çok sayıda Kürt basın kurumunun kapatılması üzerinden bir yıl geçti. Kurumların kapılarına mühür vurulurken birçok mallarına da el konuldu. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından 16 Ağustos’ta İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği tarafından Özgür Gündem gazetesi için geçici olarak kapatma kararı verilirken gazeteye yapılan baskında Genel Yayın Yönetmeni Zana Kaya da gözaltına alınıp tutuklanmıştı. Gazete kapatıldığı zaman cezaevinde olan Kaya, hükümetin Özgür Gündemi kapatmasıyla istediği sonucu alamadığını söyledi.
‘KAPATMALAR BASTIRMA KONSEPTİNİN PARÇASIDIR’
Daha önce anayasaya aykırı olarak gazetelerinin yayının durdurulduğunu ve kendisi dahil bir çok çalışanlarının tutuklandığını hatırlatan Kaya, daha sonra ise iktidarın anayasaya aykırı olan durumu yasal bir kılıfa uydurmak için KHK ile kapatma yoluna gittiğini söyledi. Türkiye’de toplumun gerçekleri görmesini engellemeye dönük bir zihniyetin var olduğunu ifade eden Kaya, “Hükümet ve iktidar Türkiye’de çok yoğun hak ihlallerine, baskılara ve zulümlere imza atıyordu. Hem Kürdistan’da hem de Türkiye’nin batısında OHAL’i bahane ederek baskı rejimini kurma sürecine girdi. Buna karşı sesini yükselten ve işlenen suçları kaydeden özgür basın vardı. Kürt basınına yönelmesinin arkasında böyle bir neden vardı. Aynı zamanda Kürdistan coğrafyası ve halkına yönelik bastırma konseptinin de bir parçası olarak özgür basın kurumları kapatıldı” dedi.
‘YETER Kİ İRADE OLSUN’
1990’lı yılardan beri özgür basının kendi geleneğini sürdürme tecrübe ve iradesine sahip olduğunu kaydeden Kaya, çok yoğun baskılar karşısında yazarları, dağıtımcıları ve muhabirlerinin katledildiğini ve bütün bu süreçlerde alnının akıyla hakikati savunma sorumluluğunu da esirgemediğini vurguladı. Devletin Kürt basınına yönelmesiyle istediği sonucu alamadığına dikkat çeken Kaya, “Çeşitli araç ve gereçlerine el konulması tabi ki sıkıntıdır. Ama buna rağmen bu gelenek kendisini ayakta tutmanın yol ve yöntemlerini öğrenmiş. Haberleri halka ulaştırmak için fotoğraf makinesi, kalem ve kağıt yeterli oluyor. Bunun en çarpıcı örneği de Diyarbakır Newrozu’nda yaşandı. Herkesin gözü önünde Kemal Kurkut katledildi. Özgür basın kare kare yakalayıp ifşa etti. Yeter ki irade olsun” diye konuştu.
Özgür Gündem üzerindeki baskılara karşı dayanışmak amacıyla başlatılan “Nöbetçi genel yayın yönetmenliği” kampanyasını hatırlatan Kaya, devletin demokratik çevreleri korkutmak için bütün yayın yönetmenlerini yargıladığını söyledi. Kaya, bu dayanışma ağının cezalandırılmak istendiğini fakat bunda da başarılı olamadığını kaydetti.
Kaya, bildikleri işi yapacaklarını belirterek, “Özgür basın geleneğinin bir parçası olarak gazeteciliği devam ettireceğim. Biz biliyoruz ki bu baskı ve zulüm uygulamalarını ancak yazarak ve çizerek aşabiliriz. Toplum gerçeği öğrenmeli ki kendi hakkında özgürce karar verebilsin. Dolayısıyla bu görevi hakkıyla yerine getirmek için elimizden geleni yapacağız” şeklinde konuştu.
‘VARIZ, VAR OLMAYI SÜRDÜRECEĞİZ’
KHK ile kapatılan JINHA muhabiri Beritan Canözer ise, JINHA’nın sesi duyulmayan, ötekileştirilmiş ve erkek egemen sistem tarafından köleleştirilmeye çalışılmış tüm kadınların sesi olmak için kurulduğunu belirterek, “Tüm ajanslar kadını metalaştırarak, erkek cinayetini meşrulaştırarak katliam haberlerini yaparken JINHA, her zaman kadının yanında saf tuttu ve kadın diliyle haberler yaptı. JINHA’nın tüm çalışanları kadınlardan oluşuyordu ve kadınların gözüyle, diliyle, eliyle, düşüncesiyle haberler yapıldı” dedi. Tüm dünya kadınlarının sesi olmayı amaçlayan JINHA’nın KHK ile kapatılmadan önce de çok sayıda kadın muhabirlerinin gözaltına alınıp tutuklandığını, taciz ve tehdit edildiğini vurgulayan Canözer, “Bunların tümü JINHA’yı durdurmadı. JINHA her yerde var olmaya devam etti. Kapatıldıktan sonra da farklı ajans ve gazeteler ile çalışmalarımızı devam ettirdik. Hala alanlarda kadının rengiyle ve diliyle varız ve var olmayı sürdüreceğiz” diye konuştu. (İstanbul/MA)