Selahattin Demirtaş HDP grup toplantısında konuştu
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın iki günlük Rize ziyaretine Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay başkanlarının da katılıp beraber çay toplamasına bir tepki de HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’tan geldi. Erdoğan’a seslenen Demirtaş, “Yargıtay Başkanı’nı mevsimlik işçi gibi çay toplamaya götürüyorsun. Bir gün mutlaka hesap sorulacak” dedi.
Demirtaş’ın grup taplantısında yaptığı konuşmasının satırbaşları şöyle:
Katliamcı anlayış hep iktidar başında oldu. 57 insan devletin gözü önünde Çorum’da katlediliyor. Bütün katliamlarda olduğu gibi üstünkörü soruşturma ve cazalandırmalarla iş geçiştiriliyor.
O zaman Çorum’u cezalandırsalar Sivas olmayacak, Sivas’ı cezalandırsalar Gazi olmayacak, Gazi’yi cezalandırsalar Roboski olmayacaktı. Çorum Alevi katliamını bir kez daha lanetliyoruz.
Silopi’de bir bombalı saldırı yaşandı ve 4 kişi yaşamına yitirdi. Böylesi saldırıları, bu tür eylem biçimlerini asla tasvip etmedik. Kınıyoruz.
Aynı saatlerde Roboski köyünde Roboski katliamına benzer bir katliam yaşandı. Bu saldırıyı da kınadığımızı belirtmek istiyorum.
Milletvekilimiz kendi köyüne taziyeye gitmek istiyor. Dünden buyana girişi engelleniyor. Bunu engelleyenlere soruyorum orada fazlalık olan sizsiniz Ferhat değil.
Hurşit Külter’in infaz edildiği bilgileri geçiyor bazı hesaplardan. İnfazların birçok yerde yaşandığını biliyoruz ama sağ gözaltına alndığına dair tanıklar var. Kendisinden haber bekliyoruz ve sonuç alamamadığımızı buradan belirtmek istiyorum
Gezi direnişi o gün yaşandı bitti anması yapılacak diye bakmıyoruz. Gezi direnişi 10-15 güne sığdırılacak bir süreç değil.
Nereye köprü yapılacak nereye yol yapılacak müdahale ediyorsun, heykellere müdahale ediyorsun, kadınlara müdahale ediyor. Kaç çocuk yapacaksın, doğum kontrolü uygulamayacaksın. Bu ülkedeki insanların itiraz hakkı vardır. Anayasayı askıya alan bir suçlu ile karşı karşıyayız.
Hile yapıldı mı bilmek istiyorum
“Sistem değişmiştir ben başkanım” diyen bir suçluyla karşı karşıyayız. Cesur bir savcı çıksa, bunun vatana ihanet olduğunu belirtir.
Bir de şu var ki, gerçekten Cumhurbaşkanı seçilme yeterliliğine sahip miydi? Şaibeli. Cumhurbaşkanı iki satır açıklamayla bu tartışlamaları bitirebilir. Diploma no şudur, okulu şudur diye. Tatmin edici tek bir açıklama gelmedi. Biri de çıkıp demiyor ki, “Ben bunun üniversiteden arkadaşıydım, beraber okuduk” diye, yok. Kendisinin dönem arkadaşlarına sesleniyorum. Deyin ki “Beraber amfiye girdik, beraber yemekhaneye gittik” yok. Hocaları çıksın, desin “Ben buna ders verdim” diye. Bir taneniz de mi fotoğraf çekmediniz bununla?
Marmara Üniversitesi’nin diploma sorgulama linki mahkeme kararıyla erişime kapatılmış, girip bakamıyorsunuz da. Bir de, ben Cumhurbaşkanı adayıydım, karşımdaki rakip hile mi yaptı, bilmek istiyorum. Çok zor bir şey değil, kayıtlardan bunu çıkarın, kamuoyunda artık tereddüt kalmasın. Sahtekar olmadığından emin olmak istiyoruz. Doğal hakkımız.
Bazen üniversie mezunu ve akademisyenlerden bu yüzden mi nefret ediyor acaba diye düşünülüyor. Bizim dokunulmazlıklarımızı hararetle gündeme getirmesinin nedenlerinden biri de bu olabilir mi bakmak lazım.
Kendisi yargının bütün kademelerinde hakimiyet kurma çabası içinde. Üst yargı mensuplarını atama yetkisini ele geçirerek kendisini yargılayacak mensupları ele geçirme. Budur yapılmak istenen. Rize’d bu zatla çay topluyor ve normaldir diye açıklama yapıyorlar. Çay toplamanın neresi ortak programdır. Bizimle de gelin programlara sakıncası yoksa. Pazar günü mitingimiz var buyurun gelin.
Bu adamlar bizi yargılayacak ya. Yargı içerisinde AKP’ye teslim olmamış binlerce hakim savcı ver. Ya sizin de mi onurunuz incinmedi. Bizden çok sizin itiraz etmeniz lazım. Yargıtay Başkanı’nın derhal istifa etmesi lazım.
‘Bunlar daha iyi günleri’ derken Erdoğan, Yargı başkanı sen alkışladın bitti senin tarafsızlığın. Nasıl güveneceğiz.
Silah taşıdılar diyorlar, külliyen yalan
Silah taşıdılar diyorlar ya külliyen yalan. Örnek vereyim fezlekelerden. Kayseri’de binamız taşlanmış, yakılmış yıkılmış. Arkadaşlarımız da emniyet müdürü görevini yapmadığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulunulmuş. Kayseri savcısı da ben ve Figen hanım hakkında fezleke açmış. Kamu görevlisine iftira suçunu işledi diye. Bu savcı şu anda bize dava açacak. Bize soracaklar binanız yakılıp yıkılırken emniyet müdürünü hangi hakla şikayet ettiniz diye soracaklar. Böyle fezlekelerimiz.
Yargıtay Başkanı’nı mevsimlik işçi gibi çay toplamaya götürüyorsun
Komedyenseniz komedyenliğinizi yapın, savcıysanız savcılığınızı yapın. ‘Sözde cuma namazı kılındı’ fezleke bu. İbadetin kabul olup olmadığına da haşa kendisi belirliyor. Bunlarla uğraşıyoruz. Yargıtay Başkanı şakşakçılık ederek bizi yargı önüne çıkaracaklar. Denir bey hakkında Ağustos’ta şuç işleyecek diye fezleke gönderdiler.
Adil bağımsız bir yargı olsun diye çok uğraştık. Cumhuriyet tarihinde bağımsız bir yargı yoktur. Anayasaya uygun bireysel başvuru gerçekleştirdik. Şimdi Anayasa Mahkemesi’nin HDP’yi korumasını falan istemiyoruz, hukuku korumasını istiyoruz. Bu bizim siyasi talebimizden çok Anayasa Mahkemesinin rolü misyonu açısından tarihi bir fırsattır. Ben kişi olarak da umudumu koruyorum.
Partili cumhurbaşkanlığı adı altında anayasa değişikliği önümüzdeki günlerde meclise gelecektir. Bizi kandıramazsınız. Biz demokrasi istiyoruz. Başkan olunca hangi yetkileri olacak, şu anda kullanmadığı hangi yetkisi var.
Yargıtay Başkanı’nı mevsimlik işçi gibi çay toplamaya götürüyorsun. Bir gün mutlaka hesap sorulacak.
Parlementer sistem, başkanlık, yarı başkanlık, içi demokrasiyle doldurulduktan sonra çok farkları yoktur.