KayseriEhaber yazarı Kadir Dayıoğlu Kayseri’de İhsan Eliaçık’a fuar önüdeki sözlü ve fiziki saldırı karşısında susanları yazdı…
İhsan Eliaçık’ın Kitap Fuarı’na,protesto edilerek alınmaması üzerine şimşekler, Büyükşehir Belediyesi üzerine çekildi. Recep Bulut, güzel bir gazetecilik örneği verdi, saldırganların fotoğraflarını, kimliğini ve görev yerlerini açıkladı. Açıkladı ama Büyükşehir’den bir ses gelmedi, şuana kadar. Biz de,“sükut ikrardan gelir!” kavli gereğince, bir şeyler yazmak ve sormak ihtiyacı hissettik. Buna, ilk gün yazdığımın bir devamı olarak da bakabilirsiniz.
***
Temel soru şu: Büyükşehir ve “protestocular”, Eliaçık’ın neyini beğenmiyorlar, neyine karşılar? Açıklasınlar biz de öğrenelim. Öğrenelim ki, belki biz de,“istemezük!” korosuna dahil oluruz. Evet. Adam ne diyor, sizi rahatsız eden yanı ne? Yoksa, nasırlarınıza mı basıyor?
***
Yazar, ilahiyatçı, “antikapitalist Müslüman hareketinin” lideri, “muhalif”, -ki istisnasız tüm muhalifleri severim-, İhsan Eliaçık’ı da…Unutmayın, “muhalifler” hayatın tuzu, biberidir. Onlarsız hayat olmaz.
Kısa zamanda, Kitap Fuarı’na protesto edip sokmayanların adresi belli oldu, Kayseri Büyükşehir ve Kocasinan Belediyeleri… Buralarda çalışanlarmış, hem de önemli görevlerde…Yerel ve ulusal basına böyle yansıdı… O nedenle, bunları açığa çıkartan gazeteci Bulut’a teşekkür ediyorum.
***
Savcılık soruşturma aça mı açmaz mı? Bilemem… Benim derdim bireysel hak ve özgürlükler… Benim derdim, düşüncenin özgürce açıklanması, inançların özgürce yaşanması. Zorbalığın, zorbaların olmadığı çağcıl bir Türkiye’de yaşama hedefi…
***
Şimdi soruyorum, Başkan Mustafa Çelik’e; Sayın Başkan siz bu işin neresindesiniz, böyle bir şeyin olacağı bilginiz dahilinde miydi? Bunu açıklamak istemez misiniz? Öyle, sütre gerisine çekilip, susmak olmaz. Yok, bu işte bir dahliniz, bir haberiniz yoksa, gereğini yapacak mısınız? Bekliyoruz…
***
Bakınız, böyle bir işin, diğer “muhaliflerin” başına gelmeyeceğini, bunların can ve mal güvenliğinin garantisini kim verecek? O nedenle, kabul ederseniz, “gereğini” yapmanızı, bunları ayıklamanızı, bir dost olarak tavsiye ediyorum. Tabii, taktir sizlerin!
***
Bir lafım da 1994’lerde, malum bir yerel Gazetenin etrafında kümelenen, “din, iman, Allah, Kur’an” diyen “radikallerin” bu olay karşısında sus pus olması. Yoksa, Belediyenin, iktidarın koltuğu altına girince, mevki ve makam sahibi olunca, “Belediyelerden geçinmeye başlayınca”, o eski günlerini unuttular mı?
Bilenler söylüyor; İhsan Eliaçık, arkadaşınız, hem de en önde geleninizdi. Radikal İslamcıların lideri idi Kayseri’de… Hem, 28 Şubat’ta, iki yıl hapiste yatmıştı. Hepiniz, “davanın” birer mücahidi değil miydiniz? Yoksa, “dünün mücahidi olup da bugünün müteahhitleri” sınıfına mı girdiniz? Ne oldu da Eliaçık’tan ayrı düştünüz? Yoksa, paranın, mevkiinin, makamın tadı sıcak geldi de “davanızdan” vaz mı geçtiniz?
***
Hem eski dostları ve hem de olaya karışan belediye çalışanları için söylüyorum… Eliaçık’ın sizi rahatsız eden yanı ne? Dini yorumları mı, iktidar karşıtlığı mı? Ben biliyorum, ikisi de…
***
Yani kimse bu ülkede, geleneksel din anlayışının, “Emevi din” yorumunun aksine bir şey söylemeyecek; AK Parti’yi eleştiremeyecek mi? Eliaçık, bunun ikisini de yapıyordu… Doğru yapıyordu, yanlış yapıyordu ama yapıyordu.
***
Evet. Sizlerin bireysel özgürlük anlayışı, türbanla mı sınırlıydı? Kamuda türban sorunu çözülünce, merhum Üstadın ifadesi ile “muadele çözüldü mü?” Diğer özgürlük alanları sizi hiç ilgilendirmiyor mu?
***
Yani, şunu mu diyorsunuz; “o dönemMekke Dönemiydi, şimdi ise Medine dönemine girdik!” Tepkilere bakınca, böyle düşündüğünüzü söylemek zorunda kalıyoruz. Unutmayın, bitmez sanılan her gecenin mutlaka bir sabahı var. Bu kentte yaşayacaksak yüz yüze bakacağız. O nedenle, herkes, meydanı boş bulup sağ sola saldırmasın.
***
Evet… Sayın Çelik samimi ise, “bu işlerle hiçbir ilgim, hiçbir haberim yok, olayı olunca öğrendim!”, diyorsa, olabilir, mutlaka evvelemirde “kültür-sanat kılavuzlarınızı” bir gözden geçirsin. Zira, bu gidiş iyi bir gidiş değil. İş, şirazesinden çıkmaya, “Kayseri imajına” iyice zarar vermeye başladı.
***
Sayın Başkan; iaşesi ve ibatesi karşılanan, giderken heybesine üç-beş kuruş konan katılımcıların övgü dolu sözleri siz aldatmasın. O laflar, “seneye beni unutma!”peşrevleridir.Her gittikleri fuarda benzeri lafları ediyorlardır.
Hem, “bir milyon lira” harcanarak gerçekleşen Kitap Fuarı, “yağdanlıkların” dediği gibi öyle ahım şahım falan da değildi. Sıradan, normal bir Fuar’dı. Ülkenin her yerinde yapılanlardan bir tanesiydi.Gittim, ben de gördüm.
Öyle, öğrenci taşıyarak, kalabalık yaratarak yapılan bir etkinlik, elbette sıradandır. Önemli olan, isteyerek gelenlerin sayısıdır. Mesela, “580 Bin kişi ziyaret etti!” diyorsunuz. Peki, bunun kaçı, zorla getirilen öğrenciydi? Unutmayın alana otobüs otobüs öğrenci taşındı.
***
Evet. Büyükşehir Başkanımızın, Eliaçık olayının neresinde olduğunu öğrenmek istiyoruz? Zira, ben bu kentte yaşayan bir “hemşeriyim”, ayrıca; tüm harcamalarda, benim cebimden çıkan para da var?
***
Tabii, bu vesile ile, Talas Amerikan Koleji’ni kimler ne amaçla kullanıyor? Henüz yanıt alamadığımız sorumuzu da anımsatıyoruz. Yok, bizleri, ciddiye almıyor, yanıt verme tenezzülünde bulunmuyorsanız, taktir sizin. Ama ben bu kentte yaşayacak, bu kentin havasını teneffüs edeceksem, sormaya, sorgulamaya devam edeceğim.