Kitaplarla kurduğumuz ilişkinin farklı açıları var. Bazen sadece kütüphanemizde olsun diye kitap alıyoruz, bazen de yazarına tutkuyla bağlı olduğumuz için… Fakat bu durum hastalıklı bir şekilde istifçiliğe de dönüşebiliyor. İşte karşınızda kitap düşkünlüğü olarak da tanımlanan Bibliyomani…
Kitap sevgisi hastalığa dönüşürse: Bibliyomani
Yunanca “biblion” (kitap) ve Latince “mania”(hastalık) sözcüklerinin birleşiminden ortaya çıkan Bibliyomani aşırı kitap düşkünlüğü olarak tanımlanır.
Bu terim ilk kez 1809 yılında, İngiliz Dr. John Ferriar tarafından, Richard Heber’e ithaf edilen bir şiirde kullanılmıştır. Richard Heber’in 150 binden fazla kitapla dolu sekiz evi ve yaklaşık 100 bin sterline mal olmuş bir kitapkoleksiyonu vardır.
Psikolojide bu durum, kitap toplama ya da biriktirmenin sosyal ilişkilerin ve sağlığın zarar gördüğü bir noktaya kadar ilerlemesini içeren obsesif kompülsif bir bozukluk olarak tanımlanır. Ve bu bozukluğa yakalanan kişiler, kitabı okumak için satın almaz. Kitabı satın almak, onlar için hastalık derecesinde bir arzudur.
Bibliyoman ise; kitap kurdu, kitap düşkünü, hastalık derecesinde kitap biriktirme isteği olan kişi, sürekli kitap almak isteyen kişi, büyük bir kütüphaneye sahip olmak isteyen kişi, kitap için elindeki birçok şeyi feda edebilecek düzeyde hastalık derecesine ulaşmış kitap satın alma ve edinme eğilimi olan kişidir. Kitap istifleyicisidir kısacası.
Bibliyomanların amaç ve istekleri farklılık gösterebilir; kimi bibliyomanlar kitapları kokusu için toplar, kimileri kapaklarına hayrandır, kimileri yazınsal mirası korumak için toplar, kimileri mal varlığının ve gücünün sembolü olarak toplar kimileri özel olarak ilgilendikleri alanla ilgili yazılmış kitapları toplar, kimileri ise sırf toplamak için toplar vesaire…
Ancak bibliyomanların davranış biçimleri birbirine çok yakındır. Bir kitapçı veya sahafa girdiklerinde ceplerindeki tüm parayı kitaba yatırabilirler. Kütüphanelerinin çok özel olmasını isteyen kişilerdir. Kimsede bulunmayan kitaplara sahip olma arzusu ile tüm sahafları, kitapçıları gezerler; hatta dünyayı dolaşırlar.
Bibliyomanlar her gördüğü kitabı ya da özel olarak ilgilendiği türde yazılmış kitapları elde etmeye uğraşan, bunlara sahip olmaktan büyük zevk alan, sahip olduktan sonra da kimseye kaptırmayan, kimseyle paylaşmayan kişilerdir. Birçoğu özellikle kitap kokusuna da hayrandır.
Özel kitaplar için yapmayacakları şey yoktur. İlgilendikleri kitap için her şeylerini vermeye de hazırdırlar, hırsızlık bile yapabilirler. Tarihte yaşanan olaylar bibliyomanlar için daha da öteye giderek; kimsede olmayan bir kitaba sahip olmak adına cinayet bile işleyenleri de vardır.
Bibliyomanların faydaları da çoktur. Örneğin intihal yaparak başkalarının yazılarını çalarak kitap yapan insanları çok iyi yakalarlar. Sayılı kitapların hangi kütüphanelerde olduğunu takip eder, özel kitapların yerlerini bilirler. Ellerinde bulunan değerli eserleri çok iyi korurlar ve yeni nesillere ulaşmasını sağlarlar. Yazınsal mirasın korunması ve gelecek nesillere ulaşmasında büyük payları vardır.
Tarihte bilinen birçok bibliyoman kendi kişisel kütüphanelerini inşa etmek için tüm servetlerini imkanlarını ve vakitlerini harcamıştır. Örneğin İngiliz kitap koleksiyoncusu Richard Heberın 146.000’den fazla nadir bulunan kitaplarla dolu sekiz ayrı evi vardı. 1804’ten başlayarak kitaplara yaklaşık 100.000 sterlin değerinde bir servet harcamıştır.
Tarihin en ünlü kitap hırsızı, bir bibliyoman olan Stephen Blumberg’tir. Akıl hastası da olan Stephen Blumberg yirmi yılda 20 000 kitap, 11 000 de tarihi yazı çalmıştır. Aslında para kazanmak amacıyla sık-sık antika eşyalar çalan Stephen çaldığı kitapları hiç satmamıştır.
Yine ünlü bir bibliyoman da Thomas Phillipps (1792-1872). Ölümünde 160.000 kitap ve el yazması içeren koleksiyonu, ölümünden 100 yıl sonra bile hala açık artırmayla satılıyor olması dikkat çekicidir.
Bilinen en ünlü Türk bibliyomanı hayatı boyunca gittiği her yerde kitap toplayan Ali Emîri Efendidir. Topladığı kitaplarla Türk kültürüne büyük hizmetlerde bulunmuştur. Ali Emiri Efendi kitaplara ulaşmak için uzun yollar kat etmiştir, büyük masraflar yapmıştır.
Bibliyomani hakkında yazılmış birçok kurgu ve gerçek hikaye vardır. Thomas Frognell Dibdin’in “Bibliyomani ya da Kitap Deliliği” ve Gustave Flaubert’in “Bibliomanie’si bunlardan ikisi sadece. Fakat Dibdin’in kitabı hem kendisinin de bu hastalığa muzdarip olmasından hem de karşılaştığı gerçek koleksiyonculardan esinlendiği için önemli bir yere sahiptir.
Türk edebiyatında da bu kavram işlenmiştir. Mustafa Kutlu da Mavi Kuş adlı eserinde bibliyomaniyi işler. Mavi Kuş hikayesinde bir otobüs yolculuğunda taşrada doktorluk yapan kitap tutkunu adam karısı ile boşanmasına sebep olan bu hastalığının anısını paylaşır. Karısı günün birinde: ´ya kitapların ya ben´ deyip restini çekince, doktor kamyon tutup, kitaplarını yükleyip ayrılır evden.
Sonuç olarak bibliyomanların yaşam amacı haline getirdikleri bu durum faydalı olduğu durumlar olmasına rağmen bir hastalıktır. Her şeyin aşırısı zararlıdır. Bibliyomanlar bu rahatsızlık sonucunda telafisi mümkün olmayan travmalar yaşayabilirler, hayatlarını karartabilir ve daha ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalabilirler.
Bibliyoman olarak kalmak yerine tedavi olup bibliyofil yani kitapsever olmak daha değerlidir. En sağlıklısı da kitap manyağı olmak yerine kitapsever olmaktır.
Yazar: Mustafa Ali Öztürk
Kaynak: www.matematiksel.org