İSTANBUL – İdlib sonrasında sınıra yığdırılan mültecilerin durumunu yerinde inceleyen İHD heyeti üyesi Nuray Şimşek, mültecilerin iki ülke arasında sıkıştığını söyledi. Şimşek, mültecilerin büyük çoğunluğunun Türkiye’deki ırkçılıktan ve sömürüden kaçtığını vurguladı.
Suriye’nin İdlib kentinde Rusya ve Suriye ordusu tarafından 36 TSK askerinin öldürülmesi üzerine Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, “sınırları açtık” açıklaması sonrası on binlerce mülteci, ücretsiz otobüslerle Edirne sınırına taşındı. Sınır kapısına yığdırılan mültecilere Yunanistan güvenlik güçleri izin vermezken, müdahale sonucu dün bir mülteci boğazından vurularak yaşamını yitirdiği belirtildi. Bunun yanı sıra sınırı geçemeyen ve geri dönmek isteyen mülteciler ise engelleniyor. Her iki tarafın da kurduğu bariyerli bölgede mülteciler sıkışmış durumda.
Türkiye’nin mülteci politikasına tepki gösteren Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, sınır hattında insani felaket yaşandığını belirterek, “Suriye’den gelen dört milyona yakın düzensiz göçmen için şu ana kadar ‘muhacir kardeşlerimiz’ ifadesini kullanıyorlardı. Şimdi de iktidar, göçmenleri toplama merkezlerinde ücretsiz otobüslerle doldurup sınıra götürüyor. Cezaevlerinden çıkartıp sınıra yığıyor. On binlerce kişi sınıra yığılmış durumda. Bu sığınmacı yığdırılması sonucunda Batı ülkeleri ile insan üzerinden bir pazarlık yapılıyor” dedi.
‘SALARIM HA İLE AVRUPAYI SUSTURUYORDU’
İktidarın mülteci politikasının içeride ırkçılığı körüklediğini ifade eden Gergerlioğlu, mültecilerin istenmeyen kişiler konumuna düştüğünü söyledi. Gergerlioğlu, “İktidar ve Erdoğan mültecileri bir koz olarak kullanıyor. İdlib’deki son hadiseden sonra önceden sürekli dile getirdiği tehditlerini gerçekleştirdi. ‘Bunları salarım ha’ tehdidi vardı. Avrupa ülkeleri de bu tehdide karşı susuyordu. Çünkü Avrupa ülkeleri de bu düzensiz sığınmacıları büyük bir tehdit olarak görüyordu. Erdoğan da her seferinde tehditlerini yeniden gündeme getirerek onları susturuyordu” diye belirtti.
‘MÜLTECİLERİ KOZ OLARAK KULLANIYOR’
Türkiye ile batı ülkeleri sınırları arasında büyük bir insani felaket yaşandığını kaydeden Gergerlioğlu, mültecilerin iki arada bir derede kaldıklarını ifade etti. Bununla birlikte Türkiye’nin mülteci politikasının ne olduğu ortaya çıktığını söyleyen Gergerlioğlu, “Ne haliniz varsa gidin deniliyor. Bununla birlikte Batı üzerinde bir tazyik oluşturarak Suriye’de galip gelmek istiyor. Mültecileri sınırlara yığarak Batının kendileri ile birlikte hareket etmesini istiyor. Batının ancak bu şekilde harekete geçeceğini düşünüyor. İdlib’de çok büyük bir sıkışmışlık var. Türkiye başkasının toprağında resmen bir savaş veriyor” diye konuştu.
‘İNSANLIK DRAMI İLE KARŞILAŞTIK’
Cumartesi günü 3 kişilik bir heyet olarak sınıra gidip gözlemlerde bulunan İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi üyesi Nuray Şimşek inceleme sonuçlarını anlattı. Sınıra vardıklarında insani dramla karşılaştıklarını dile getiren Şimşek, binlerce insanın sınıra yığdırıldığını, aç ve susuz bırakıldıklarını aktardı. Sınır hattında kimi mültecilerle konuştuğunu ifade eden Şimşek, sınır hattında özelikle hamile kadınlar, yeni doğan çocuklar ve ileri yaştaki mültecilerin olduğunu belirtti. Barınma ihtiyaçlarının karşılanmadığını belirten Şimşek, birçok mültecinin soğuktan donma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu işaret etti.
Günlerdir aç ve susuz bir şekilde sınırda bekletilen mültecilerin sağlık sorunları olduğuna değinen Şimşek, “Sağlık sorunları yaşayan çok sayıda kişi vardı. Orada sekiz ve altı aylık hamile iki kadınla konuştuk. Sadece İstanbul’dan değil Türkiye’nin her yerinden insanlar var orada. Urfa’dan tut Tokat’a; Ankara’dan ülkenin birçok yerinden oraya gelmişler. Birçoğu burada bulunan derme çatma evlerindeki eşyaları satarak yol parası yapıp gelmiş. Sınırdan geçmeye çalışanlar tellere takıldığı için yaralanmışlar. Özellikle atılan gaz bombalarıyla yaralanmışlar. Hiçbir tedavi olanağı yok. İlaç ihtiyaçları var ama karşılanmıyor” ifadelerini kullandı.
‘IRKÇILIK YÜZÜNDEN GİTMEK İSTİYORLAR’
Şimşek, mültecilerin Türkiye’de geçinemedikleri için ayrılmak istediklerini, kötü koşullarda çalıştırıldıkları ve istenmedikleri için sınıra gelenlerin de olduğunu kaydeden Şimşek, şunları söyledi: “Örneğin bir baba iki çocuğu ile orada Avrupa’ya geçmek için bekliyordu. Geçinemediğini ve iki çocuğundan birinin hasta olduğunu söyledi. İş aradığını ve bulduğu işte çalıştıktan sonra iki günde bir Suriyeli olduğu için işten atıldığını dile getirdi. Türkiye’de istenmediklerini, yaşama şanslarının olmadığını söylediler. Gerekirse ölümü göze alıp gideceğiz diyorlardı. Savaştan ve şiddetten kaçmalarına rağmen ırkçılığa uğradıkları için gitmek istiyorlardı.”
BARİYERLİ BÖLGE: GİRİŞ VAR ÇIKIŞ YOK
Şimşek, ziyaretleri sırasında yaklaşık 3 bin civarı sığınmacının olduğunu, ancak Pazar günü giden heyetin aktarımına göre bu sayının 10 bin civarına yükseldiğini belirtti. Gidişlerin sürdüğüne değinen Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye sınır kapısı ile Yunanistan sınır kapısı arasında oluşturulmuş bir bölge var. Gittiğimiz sırada hiçbir güvenlik önlemi yoktu. Ama son olarak giden heyetin ifadelerine göre bölgenin belli bir bölümünü bariyerlerle kapatılmış. Orada olduğumuzda geçiş noktası olan Bosna köyünden bir geçiş imkanı olduğunu söylediler. Oradayken silah sesleri geliyordu. Tabi ne taraftan geldiğini kestirmek zor oldu. Birkaç mülteci ise Yunan sınırına gitmeye çalıştıklarını ancak Yunanistan tarafından gaz atıldığını söylediler. Bu sefer geri kaçtıklarında ise Türkiye sınırlarına doğru yaklaştıklarında, gazların Türkiye tarafından da atıldığını ve havaya ateş edildiğini söyledi. Mülteciler bir araya sıkıştırılmış durumda. Ne ileri gidebiliyorlar ne de geri gelebiliyorlar.”