Fantastik ögelerle bezediği öykülerinde gerçek dünyayı olağandışılıkla iç içe bir dille anlatan Arjantinli edebiyatçı Julio Cortazar, “Güney Otoyolu” adlı bir öyküsünde, Fransa’daki bir otoyolda sebebi bilinmeyen ve günlerce süren bir trafik sıkışıklığını anlatır.
Birbirini hiç tanımayan, ancak denk geldikleri mekandaki sıradışı durum nedeniyle birbirleriyle ilişkilenmek zorunda kalan insanlar arasında gelişen ilişkileri ve ortaya çıkan ağı anlatan Cortazar’ın öyküsü, insanların kendi kimliklerinin yerini bir süre sonra arabaların markalarının almasıyla tüketim toplumundaki bu yabancılaşmaya da dikkat çeker.
Cortazar’ın tüketim toplumuna nazire yaparken otomobilleri kendine konu seçmesi hiç rastlantı değil, zira toplu taşımacılığı bir hak olmaktan çıkarıp bir lüks haline getiren kapitalizmin yarattığı kültürde herkesin kendi otomobiline sahip olmasının sonuçlarından birisi olan trafik, hemen tüm kapitalist ülkelerde başlıca sorunlardan birisini oluşturuyor.
Cortazar’ın öyküsünün sıradışılığını zorlayacak bir örnek, son günlerde Çin’de yaşanıyor. Pekin-Tibet Ekspres Yolu’nun Pekin’e giden tarafında 100 km uzunluğunda bir trafik sıkışması, tam 9 gündür sürüyor.
Pekin’deki yol yapım çalışmalarının buna sebep olduğunu söyleyen yetkililer, sıkışıklığın bir ay kadar daha sürebileceğini ifade ettiler.