Arif Nacaroğlu
Ne acayip bir ülke olduk. İnsanlarımız hiçbir şeyi iki günden fazla düşünmek, konuşmak istemiyor. Ya da gerçekten unutuyor, hatırlamıyor.
Malum bir İngiliz, bir Fransız, bir de yurdumun güzel bölgesinin insanı fıkralarından biri.
CIA ajan alacak, mülakat var. Mülakattan çok sözlü sınav. Sır saklama, dayanıklılık testi. Boş bir oda, odada iki yarma. Tam kapıdan girerken Fransız’a fısıldıyorlar.
“Patates…İçeride ne yaparlarsa yapsınlar söyleme.”
Odada iki yarma Fransız’a tekme tokat girişiyor. Biraz hırpalanınca Fransız çözülüyor..”Durun, durun, patates.”
İngiliz biraz daha dayanıklı, ama sonunda bitkin mırıldanıyor, “patatesti, patates “
Sıra bizimkine geliyor.
“Patates.. İçeride ne yaparlarsa yapsınlar, söyleme.”
Malum bölgemizin yurdum insanımıza basıyorlar sopayı, çıt yok. Yer misin, yemez misin. Çıt yok.”
Yarmalar yoruluyor, bizimki perişan. Çıt yok. Dışarıda durumu izleyenler dayanıklı elemanı bulmuş olmanın sevincinde.
Yarmalar mola verip dışarı çıkınca bizimki kafasını duvara vurup söyleniyor.
“Hatırla ulan, hatırla. Neydi? Patlıcan mı, domates mi?
Gazze’yi, Gebze’yi, İzmit’i, Kartalkaya’yı, Narin’i, Urfa’yı, Özgecan’ı hatırlamadığımıza göre, “patates” i hatırlamayan da biz miyiz acaba?




