Marmaris’teki orman yangını, iktidarın tükenmişliğinin en yakıcı örneklerinden birini daha ortaya koydu. Geçen yıl yaşanan faciadan hiç ders alınmadığı, hiçbir önlem alma yoluna gidilmediği ortaya çıktı. İktidar, bütün yatırımını sosyal medya inzibatlarına, trol ordularına, ihale çetelerine, suç örgütlerine, tarikatlara yaparken, yargıyı, medyayı, bürokrasiyi, üniversiteyi ele geçirip yeni hapishaneler yaptırmakla uğraşırken, halkın, doğanın, ülkenin ne kadar korumasız kaldığı bir kez daha göründü. Erdoğan, yangın söndürme uçağı olmayan ülkesinin yangınını, kendi özel uçaklarından birinden çaresizce izlerken fotoğraf verdi yine…
Ama işin, bir ihmalden ya da beceriksizlikten ibaret olmadığı da giderek daha iyi anlaşılıyor. CHP Muğla Milletvekili Mürsel Alban’ın açıklamaları, bu yangınların büyük bir rant alanı da yarattığını gösterdi. Anlaşılan o ki, tıpkı deprem gibi, sel gibi, yangın da kendi “felaket zenginleri”ni yaratıyor.
Alban, helikopter ve uçak kiralamaya geçen yıl ne kadar para harcandığına dair soru önergesine cevap alamamış. Kiralamaya ne kadar para verildiğini bilsek, bugün “Söndürme uçağı almaya paramız yetmiyor” diyenleri, rakamlarla sorgulayabilir, orada ne kadar rant döndüğünü kanıtlayabilirdik.
Bir başka detay da şu: Yangın yemiş ormanlarda, zarar görmüş ağaçların kesim işinin, orman köylüleri ve onların kurduğu kooperatiflerce yapılması gerekiyor. Ama bu yasal zorunluluk değiştirilmiş; kesim işi özel şirketlere verilmiş. Kesimden elde edilen odun da ucuz fiyatlarla çok uluslu şirketlerin hizmetine sunulmuş.
Alban diyor ki: “Çok uluslu bir şirket, metreküpü 155 liradan aldığı tomrukları, sadece kabuklarını soyarak yurtdışına 730 Euro’dan sattı. Milyonlarca Euro vurgun yapıldı.”
Gördüğünüz gibi, kimileri canı pahasına yangın söndürmeye koşarken, kimileri “Acaba yangın benim sarayıma yürüyecek mi” diye havadan izlerken, kimileri de “Yangın bitse de bir an önce satışa başlasam” diye avuç ovuşturuyor. İşte Türkiye böyle yakılıyor.