Maden Kanunu değişiklik teklifinin, çevreci örgütlerin karşı çıktığı ve 68 bin imza topladığı termik santral düzenlemesi, 5 siyasi parti grubunun ortak önergesiyle metinden çıkartıldı. Madde, ömrünü tamamlamış kömürlü termik santrallere 2 yıl daha baca gazı filtresiz çalışma izni verilmesini öngörüyordu.
TBMM’ye sevk edilen Maden Kanunu’nda değişiklik öngören kanun teklifinin, ömrünü tamamlayan kömürlü termik santrallere en az 2 yıl daha kullanım hakkı verilmesine öngören 45. Maddesi, çevreci örgütlerin büyük tepkisini çekmişti.
TEMA Vakfı söz konusu maddenin kanun metninden çıkartılması için milletvekillerine çağrı yaparken, WWF-Türkiye’nin de yer aldığı Temiz Hava Hakkı Platformu’nun ve yasa kapsamındaki santrallerin bulunduğu beş ilden yerel platformların siyasi parti grup başkan vekillerine yönelik başlattığı imza kampanyasına 68 bin kişi katılmıştı. Toplanan imzalar, 12 Şubat’ta meclisteki tüm siyasi parti grup başkan vekilleri ve bu santrallerin bulunduğu illerin vekilleri ile paylaşılmıştı.
Çevreci örgütlerin termik santral zaferi
Çevreci örgütlerin tepkisi teklifin komisyondaki görüşmelerinde karşılık bulmazken, TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmelerde sürpriz bir gelişme yaşandı.
Parlamentoda bulunan 5 siyasi parti grubunun ortak imzasıyla kanun teklifinin 45’inci maddesinin teklif metninden çıkartılması için önerge verildi.
Önerge üzerinde komisyonun görüşünün sorulması üzerine TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı, AK Parti Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, “Ülkemizde 13 adet kömür olarak termik santralimiz var. Bunlardan büyük kısmının çevre izni ve elektrofiltresi olmasına rağmen birkaç tane santralde böyle bir problem var. 2019 yılının sonuna kadar verilmiş sürenin uzatılmasının uygun olmadığı Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulundaki siyasi partiler tarafından böyle ifade edilmiş, Komisyon olarak biz de bunu uygun görüşle takdire bırakıyoruz” açıklaması yaptı.
“Maddenin metinden çıkartılması sevindirici”
Önerge üzerine söz alan MHP Grup Başkanvekili, Manisa Milletvekili Erkan Akçay da şunları söyledi:
“Teklif metninde 45’inci maddede yer alan düzenlemenin tüm parti gruplarının ortak mutabakatıyla teklif metninden çıkarılmış olması oldukça sevindiricidir. Bu hususun yararlı olacağını umuyoruz. Çünkü çevre hassasiyetini daima muhafaza etmemiz ve bu konuda bir kararlılık sergileme ihtiyacımız vardır.
Türkiye’deki 13 termik santralin bir kısmının -ki içlerinde Soma Termik Santrali, Zonguldak’taki birkaç termik santralin- gerek baca gazı filtresini gerekse diğer ilgili arıtma tesisleri yapımına ilişkin bulundukları taahhüt ve sözleşmeyi yerine getirmesinin bir an evvel sağlanması ve ayrıca bu çalışmaları yapanlara da bunun teklif metninde yer almakla birlikte çıkarılması da ziyadesiyle olumlu bir uyarı olacaktır. Dolayısıyla Milliyetçi Hareket Partisi olarak bizim de hassasiyetle takip ettiğimiz çevre hassasiyetini vurgulayan bu ortak kararın hayırlı olmasını temenni ediyorum.”
“Düzenleme kitlesel ölümler vadediyordu”
HDP’li Murat Çepni de, “Son hâliyle termik santrallerde filtre zorunluluğunun iki sene daha uzatılmasından vazgeçilmesini olumlu buluyoruz, çünkü bu düzenleme kitlesel ölümler vadediyordu. Sadece 10 termik santralin yılda doğaya saldığı zehir oranı şudur: 2 milyon 106 bin ton kükürtdioksit, 35.100 ton karbondioksit. Dolayısıyla bu oran, bir kitlesel ölüm oranıdır. Fosil yakıtlar kullanan termik santral yatırımlarından tümden vazgeçilmelidir ve bunun yerine, halkın ve ekolojik sistemin zarar görmeyeceği bir enerji politikasına dönülmelidir. 3-5 tane şirketin yararına değil, halkın yararına bir politika hayata geçirilmelidir” diye konuştu.
“İki yıl daha zehirlemeye devam edeceklerdi”
CHP Grup Başkanvekili, Manisa Milletvekili Özgür Özel de, şu değerlendirmeleri yaptı:
“Bu konudaki uzlaşı son derece önemli. Özelleştirilmiş olan santrallerle ilgili böyle bir düzenleme 2019’un ta Aralık ayında sona erecek olmasına rağmen “Siz böyle bir düzenlemeyi yapmayın, nasıl olsa günü gelince erteleniyor.” diye bir hissiyatı da pekiştirecekti.
Şimdi burada hep birlikte yapmamız gereken mesele çok önemli. Bu düzenleme, Anayasa Mahkemesinin 2014’teki 93 sayılı Kararı’na da aykırıydı zaten ve 2013’ten beri süreleri vardı. Bu insanlar, bu şirketler bu düzenlemenin yapılmayacağını ve bu filtrenin takılması gerektiğini biliyorlardı. Ama iki yıl daha Soma’yı, Elbistan’ı ve diğer 11 güzel beldemizi zehirlemeye devam edeceklerdi az kalsın.
“Seçimden sonra gündeme gelmesin”
Burada bir şüphe var. Bu şüphe, seçimden önce buralarda rahatsızlık yaratıp da sıkıntı olmasın diye bunun çekilip seçimden sonra yeniden getirilebileceği konusunda. Buradan söylüyoruz: Bir gün olurda… Çünkü biz burada rektör atamaları önergesini de hep birlikte metinden çıkarttık ama daha sonra, bir ay sonra OHAL KHK’siyle düzenlendi. Buradan vatandaşlarımıza söylüyoruz: Herkesin sözü söz, bundan sonra böyle bir düzenleme yapılmayacak, zehir soluma zorunda kimse bırakılmayacak diye bu Parlamento iradesini herkes alsın. Sakın ha sakın, bu şirketler, 2019’un sonuna doğru buraya bir tane daha önerge gelip iki yıl daha uzatılması gibi bir şeyi beklemesinler. Böyle bir şey getirilirse getirenler de bu sözlerimiz karşısında mahcup olsun, o şirketler de nasıl bir iş yaptıklarını bilsinler.
İşin ikinci bir hususu da var ki ihaleye girerken herkes bu maliyeti biliyordu. Bazıları bu süre uzatılmaz diye başka bir teklif vermiş, bazıları nasılsa uzatacaklar diye başka bir teklif vermiş ve ihaleyi almış olabilirler, ihaleye fesat karıştırmanın sonradan yapıldığı bir biçimlenme olabilirdi. Arkadaşlar, bunun arkasında hep birlikte durmalıyız. Sakın ha sakın, AK Parti Grubu, 2019 sonuna doğru bir torbaya bunu bir daha koyarlarsa karşılarına siz dikilin.”
Konuşmaların ardından oylamaya sunulan 5 siyasi parti grubunun ortak verdiği önerge doğrultusunda 45’inci madde metinden çıkartıldı.
Temiz Hava Hakkı Platformu
Bu gelişmenin ardından Temiz Hava Hakkı Platformu’nun açıklamasında, yılda 1100 erken ölüme neden olabilecek 45’inci maddenin meclisteki tüm siyasi partilerin verdiği ortak önerge ile geri çekildiğine dikkat çekildi. Açıklamada, şunlar kaydedildi:
“2013 yılında kömürlü termik santrallerin özelleştirilmesinin ardından, bu santrallerin çevre yatırımlarını tamamlamaları için 2019 yılının sonuna kadar süre tanınmıştı. Bu süre içerisinde santraller, filtre ve baca gazı arıtma sistemleri gibi çevre yatırımlarını yapmadan altı yıl boyunca zehirli gazları doğrudan havaya saldı. Madde 45’in yasa teklifinden geri çekilmesi ile, kirliliğin iki yıl daha devam etmesinin önüne geçildi. Bu sayede Çanakkale, Kahramanmaraş, Karabük, Kütahya, Manisa, Muğla, Sivas, Şırnak ve Zonguldak’ta bulunan en az 10 santral 2019 sonuna kadar tüm çevre yatırımlarını tamamlamak zorunda.
“Madde 45 tekrar gündeme gelmesin”
Bulundukları bölgede hava kirliliğini ciddi oranda olumsuz etkileyen bu santrallerin çevre yatırımlarını daha fazla ertelemesine müsamaha gösterilmeyecek olmasının hava kirliliği ile mücadelede önemli bir adım olduğunu belirten Türk Tabipler Birliği Temsilcisi Doç. Dr. Gamze Varol, “Bu karar bahsi geçen termik santrallerin bulunduğu illerde, başta solunum rahatsızlıkları olmak üzere kanser dahil birçok hastalığın ve erken ölümlerinin önüne geçmek için atılan önemli bir adım. Sağlık, iki yıl daha beklemez dedik, kazandık. Yetkililerin hava kirliliği konusundaki hassasiyetinin devam etmesini ve hava kirliliğine neden olan kaynakların en aza indirilmesini edilmesini istiyoruz” dedi.
TEMA Zonguldak Temsilcisi Berran Aydan da “Emeklerimiz boşa gitmediği için çok mutluyuz. Yaşam hakkımızı, temiz hava hakkımızı savunmak için, Madde 45’in reddedilmesi için imza kampanyamıza destek veren tüm duyarlı kişilere, doğa gönüllülerine, vekillere ve basına teşekkür ederiz” diye konuştu.
Greenpeace Akdeniz Projeler Sorumlusu Deniz Bayram ise “Meclis Genel Kurulu, büyük bir yanlıştan döndü ve belki de Anayasa Mahkemesi’nden, Anayasa’nın 56. Maddesi’nde yer alan Sağlıklı ve Dengeli bir Çevrede Yaşama hakkının ihlali nedeni 3. kez geri dönecek bir 45. Madde düzenlemesini geri çekti. Madde bir daha gündeme gelmesin ve tüm santraller derhal yatırımlarını yaparak, hava kirliliği nedeni ile daha fazla erken ölümün nedeni olmasın” ifadelerini kullandı.