Ipsos’un Türkiye’yi temsil eden Hane Tüketim Paneli verilerinden derlenen bulgular, son on yılda Türkiye’de alışveriş davranışlarının çarpıcı bir dönüşüm geçirdiğini gösteriyor. Haftalık düzenli ölçümlemelere dayanan araştırmaya göre, 2015’ten 2025’e uzanan süreçte hanelerin alışveriş sepeti tutarı 16 kat artarken, alışveriş yapma sıklığı da tarihi seviyelere ulaştı.
Daha sık, daha küçük, daha çok noktadan alışveriş
Veriler, Türk tüketicisinin artık “stoklu” alışverişten uzaklaşıp, anlık ve ihtiyaca yönelik mikro alışveriş modelini benimsediğine işaret ediyor. 2015’te haftada ortalama dört kez alışveriş yapan haneler, 2025 itibarıyla haftada yaklaşık beş kez alışveriş yapıyor. Üstelik bu alışverişler tek bir kanal yerine, ortalama 15 farklı mağazaya yayılıyor.
İndirim marketleri yükselişte, geleneksel kanallar eriyor
Son on yılın kazananları arasında indirim marketleri açık ara öne çıkıyor. Hane harcamalarında payını en çok artıran kanal indirim marketleri olurken; bağımsız süpermarketler, açık pazarlar ve bakkallar en hızlı erime gösteren kanallar arasında yer alıyor. Bu tablo, perakendede hız, erişilebilirlik ve fiyat avantajının belirleyici hale geldiğini ortaya koyuyor.
Nakit yetmiyor, dijital ödeme artıyor
Araştırmaya göre bir alışverişte ödenen ortalama tutar 16 TL’den 265 TL’ye yükselmiş durumda. Enflasyon etkisiyle şekillenen bu artış, tüketicinin ödeme alışkanlıklarını da dönüştürüyor. Eskiden küçük banknotlarla yapılan alışverişler yerini, bugün büyük banknotların dahi yetersiz kaldığı sepetlere bırakırken, kredi kartı ve dijital ödeme kullanımında hızlı bir artış gözlemleniyor.
Atıştırmalıklar yeni “büyüme ekonomisi”
Ipsos verileri, son on yılın en dikkat çekici kırılımının atıştırmalık kategorisinde yaşandığını gösteriyor. Hanelerin cüzdanında payını en çok artıran kategori atıştırmalıklar olurken, bu alandaki harcamalar birçok temel gıda grubunu geride bırakmış durumda. Taze sebze-meyve ve ekmek hariç tutulduğunda, gıdaya yapılan harcamalar atıştırmalıklara yapılan harcamadan yalnızca yüzde 30 daha fazla. Oysa 2015’te bu fark iki katın üzerindeydi.
Yerel markalar güçleniyor, global markalar geride kalıyor
Harcama kalıpları değişirken, market markalı (PL) ürünler ve yerel markalar altın çağını yaşıyor. Markalı ürünlere ayrılan pay genel olarak sabit kalsa da, bu payın içindeki kompozisyon önemli ölçüde değişiyor. Yerel markalar pazar paylarını istikrarlı biçimde artırırken, global markalar büyüme yarışında geride kalıyor.
“Değişimin anahtarı alışveriş sıklığı”
Ipsos Türkiye CEO’su Sidar Gedik, araştırma sonuçlarını şöyle değerlendiriyor: “Pandemi ve ekonomik krizler gibi büyük kırılmaların yaşandığı son on yılda, Türkiye’de alışveriş dinamiklerinde köklü değişimler gördük. Sepet tutarındaki artış enflasyonla paralel ilerlerken, asıl belirleyici değişim alışveriş sıklığında yaşandı. Tüketici artık daha sık, daha çok kanaldan ve daha seçici alışveriş yapıyor. Bu da hem markalar hem perakendeciler için yeni bir rekabet alanı yaratıyor.”
Ipsos’un 14 bin haneden oluşan ve Türkiye’yi temsil eden Hane Tüketim Paneli, 2026’ya girerken perakendenin kazananlarının; yerel gücü, hızı ve erişilebilirliği elinde tutanlar olacağını net biçimde ortaya koyuyor.




