Devletin düşük zam politikalarından cesaret alan patronlar, ücretleri baskılıyor. Smart Solar’da yüzde 6’lık teklife karşı greve çıkan işçiler, MESS süreci öncesi mücadeleyi başlatıyor.
Devletin, gelecek yıl için memura yüzde 18 maaş zammı belirlemesinden, finans çevreleri ile asgari ücrete ‘yüzde 20 zam’ diplomasisi yürütmesinden ve orta vadeli programının ‘ücretleri baskılama’ kararlılığından cesaret alan patronlar, ücretlere yok hükmünde zam dayatıyorlar. Smart Solar’da ‘yüzde 6’lık teklife karşı bugün greve çıkacak işçiler, MESS grup sözleşmesi öncesi baskılara karşı mücadelenin ilk kıvılcımını çakacak.
150 bin metal işçisini kapsayan MESS grup sözleşmesi öncesi, metal sektöründe faaliyet gösteren Smart Solar patronunun yüzde 6 zam dayatmasına işçiler boyun eğmedi! Güneş paneli ve elektrik enerjisi sistemleri üretilen fabrikada çalışan 225 işçi, yüzde 50 zam talebiyle bugün greve çıkma kararı aldı.
İşçilere düşük zam dayatan Smart Solar, bu yılın ilk 6 ayında esas faaliyetlerinden 532 milyon lira kâr elde etti. Şirkete devlet kasasından 1 milyar 325 milyonluk teşvik aktarıldı. Şirket faiz ve kur farkı giderlerinden oluşan 1.77 milyar ve yatırımlara ayrılan 2.3 milyar liralık maliyeti işçilere yıkmanın peşinde.
İzmir’de bulunan, Tes-İş’in örgütlü olduğu fabrikasında ‘prensipte’ anlaşma sağlayan şirket yönetimi Birleşik Metal-İş’in örgütlü olduğu, Kocaeli’deki fabrikasındaki işçilerine yüzde 6 zam dayattı. Ücret ortalamasının net 49 bin lira olduğu fabrikada patronun bu dayatması sadece 3 bin liralık artışa denk geliyor.
Andaç Aydın Arıduru’nun haberi
Asgari ücretli geçim derdinde, Türk-İş ve Hak-İş kaçak dövüşte
Çalışma Bakanlığındaki Üçlü Danışma Kurulu toplantısı sonuçsuz kaldı. İşçiler, enflasyon ve vergi yükü altında eriyen ücretlerine dikkat çekerek “Biz üretiyoruz ama kazanan biz değiliz” dedi. Petrokimyadan belediyeye, metalden temizlik işçilerine kadar birçok işçi, adil vergi düzeni, yılda iki kez belirlenen asgari ücret ve gerçek temsil istiyor. Türk-İş ve Hak-İş ise toplantılara katılmayacağız tepkisi gösteriyor ancak mücadele kararları almıyor.
İlk müdahale hayat kurtarmaya değil delil karartmaya!
Tuzla’da bir hafta içinde iki tersanede yaşanan ölümler, ağır sanayi bahanesiyle normalleştirilmeye çalışılıyor. “Allah’ın takdiri” sözü herkesin ağzında ancak, geçmiş örnekler patronların önlem almak yerine suçu örtmeye çalıştığını gösteriyor. Basit önlemlerle önlenebilecek ölümler sürerken, ilk müdahale yine hayat kurtarmaya değil, delil karartmaya yapılıyor.
ABD’de finans krizi mi yaklaşıyor?
2008 küresel mali krizinin öncesinde yaygın olan risk alma eğilimine doğru yaşanan dönüşüm Fed’i de zor bir sınava soktu. ABD açısından yeni bir finansal krizi tetiklemesi muhtemel kırılganlıklar günümüzde oldukça yoğunlaşmış durumda. İrili, ufaklı, sistemin kalbinde ya da çevresinde yaşanan çok sayıda finansal kriz şüphesiz 1980’lerle birlikte kapitalizmin giderek daha fazla finansallaşması ile ilişkili.




