Ülkenin geleceğinden umutlu olmayan Yunanlılar, bir kez daha dar gelirlinin ezildiğini düşünüyor.
Yunanistan’da hükümetin AB ve IMF ile anlaşmasından sonra dün yapılan ilk protesto gösterilerine yaklaşık 150 bin kişi katıldı. Yunan medyası, bunun Albaylar Cuntası’nın düştüğü 1974 yılından bu yana toplanan en büyük kalabalık olduğunu belirtiyor.
Özellikle kamu sektöründe çalışanlar ile emekliler aleyhine alınan önlemlerin, halka geçirilmesinde zorluk yaşanacağına dair endişelerin artmasına neden oldu. Cihan, Yunan halkının ekonomik önlemler konusunda nabzını tuttu. Bundan sonraki beklentilerini öğrenme fırsatı buldu.
Ekonomi, Rekabet ve Denizcilik Bakanlığı çalışanı Zaros Mavrukas, “önlemlerin halk karşıtı ve barbarca” olduğunu düşünüyor. “Önlemler özellikle dar gelirli, orta direk ve emeklileri vuruyor” diyen Mavrukas şöyle konuşuyor: “Krizden çıkış için adil dağıtıma dayanan önlemler almak yerine, dar gelirliyi eziyorlar. Krizden bankalar, uluslararası sistem ve politikacılar sorumlu. Her zaman zayıflar ödüyor.” Mavrukas, ülkenin geleceğinden umutlu değil: “Bundan sonrasını Yunanlar için umut verici görmüyorum. En az 5 yıl boyunca orta direk, çalışan ve emeklinin hayatı çok zor geçecek. Ülkenin kriz tünelinden çıkması kolay olmayacak. Uzun yıllar alacak.”
İşçi Sendikaları Federasyonu çalışanlarından Giota Karathanasi ise yükün kamu çalışanlarının sırtına bindiğini düşünüyor. Karathanasi, “Hükümetin dar gelirliler için bir şey yapmadığını düşünmüyorum. Yük kamu çalışanlarının üzerine biniyor. Zenginlerden bir şey alındığını zannetmiyorum. Önlemler çok abartılı ve ülkeyi geri götürüyor.” diyor. Sert tedbirlerin ülkenin hiçbir zaman krizden çıkılmamasına neden olacağını düşünen Karathanasi şöyle devam ediyor: “Çok zor yıllar geliyor. Bunun için yollardayız. Mümkün olduğunca bunu engellemek istiyoruz.”
Turizm sektöründe çalışan genç Lambropulu Franceska ise iş bulmak için Yunanistan’dan göç etmek zorunda kalacaklarını belirtiyor. Franceska şunları söylüyor: “Olanlara ‘pes’ diyorum. Ninelerimizin yaşadığı döneme dönüyoruz. Devamlı kötüye gidiyoruz. En düşük maaşlar daha da kesiliyor. Kabul edilemez. İş bulmak için göç etmek zorunda kalacağız. Suç oranları arttı. Maalesef her gün daha kötüye gidiyoruz.”
32 yaşındaki memur Apostolos Çucas da geleceğe ilişkin karamsar olduğunu ifade ediyor. “Bunlar haksız önlemler. Bir defa daha en son sorumlu olan halk ödüyor.” diyen Çucas, “Bizim de sorumluluğumuz var. Zaman yollara çıkma ve ayaklanma zamanı.” diye konuşuyor. Çucas konuşmasını şöyle sürdürüyor: “Bugün işler çığırından çıkarsa mutlu olacağım. Sendika yöneticileri şimdiye kadar susuyorlardı. Olanları bilmiyorlar mıydı? Bir kez daha halkın ödemesini istemiyoruz. 32 yaşındayım. Doğduğumdan beri zor durumdayız deyip duruyorlar.”
“Gelecek çok zor olacak. Bu politikalarla çıkar yol bulmak mümkün değil.” diyen Çucas şunları söylüyor: “Ben bu sistemin çöktüğünü düşünüyorum. Şimdi milli konulara meseleyi çevirecekler. Aslında krizle milli meselelerin ilgisi yok. ‘Tehdit ediliyoruz’ diyerek halkla dalga geçecekler. Bütün halklar bir ve hepsi zorluk çekiyor. Birileri ise paraları yiyor.”
Yunanistan’da hükümetin AB ve IMF ile anlaşmasından sonra dün yapılan ilk protesto gösterilerine yaklaşık 150 bin kişi katıldı. Yunan medyası, bunun Albaylar Cuntası’nın düştüğü 1974 yılından bu yana toplanan en büyük kalabalık olduğunu belirtiyor.
Özellikle kamu sektöründe çalışanlar ile emekliler aleyhine alınan önlemlerin, halka geçirilmesinde zorluk yaşanacağına dair endişelerin artmasına neden oldu. Cihan, Yunan halkının ekonomik önlemler konusunda nabzını tuttu. Bundan sonraki beklentilerini öğrenme fırsatı buldu.
Ekonomi, Rekabet ve Denizcilik Bakanlığı çalışanı Zaros Mavrukas, “önlemlerin halk karşıtı ve barbarca” olduğunu düşünüyor. “Önlemler özellikle dar gelirli, orta direk ve emeklileri vuruyor” diyen Mavrukas şöyle konuşuyor: “Krizden çıkış için adil dağıtıma dayanan önlemler almak yerine, dar gelirliyi eziyorlar. Krizden bankalar, uluslararası sistem ve politikacılar sorumlu. Her zaman zayıflar ödüyor.” Mavrukas, ülkenin geleceğinden umutlu değil: “Bundan sonrasını Yunanlar için umut verici görmüyorum. En az 5 yıl boyunca orta direk, çalışan ve emeklinin hayatı çok zor geçecek. Ülkenin kriz tünelinden çıkması kolay olmayacak. Uzun yıllar alacak.”
İşçi Sendikaları Federasyonu çalışanlarından Giota Karathanasi ise yükün kamu çalışanlarının sırtına bindiğini düşünüyor. Karathanasi, “Hükümetin dar gelirliler için bir şey yapmadığını düşünmüyorum. Yük kamu çalışanlarının üzerine biniyor. Zenginlerden bir şey alındığını zannetmiyorum. Önlemler çok abartılı ve ülkeyi geri götürüyor.” diyor. Sert tedbirlerin ülkenin hiçbir zaman krizden çıkılmamasına neden olacağını düşünen Karathanasi şöyle devam ediyor: “Çok zor yıllar geliyor. Bunun için yollardayız. Mümkün olduğunca bunu engellemek istiyoruz.”
Turizm sektöründe çalışan genç Lambropulu Franceska ise iş bulmak için Yunanistan’dan göç etmek zorunda kalacaklarını belirtiyor. Franceska şunları söylüyor: “Olanlara ‘pes’ diyorum. Ninelerimizin yaşadığı döneme dönüyoruz. Devamlı kötüye gidiyoruz. En düşük maaşlar daha da kesiliyor. Kabul edilemez. İş bulmak için göç etmek zorunda kalacağız. Suç oranları arttı. Maalesef her gün daha kötüye gidiyoruz.”
32 yaşındaki memur Apostolos Çucas da geleceğe ilişkin karamsar olduğunu ifade ediyor. “Bunlar haksız önlemler. Bir defa daha en son sorumlu olan halk ödüyor.” diyen Çucas, “Bizim de sorumluluğumuz var. Zaman yollara çıkma ve ayaklanma zamanı.” diye konuşuyor. Çucas konuşmasını şöyle sürdürüyor: “Bugün işler çığırından çıkarsa mutlu olacağım. Sendika yöneticileri şimdiye kadar susuyorlardı. Olanları bilmiyorlar mıydı? Bir kez daha halkın ödemesini istemiyoruz. 32 yaşındayım. Doğduğumdan beri zor durumdayız deyip duruyorlar.”
“Gelecek çok zor olacak. Bu politikalarla çıkar yol bulmak mümkün değil.” diyen Çucas şunları söylüyor: “Ben bu sistemin çöktüğünü düşünüyorum. Şimdi milli konulara meseleyi çevirecekler. Aslında krizle milli meselelerin ilgisi yok. ‘Tehdit ediliyoruz’ diyerek halkla dalga geçecekler. Bütün halklar bir ve hepsi zorluk çekiyor. Birileri ise paraları yiyor.”
CİHAN