TÜİK’e göre aile haricindeki kişilerin olduğu hane oranı artıyor. Nedenlerden biri yüksek kiralara karşı paylaşımlı daire tercihi. Sadece öğrenciler değil, profesyonel meslek sahipleri de ortak dairede yaşamayı seçiyor.
Ebru ÇELİK
Yaklaşık bir hafta önce Türkiye İstatistik Kurumu’nun “Yoksulluk ve yaşam koşulları istatistikleri” nin ortaya koyduğu verilerden biri de çekirdek aile bulunmayan birden fazla kişiden oluşan hanehalklarına ilişkindi. Bu yapıdaki hanelerde yoksulluk bir yıl içinde yüzde 3.1 puan artarak yüzde 10.8’e çıkmıştı. Söz konusu hanehalklarının oranı 2014 yılında %2,1 iken 2021 yılında %3,2’ye yükseldi.
Nüfus istatistiklerine göre 2014’te 435 bin kişi bu tip bir hanede yaşarken 2023’te bu sayı 870 bine yaklaştı. “Çekirdek aile bulunmayan birden fazla kişiden oluşan hanehalkı “Aralarında eş, anne-çocuk veya baba-çocuk ilişkisi olmayan fertlerden oluşan hanehalkı” olarak tanımlanıyor.
Bu verilerden yola çıkarak bu hanelerin sayısının neden arttığını araştırdık. En dikkat çekici olan nedenlerden biri paylaşımlı hanelerdeki oranın artışı oldu. Öğrencilerin paylaşımlı bir evde yaşaması sıradan bir olayken çalışanlar arasında artış dikkat çekiciydi. Yoksul hanelerin en büyük giderini teşkil eden kiranın özellikle büyük kentlerde karşılanamaz bir duruma gelişine karşı paylaşımlı ev bir çözüm olarak görülüyor.
Mühendis, psikolog, öğretmen ya da hekim, salonu, mutfağı, banyosu ortak bir dairede yaşamayı giderek artan oranda tercih ediyor. Konuyla ilgili görüştüğümüz kişilerin anlattıkları duruma ilişkin ayrıntılara da ışık tuttu.
MEMURLAR DA PAYLAŞIMLI EVDE
Emlak sitelerini inceldiğimizde de paylaşımlı ev, daire odası, apart odası gibi barınma alanlarının kiralık ilanlarına sıkça rastlanıyor.
İstanbul’un farklı bölgelerinde emlak danışmanlığı yapan Dursun Gündüz, paylaşımlı evlere talebin son bir yılda artış gösterdiğini söyleyerek şöyle konuştu: Özellikle Bahçelievler, Avcılar, Bakırköy’de bu tür dairelere arz da var. Evi bir kişi kiralıyor. O kişi yanına bir başka kiracı alıyor. Ev ararken tanışıp ortak tutanlar da var. En ucuz daire 20 bin lira. Zaten buna yakın maaş alan kişinin evi tek başına tutması imkansız” dedi.
Güven özellikle aile şehir dışında olan ya da merkeze uzak oturan genç çalışanların bu yöntemi tercih ettiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Paylaşımlı ev önceden öğrencilerin tercih ettiği bir şeydi. Ancak şimdi yabancı uyruklular, özellikle İranlılar, profesyonel meslek sahipleri, memurlar tercin ediyor. Bazen ben de şaşırıyorum bir memurun gelip tanımadığı bir kişinin yanına yerleşmek istemesine. Ama hepsinin ortak noktası ekonomik koşullar. Şu an paylaşımlı bir dairede bir odanın aylık kirası Kadıköy’de 12-15 bin TL arasında. Esenyurt’ta ise 3 bin TL’ye bulunabiliyor.
BEN MÜHENDİSİM, EV ARKADAŞIM PSİKOLOG
18 yaşında yaşadığı kentten ayrılıp İstanbul’a gelen Nur Güler, o günden bu yana paylaşımlı dairede kalıyor. Mekatronik mühendisi olan ve Kadıköy’de oturan Güler, “Gelirim fena değil ama bir evi tek başıma geçindirmeye yetmiyor. Tek başına bir evde yaşamak şu an yalnızca bir hayal. Kira ve ev masrafları çok yüksek. İlk başta tanımadığım biriyle aynı evi paylaşmaya korkuyordum ancak 5 yıldır farklı insanlarla kaldığım için artık çekinmiyorum. Ancak herkes benim kadar şanslı da olamaz” dedi.
Ev arkadaşının da bir psikolog olduğunu söyleyen Güler, deneyimlerin şu sözlerle aktardı: “2 yıl önce sosyal medya üzerinden üniversite sayfama ev arkadaşı aradığımı yazdım ve şu anki ev arkadaşımı oradan buldum. Ev sahibimize bildirdim. Kentsel dönüşüm geldi bu sefer başka bir eve beraber geçtik. Evini paylaşmak isteyenlere tavsiyem ev arkadaşı ararken dikkatli olmaları.”
Mahmut Ç. bir kurye o da bir kişi ile paylaştığı evlerine bir ortak daha arıyor. 15 bin TL kirayı işletmeci olan arkadaşıyla paylaştığını söyleyen Mahmut Ç. şunları söyledi: “Elimizdeki tüm gelirimizi kiraya yatırmak istemiyoruz. Mutfak ve fatura masraflarını da bölüşüyoruz. Genciz ve kazandığımızı eve vermektense kişisel ihtiyaçlarımıza da ayırmak istiyoruz. Evimize bir kiracı daha gelirse ondan adli sicil kaydı ve depozito isteyeceğiz. Kendimizi daha fazla güvende hissederiz.”