• Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
    • Yaşam
    • Türkiye
    • Dünya
  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
    • Belgesel & Film
    • Eylem & Etkinlik
    • Fotoğraf & Karikatür
    • Kitap & Dergi
    • Müzik & Video
Adil Medya
  • Kasım 30, 2023
  • Yayın İlkeleri
  • Hakkımızda
  • Künye
  • İletişim
  • Güncel
  • Sağlık
  • Sağlık
  • Psikoloji
Adil Medya
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
      Sosyal yardımlar yoksulluğun ilacı değil

      Sosyal yardımlar yoksulluğun ilacı değil

      Cumhur İttifakı’nın bilindik taktikleri: Ah bir kavga çıksa

      Cumhur İttifakı’nın bilindik taktikleri: Ah bir kavga çıksa

      Özgür Özel, İmamoğlu ve Yavaş'ı övdü; "İşbirliğine devam" mesajı verdi

      Özgür Özel, İmamoğlu ve Yavaş'ı övdü; "İşbirliğine devam" mesajı verdi

      Tuncer Bakırhan 'HEDEP' ismi kararına tepki gösterdi, Yeniden Refah'ı hatırlattı

      Tuncer Bakırhan 'HEDEP' ismi kararına tepki gösterdi, Yeniden Refah'ı hatırlattı

    • Yaşam
      Fırtına, kar, sağanak... Deniz taştı, ev ve işyerlerini su bastı, çatılar uçtu

      Fırtına, kar, sağanak... Deniz taştı, ev ve işyerlerini su bastı, çatılar uçtu

      Kalbimiz Hrant’ın mezar yeridir

      Kalbimiz Hrant’ın mezar yeridir

      Türkiye'de trans olmak: Var olma, yaşam ve aktivizm mücadelesi

      Türkiye'de trans olmak: Var olma, yaşam ve aktivizm mücadelesi

      İnsanlar Yaşlandıkça Neden Daha Erken Uyanır?

      İnsanlar Yaşlandıkça Neden Daha Erken Uyanır?

    • Türkiye
      Tahir Elçi İzmir'de anıldı: ‘Em te ji birnakın’

      Tahir Elçi İzmir'de anıldı: ‘Em te ji birnakın’

      Fırtına, kar, sağanak... Deniz taştı, ev ve işyerlerini su bastı, çatılar uçtu

      Fırtına, kar, sağanak... Deniz taştı, ev ve işyerlerini su bastı, çatılar uçtu

      Türkiye’ye otopsi

      Türkiye’ye otopsi

      Anayasal Düzen ve Adalet Devleti paneli yapıldı

      Anayasal Düzen ve Adalet Devleti paneli yapıldı

    • Dünya
      Ortaklıkları, farklılıklarıyla: Aşırı sağın yükselişi

      Ortaklıkları, farklılıklarıyla: Aşırı sağın yükselişi

      İsrail ve Hamas arasındaki geçici ateşkes son gününe girdi: Gözler sürenin uzatılıp uzatılmayacağında, İsrail baskı altında

      İsrail ve Hamas arasındaki geçici ateşkes son gününe girdi: Gözler sürenin uzatılıp uzatılmayacağında, İsrail baskı altında

      Kobane Davası: 'Şüpheden sanık yararlanmıyor, iddia güçleniyor'

      Kobane Davası: 'Şüpheden sanık yararlanmıyor, iddia güçleniyor'

      Sömürge törpüsü: İsrail’e mahpus olmak

      Sömürge törpüsü: İsrail’e mahpus olmak

  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
      Hadislerin İncelemesi -1

      Hadislerin İncelemesi -1

      Ortaklıkları, farklılıklarıyla: Aşırı sağın yükselişi

      Ortaklıkları, farklılıklarıyla: Aşırı sağın yükselişi

      Sömürge törpüsü: İsrail’e mahpus olmak

      Sömürge törpüsü: İsrail’e mahpus olmak

      Türkiye’ye otopsi

      Türkiye’ye otopsi

    • Belgesel & Film
      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

    • Eylem & Etkinlik
      Anayasal Düzen ve Adalet Devleti paneli yapıldı

      Anayasal Düzen ve Adalet Devleti paneli yapıldı

      Anayasal Düzen ve Adalet Devleti paneli

      Anayasal Düzen ve Adalet Devleti paneli

      Mikroplastik Nedir? Canlılara ve Çevreye Nasıl Zarar Verir?

      Mikroplastik Nedir? Canlılara ve Çevreye Nasıl Zarar Verir?

      Filistin sorunu paneli yapıldı

      Filistin sorunu paneli yapıldı

    • Fotoğraf & Karikatür
      LeMan'dan İsrail kapağı: Hangi hayvan hastaneleri vurur ki?

      LeMan'dan İsrail kapağı: Hangi hayvan hastaneleri vurur ki?

      Uykusuz bu hafta kapağına TOKİ'yi taşıdı

      Uykusuz bu hafta kapağına TOKİ'yi taşıdı

      Başka Türlü | Tamam da, dezenformasyon hangisi?

      Başka Türlü | Tamam da, dezenformasyon hangisi?

      Uykusuz'dan maden faciası kapağı: Size de fıtrat mı dediler?

      Uykusuz'dan maden faciası kapağı: Size de fıtrat mı dediler?

    • Kitap & Dergi
      Kitap Fuarı 40 yaşında

      Kitap Fuarı 40 yaşında

      Haftanın öne çıkan kitapları

      Haftanın öne çıkan kitapları

      Haftanın öne çıkan kitapları

      Haftanın öne çıkan kitapları

      Hedef gösterilen Ataol Behramoğlu'nun Bitlis'teki okur buluşması engellendi

      Hedef gösterilen Ataol Behramoğlu'nun Bitlis'teki okur buluşması engellendi

    • Müzik & Video
      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

Tayfun Atay

Tayfun Atay

Vurun kanatlarınızı karanlığa kuşlarım!

Şubat 26, 2020 Alıntı Yazılar 0 comments

Facebook Twitter Google+ LinkedIn Pinterest

Yöresel ve evrensel düzlemlerde eşzamanlı yaşananları ‘insan’ gerçeğinde birbirine organikçe bağlamak… Daha iyi bir hayatı var etme umut ve inancıyla gelenekten geleceğe taşınmak… Bunlar, Hasan Hüseyin şiirini bu coğrafyanın en özgün ve özgül yapıtlarından biri kılar

Bugün, Türk şiirinin eşsiz isimlerinden Hasan Hüseyin Korkmazgil’in 36. ölüm yıldönümü. 26 Şubat 1984’te aramızdan ayrıldı o.

Hasan Hüseyin, benim gençliğimi estetik ve entelektüel anlamda alabildiğine bereketlendirmiş bir şairdir. On yıllar sonra şimdi kütüphaneme bu dev isim için yöneldiğimde, eşe-dosta dağılıp sonra geri gelmemiş olanlar dışında elimde kalan, yıprandıkça güzelleşmiş kitaplarına bakıyorum onun: Acılara Tutunmak, Haziranda Ölmek Zor, Işıklarla Oynamayın, Kızılkuğu, Filizkıran Fırtınası, Kavel, Kandan Kına Yakılmaz…

Ve elbette, Kızılırmak!..

İtiraf edeyim, bu kitapların arasında hiçbiri bende Kızılırmak kadar derin iz bırakmamıştır.

Onu daha bir başka sevdim. Her daim yeniden elime alıp göz gezdirdim, okudum, okumaya da devam ediyorum.

Hasan Hüseyin Korkmazgil (1927-1984)

* * *

Kızılırmak, bir destan şiir. Ama bu türü daha önce kullanmış şairlerin eserlerine bakıldığında onlardan önemli farklarla yapılanan bir destan şiir.

Destan şiirde anlatımı öyküleme yönetir, zaman ve mekân sürekli betimlenir. Olaylar, ilişkiler, öyküler belli bir sıralama içinde, ayrı ayrı verilir. Olayların başı, sonu belirlenir.

Kızılırmak, böyle değildir. Onda olaylar sıralanamayacak ve birbirinden koparılamayacak bir bütünlük içinde yansıtılır. Bir tarihsel olay, ona bağlı, ondan önce ve sonra yer alan diğer olaylarla birlikte bütünsel bakış içinde ele alınır. Tüm bunların bir arada tutulmasındaki beceri ve ustalık, şiirde olağanüstü bir hız ve dinamizm yaratır. Öyle ki okurken dizelere yetişmekte güçlük çektiğinizi hissedersiniz.

Çok mu ileri giderim bilmiyorum ama bu, Nâzım’ın destan şiirlerinde bile bu ölçüde karşımıza çıkmayan bir özelliktir. Hasan Hüseyin bu noktada bence ‘Usta’sı saydığı şairi aşmış ve onu (tam da onun istediği gibi!) “doğacak çocuğundan geri” kılan bir ‘evlat’ olmuştur Nâzım’a!..

Nâzım Hikmet (1902-1963)

Kızılırmak‘ı bir kez okumak, onun bütününe nüfuz etmeye ve ondaki şiirsel lezzeti tümüyle hissetmeye yetmez. Kızılırmak, olaylar ve ilişkilerin bir yumak olduğu ama birbirine karışmadığı, yaşadığımız hayat gibi müthiş devingen ve tempolu bir destan, Bedrettin Cömert’in deyişiyle bir koşudur:

“Kızılırmak, çok sesli, çokkollu bir gürüldeyiş; yapısını sadece soluğuyla kuran; ceylanları ceylan gibi değil, çizerse hilal boyunlu çizen; kavgaları kavga gibi değil, çizerse türkü türkü çizen; ince ince akıp da nehir nehir olan … çelik öfkeli bir koşudur!” (B. Cömert, Eleştiriye Beş Kala, 1981, s. 148).

* * *

Nâzım’la Hasan Hüseyin’i ayırt eden bir başka nokta da Nâzım’ın kent, Hasan Hüseyin’in kır/köy kökenli olmasıdır. Nâzım, her zaman ‘kentli’ bir ses duyurdu bize dizelerinde. Köyden, kırdan söz ettiği zaman bile çıkan ses kentlidir.

Hasan Hüseyin kır kökenli ama o da köyün olduğu kadar kentin nabzını da aynı ölçüde tutabilen bir şair. Onda kırın sesi daha bir ‘içeriden’ duyulur-hissedilir. Ama onun eserlerinde yaptığı, bir zamanlar hayli yaygın olan köy ve köycülük edebiyatının pastoral güzelleme örnekleriyle de kıyas kabul etmez.

Gelenekle modernliğin iç içeliği… Yöresel ve evrensel düzlemlerde eşzamanlı yaşananları ‘insan’ gerçeğinde organik şekilde bağlamak… Ve daha iyi bir hayatı var etme umut ve inancıyla gelenekten geleceğe taşınmak… Bunlar, Hasan Hüseyin şiirini bu coğrafyanın en özgün ve özgül yapıtlarından biri yapar.

* * *

Onun Kızılırmak’ta oğlu Temmuz’a atfen ‘yağan’ dizeleri yukarıda dediklerimi daha iyi anlatacaktır:

“Anasının karnını tekmelediğinde temmuz
kocaman ve çook akıllı bir balıktı uzayda
proton-1 uydusu Sovyetlerin
ve çelik bir kelebekti mariner-4
ensekökünde merih’in
şeftali emzikteydi bursa’da
pamuk çiçekte
çukurova’da
ve yeşil bir buluttu buğday
konya’da
sivas’ta
siverek’te” .

Devam edelim:

“Proton-1
mariner-4
anamın ak sütü gibi biliyorum ki
aynı kafadan doğma
aynı ellerden çıkmadır
ve aynı amaçla dönmeseler de uzayda
anamın ak sütü gibi biliyorum ki
bir mariner işçisi de özlemektedir barışı
en az bir proton işçisinin sevdiği kadar” .

Ve bitirelim:

“Bir oğlum olacak adı temmuz
dilinde en güzel sesi Türkçemin
kulağı en yiğit şarkılarla delik
korkak bir merakla değil yıldızlı karanlığı
vivaldi’yi dinler gibi okuyup anlıyacak
ve belki de süt dişleri sürerken balaban bir bursa şeftalisine
ay’dan kendi sesini dinleyecek
vahşi bir çiçek gibi açılmış gözleriyle”.

Bu dizelerde hem yerel hem evrensel, hem kır hem kent, hem gelenek hem modernlik, hem geçmiş hem gelecek vardır. Ama bunların hepsinin çok ama çok üstünde bu dizelerde olan, hem Yeryüzü’nü Türkiye’den görmek, hem de Yeryüzü’ne Türkiye’yi göstermektir.

* * *

1963’ün 3 Haziran’ında Nâzım’ın ölümü, 1970’in 2 Haziran’ında da Orhan Kemal’in ölümü, Hasan Hüseyin’e Haziran’da Ölmek Zor‘u yazdırmıştır (1976).

Bu şiirin yer aldığı, aynı adı taşıyan kitabını imzalatmak isteyenler bir keresinde sevgiyle takılmışlar ona: “Haziranda ölmek zor da temmuzda, ağustosta, mayısta kolay mı?”

“Dilerim onüçüncü ayda ölesiniz”, diye karşılık vermiş onlara Hasan Hüseyin…

“Onüçüncü ay yok ki!” tepkisi vermişler.

“Öyleyse çok yaşayın!” demiş o da!..

* * *

Kızılırmak’ın yazılış hikâyesi ve başına gelenler de çok ilginçtir, duygu, hüzün ve elbette direnç yüklüdür. Kitabın sonuna yine şiir gibi bir anlatımla eklemiştir büyük şair bu öyküyü (Hasan Hüseyin, Kızılırmak, Bilgi Yayınevi, 7. Basım, 1985, ss. 81-102).

Destan şiirini karısı Azime Korkmazgil hamileyken kaleme almaya başlamış ve Temmuz 1965’de bitirmiştir (“Bir oğlum olacak adı temmuz”).

Azime Korkmazgil ve Hasan Hüseyin Korkmazgil

6 Ağustos 1965’de oğlu Temmuz doğar. Oğluyla ‘kardeş’ Kızılırmak ise önce İstanbul’da bir yayınevi tarafından elden geçirilip reddedilince bir süre evde rafta bekler, sonra Ankara’da bir dergide bütün halinde Eylül 1966’da yayımlanır. Ardından, gördüğü büyük ilgiye bağlı olarak 1966 Aralık ayında kitap olarak nihayet basılır.

Ve bunun üzerinden çok geçmeden, 30 Ocak 1967’de Hasan Hüseyin, Kızılırmak‘ta “komünizm propagandası yapmak” suçundan tutuklanır.

Mahkeme 9 Mart 1967’de başlar. Heyetin isteği üzerine yapıtı inceleyen yeni bilirkişiler (üç profesör) oy birliğiyle suç bulunmadığını bildirirler. Savcı, üçüncü bir bilirkişi kurulu ister. Yeni kurul da oy çokluğu ile suç bulunmadığını bildirir.

Fakat savcı yine de mahkûmiyet ister. Mahkeme de 3 yıl ağır hapse hükmeder.

Suç isnat edilen dizeler mi?.. Buyurun:

“bir polis burnu belki – dağdaki çarıksızın çarıksızlığı
 bir büyük vurgun düzeni – belki de bir lavrens
vurgunun soygunu nevyork’ta döllediği
bir kucak sakal sanmak belki de marks’ı
toprakları denizleri insanları ingilizlemek
silahlarla beklemek sömürge sofralarını
vaşington ağalarının pilâtin dişlerine”

* * *

Elbette, bugün ne kadar farklı ki bu topraklarda mahkemeler denilecektir hemen birçok çağrışım eşliğinde…

Aynı şekilde mahkeme savcılarının-hâkimlerinin bilirkişileri hiçe sayarak verdikleri mahkûmiyet kararlarına da anlaşılmakta ki o dönemde Yargıtay’ın tavrı da bugünküne benzerdir. Çünkü Yargıtay Birinci Ceza Dairesi, 10 Eylül 1969’da mahkeme kararını bozar.

Yargıtay’ın bozma kararında da ilginç, çarpıcı ve ‘trajikomik’ ifadeler yer alır. Tarihe düşülmüş, unutulmaz bir notu tazelemek adına paylaşalım:

“Sanık Hasan Hüseyin Korkmazgil tarafından yazılıp yayımlanmış olan (Kızılırmak) adlı şiir kitabında; açlıktan, sefaletten, geri kalmışlıktan, vurgunculuktan, sömürülmeden ve emperyalizmden şikâyet edilerek bunlar üzerinde kurulmuş olan düzenin değiştirilmesi özleminin ifade edildiği görülmüştür.

Gerekçeli kararın 2 nci sahifesinde (kitabın 11 ve 12 nci sahifelerinde demokrasinin yerildiği) yazılı ise de; bu sahifelerde böyle yermeğe rastlanmamış ve ancak 11 inci sahifede (Nevyork’ta vurgunun, soygunun döllendiğinden ve Vaşington ağalarının platin dişlerinden) söz edilmesinin ise demokrasiyi yermekle bir ilgisi mevcut bulunmamıştır.” (ss. 96, 97)

Sonuçta dosyanın geri gönderildiği Üçüncü Ağır Ceza Mahkemesi davayı tekrar değerlendirmek için toplandığında savcı yine “Mahkûmiyet isterim” dese de heyet Yargıtay kararına uymuş, böylece Hasan Hüseyin ve Kızılırmak, kitap olarak ilk yayımlandığı Aralık 1965’ten dört yıl sonra yine aynı ayda (16 Aralık 1969) beraat etmişlerdir.

* * *

Mahkemede Hasan Hüseyin ve Kızılırmak’ın yanında bir başka dev isim, Avukat Halit Çelenk vardır.

Savcılar yargıçlar… Düşünceye-duyguya zulmün cellatları…

Hepsi öldü, unutuldu, gitti.

Kızılırmak hâlâ pırıl pırıl, çağıl çağıl, gürül gürül bizimle…

Halit Çelenk ve Hasan Hüseyin mi?..

Onüçüncü ayda öldüler!

Öyleyse Halit Çelenk, öyleyse Hasan Hüseyin, öyleyse Kızılırmak…

Çok yaşayın!..

Avukat Halit Çelenk (1922-2011)

* * *

Son söz elbette şiirimizin bu dev ismi ve ‘evladı’ Kızılırmak’ta:

“Silah ve şarkı
ben bütün karanlıkları bunlarla yendim
doğacak çocuğumun kanında esen
emekçi karımın dimdik bakışlarında
ve çetelerin sipsivri uykusuzluğu
silâh ve şarkı

benim bütün şarkılarım iri kuşlardır al ve şafakleyin
ışıklı nehirler büyütür silah seslerim tankaranlığında
yekinir yürür orman
yekinir yürür toprak
yekinir yürür kalabalıklar
ve der ki kitabın ortayerinde
bütün ırmakları dünyanın
kızılırmaktan geçer

vurun kanatlarınızı karanlığa kuşlarım
geçin sıcak ormanları kuşlarım
kızılırmak kızılırmak akın kuşlarım”

  • Kaynak T24

Yorumunuzu bırakın


İlgili Haberler

Alıntı Yazılar

ABD, Gazze savaşının neresinde?

Hamas militanları 60 yıllık Filistin direniş tarihinde ilk kez İsrail denetimindeki bölgeleri ele...
Alıntı Yazılar

Savaşın İsrail’e taşınması neleri değiştiriyor?

Son tırmanıştan önce dans sırası Suudilere gelmişti. Veliaht Prens Selman geçen ay BM Genel Kurulu...
Alıntı Yazılar

Ellerindeki boş tencereyi de kaybetmekle korkutuldular!

Ellerinde boş tencere vardı; bırakın bu boş tencerenin dolusunu talep etmek, “terör” ve kaos...

ZAMAN AKIŞI

Kas 29 16:34
Gündem

Sosyal yardımlar yoksulluğun ilacı değil

Kas 29 15:44
Emek

Emeklilerden sazlı sözlü eylem: 10 Aralık’ta Ankara’da yapılacak mitinge çağrı yaptılar

Kas 29 14:02
Eğitim

Eksi dokuz netle 4 yıllık üniversite

Kas 29 13:59
Ekonomi

TÜİK verileri: Ekonomiye güven kasımda geriledi

Kas 29 13:56
Gündem

Cumhur İttifakı’nın bilindik taktikleri: Ah bir kavga çıksa

Kas 29 13:46
Kültür & Sanat

TBWA/İstanbul’un BirGün için hazırladığı projeye Kristal Elma ödülü

Kas 28 16:43
Arkasayfa

Hadislerin İncelemesi -1

Kas 28 16:34
Bilim & Teknoloji

Elektrikli arabalarda gerçekten yangın tehlikesi var mı?

Kas 28 16:15
Bilim & Teknoloji

WhatsApp’ın web ve masaüstü sürümü için özellik geri dönüyor

Kas 28 16:13
Sağlık

Fazla kilolar reflüyü arttırıyor

Kas 28 14:55
Ekoloji

Kuzey Avrupa’dan Diyarbakır’a kuş göçü: İlkbahara kadar kalacaklar

Kas 28 14:12
Ekonomi

Türk-İş hesapladı: Açlık sınırı asgari ücreti 2 bin 623 lira geçti

Kas 28 14:04
Sağlık

Hep yeşilini tüketiyoruz oysa siyahı şifa deposuymuş! Üstelik 1 kaşık tüketmek yeterli oluyor

Kas 28 13:54
Gündem

Tahir Elçi İzmir’de anıldı: ‘Em te ji birnakın’

Kas 28 13:35
Gündem

Ortaklıkları, farklılıklarıyla: Aşırı sağın yükselişi

Kas 28 13:17
Ekonomi

Asgari ücrette geri sayım başladı: Hangi rakamlar konuşuluyor?

Kas 28 13:15
Gündem

Özgür Özel, İmamoğlu ve Yavaş’ı övdü; “İşbirliğine devam” mesajı verdi

Kas 28 13:09
Gündem

Tuncer Bakırhan ‘HEDEP’ ismi kararına tepki gösterdi, Yeniden Refah’ı hatırlattı

Kas 28 12:55
Sağlık

Bir hekim günde bin rapora imza atıyor!

Kas 28 12:53
Ekonomi

Kira krizine karşı ‘ev arkadaşlığı’

Kas 27 14:58
Gündem

İsrail ve Hamas arasındaki geçici ateşkes son gününe girdi: Gözler sürenin uzatılıp uzatılmayacağında, İsrail baskı altında

Kas 27 14:17
Gündem

Kobane Davası: ‘Şüpheden sanık yararlanmıyor, iddia güçleniyor’

Kas 27 13:55
Gündem

Sömürge törpüsü: İsrail’e mahpus olmak

Kas 27 13:40
Ekonomi

Kuzu etine 15 günde 45 lira zam

Kas 27 13:35
Gündem

Fırtına, kar, sağanak… Deniz taştı, ev ve işyerlerini su bastı, çatılar uçtu

Kas 27 13:04
Arkasayfa

Türkiye’ye otopsi

Kas 27 12:59
Kültür & Sanat

’14. İtalyan Sinemasıyla Buluşma Günleri’ başlıyor

Kas 27 12:36
Gündem

Batı’da savaş yorgunluğu: Biden-Scholz Planı

Kas 27 12:09
Gündem

Türkiye ve Almanya’da Anayasa Mahkemesi tartışması

Kas 26 19:51
Arkasayfa

TANRI’NIN İDEOLOJİSİ (8)